*8

17K 915 65
                                    

--- flashback---

1 saat önce
Pamir, Passionis'e Sinan'ın yanına uğramış ve şirketten çıkarken Şükrü'yü görür; Şükrü telefonla konuşuyordur.

"Aldım biletinizi Ömer Bey, 17:00 uçuşu. Sizi götürmemi ister misiniz?"

"Aman efendim... Siz isteyin, İtalya'ya kadar bile gelirim, ne demek. Ben ilgilenirim."

Pamir, doğruca Defne'nin yanına gitmeye karar verir.

---flashback son---

Defne, eşofmanlarını giyer ve aşağıya iner. Pamir, kaygılı bakışlarla Defne'nin ne yapacağını algılamaya çalışıyordur. Defne gayet ciddi ve içten bir tavırla;

Defne: Rüzgar'ı yengeme götürür müsün?

Pamir: Sen nereye?

Defne: Biraz yalnız kalmak istiyorum.

Pamir: Tabii.

Defne: Lütfen, Rüzgar'ın yanında kimsenin özellikle Koray'ın Ömer'den bahsetmeyeceğine emin ol.

Pamir: Yalnız bırakmam onu, merak etme.

Defne evden çıkar ve nereye olduğunu bilmeden yürümeye başlar. Kendisini duymamak için rastgele bir müzik açar ve onu dinlemeye çalışır. Ama başaramıyordur. Kendi iç sesini duymasına, son ses açtığı bir müzik bile engel olamıyordur.

"Bilmiyorum. Pamir'in haklı olmasından korkuyorum. Gerçekten bu kadar -zaten- bitirdi mi her şeyi? Bir kaçış mıydı onunkisi yoksa gerçekten terk ediş miydi? Bu kadar kolay mı yani? Uçak biletini alıyorsun, uçağa binip gidiyorsun, bu mudur? Ömer! Yalan olsun bu gidişin. Oğluna geleceğini söyleyip gidiyor olma! Herkesi haklı çıkarma Ömer. Lütfen.

Defne, cebinden telefonunu çıkarır, Ömer'in numarasının üzerine gelir ama bir türlü arayamaz. Yarım saatlik yürüyüşün ardından, eve geri döner. Kafasını dağıtmak için çizim yapmayı planlamıştır. Bahçe kapısından içeri girdiğinde, elinde kocaman bir poşetle merdivende oturan Ömer'le karşılaşır. Gülümser ve "Hoşgeldin" der. Ömer de gülümseyerek karşılık verir Defne'ye, kafa sallamakla yetinir.

Defne: Ne zaman geldin? Ben yürüyüşe çıkmıştım. Gel içeriye, kapıda kalmışsın.

Ömer: Rüzgar'a bir not yazmak istedim de ne yazacağımı düşünüyordum. Nerede o?

Defne: Yengem... Yengende. Neriman Yenge.

Ömer: Anladım. Ben hiç girmeyeyim içeriye, aslında gitmeden Rüzgar'ı görürüm diyordum ama. Neyse. Sen bu paketi benim için Rüzgar'a verir misin?

Defne: Gitmeden?

Ömer: Ben İtalya'ya gidiyo...

Defne: Doğru yani?

Ömer: Ney doğru olan?

Defne: 5'te uçağının olduğu?

Ömer: E-Evet. Sen nereden biliyorsun? Şükrü mü söyledi?

Defne, bir kaç adım geri gider ve sesi şiddetlenmeye başlamıştır;

Defne: Tabii ya ben kimim ki de bileyim? Zahmet etmişsiniz Ömer İplikçi buralara kadar. Ne getirdiniz oğlunuza?

Ömer, anlamaz gözlerle Defne'ye bakıyordur ve tepkisi karşısında ne diyeceğini şaşırmıştır;

Ömer: Ben... Şey... Uçak. Rüzgar'la beraber şeyapacaktık. Uçuracaktık.

Kiralık Aşk -Rüzgarlı GünlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin