*29

13.5K 676 189
                                    

Ömer'in yüzüne eşsiz bir gülümseme yayılır. Rüzgar, Ömer'e doğru koşar ve kucağına atlar. Çok özlemiştir babasını; boynuna sarılır. Ömer, Rüzgar'ın kokusunu ciğerlerine doldururken, yanağına küçük öpücükler kondurur. Sandalyesine oturur ve Rüzgar'ı da kucağına alır. Boynuna minik öpücükler kondururken, Rüzgar kıkırdar.

Ömer: Sen nasıl geldin buraya?

Rüzgar: Koriş'le yengem getirdi. Özledin mi beni?

Ömer: Çok... Çok özledim.

Rüzgar: Ben de özledim. Gelmeyecektim hemen ama dönmem gerekti.

Ömer: Nedenmiş o? Halbuki haftasonu biz gelecektik senin yanına.

Rüzgar: Seninle konuşmam lazımdı.

Ömer: Konuşalım tabii oğlum.

Rüzgar: Senin ne kadar paran var?

Ömer: Efendim?

Rüzgar: Kaç paran var?

Ömer gülümser;

Ömer: Sen bir şey mi almak istiyorsun?

Rüzgar: Yok. Benim annem zengin değil. Hulusi dedem zengin, necmi dedem zengin, neriman yengem zengin, sonraaa sinan amcam zengin, pamir abim zengin ama annem zengin değil.

Ömer, hayretle Rüzgar'ı dinlemeye devam eder;

Rüzgar: Mesela annemin maaşı var Passionis'ten. Yani buradan. Ama sahibi değil çalışanı. Patronu da Sinan Amca. He bi de sen. Yani annemle benim paramız vardı hep ama çok fazla değildi. Pahalı oyuncakları falan annemden istemiyordum ben, hulusi dedemden istiyordum. Çünkü en zengin o. büyüüük iplikçi serveti varmış onun. Çok ama-

Ömer: Rüzgar... Yani?

Rüzgar: Yani sen ne kadar zenginsin? Çünkü Koriş hep der ki, "Hayatım senin baban çok zengin." der. Ne kadar çok?

Ömer: Bilmek için mi soruyorsun, yoksa bir şey mi istiyorsun?

Rüzgar: Dayımların lokantasına biri gelmiş.

Ömer: Kim gelmiş?

Rüzgar: Böyle biri gelmiş işte, sonra lokanta kapanmış. Başkasının olacakmış artık. Teyzem dedi.

Ömer: Haciz?

Rüzgar: Heh o gelmiş. Kim o?

Ömer: Ben sana onu sonra anlatırım. Ne zaman gelmiş haciz?

Rüzgar: Bugün. Hemen döndü teyzem. İso da annesini öyle görünce çok ağladı. Hulusi Dede'm, "ben veririm parayı" dedi ama büyük ananem "olmaz!" dedi. "O düşünsün işin sonunu da öyle hareket etsin. Oh olsun şimdi ona!" dedi dayım için.

Ömer: Sende şimdi dayına yardım etmemi mi istiyorsun?

Rüzgar: Evet. Eğer paran varsa... Çünkü annem bana ben küçükken demişti ki, "Kimseden para istemek yok. Oyuncak isteyebilirsin belki. Ama asla para istemek yok. Ayıp..." Yani kimden istersem isteyeyim ayıpmış. Bir tek annelerden ve babalardan istenebilirmiş. Annemin o kadar parası yoktur. Senin var mı?

Ömer, Rüzgar'ın saçlarına küçük bir öpücük kondurur;

Ömer: Var oğlum. Ama bu haciz işleri biraz karışık. Yani para çözüm olmayabilir. Ama elimizden geleni yaparız tamam mı? Sen üzülme.

Rüzgar gülümser ve babasına sarılır; bu sırada Defne kapıyı tıklatıp odaya girer. Rüzgar'ı görünce çok şaşırır. Hızlı adımlarla, onlara doğru yürür.

Kiralık Aşk -Rüzgarlı GünlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin