*24

16K 755 193
                                    

"Sevgilim... Yok yok ağlamıyorum."

Defne ağlamaktadır. Gözyaşlarını sürekli olarak silerek devam eder. Sanki karşısında Ömer vardır, sanki Ömer'le konuşmaktadır.

Ömer Defne'nin bu her zamanki telaşlı halleri karşısında gülümser.

"Ağlamıyorum bak gerçekten. Sakın üzülme olur mu? Dağ evindeyim... Sen şimdi diyeceksin ki 'Ne işin var orada? Bu halinle Defne?' Yaaa çok mu çirkinim?"

Defne saçını düzeltmeye çalışarak konuşur.

"Benim haberim yoktu seni göreceğimden. Aman yani senin beni göreceğinden. O yüzden hazırlanamadım. Aniden geldik buraya. Pamir sürpriz yapmış."

Ömer, şaşırır...

"Pamir'i nereden tanıdığımı şaapmadım. Bir süre önce tanıştık sevgilim. Neriman Hanım'ı ziyarete geldi. Yenge... Neriman Yenge... Alışmaya çalışıyorum 'yenge' demeye... Ama zor oluyor. İnsanın alışkanlıklarını değiştirmesi ne kadar zor değil mi ya? Sana 'Ömer Bey' yerine 'Ömer' demeye çalışırken de zorlanıyordum. Alışmıştım çünkü peşinden 'Ömer Bey' diye koşmaya. Alışmak..."

Defne, hıçkırarak ağlamaya başlar.

"Ömer... YOKLUĞUNA ALIŞAMIYORUM! Seni görmemeye alışamıyorum. Sensizliğe alışamıyorum Ömeer! Neredesin? Neredesin sevgilim? Çok özledim! Çok... Ömerr."

Ömer'in gözleri yeniden dolar...

Defne, yüzünü elleriyle kapatır ve derin bir nefes alarak devam eder.

"İyiyim aşkım iyiyim. Sadece böyle şey işte... Hamilelikten. Duygularımı biraz fazla yoğun yaşıyorum. Sana ilk defa söyleyeceğim. Ben... Ben hamileyim. Gerçi sen karnımdan anladın tabii şimdi. Offf ne diyom acaba ben? Bir oğlumuz olacak. Adını Rüzgar koymaya karar verdim ama şey sen eğer beğenmezsen... "

Defne, yine araya karışan hıçkırıklarla konuşmaya çalışır. Derin derin nefes almaktadır.

Ömer'in gözyaşlarının şiddeti yeniden artmıştır. Kumandayı eline alır ve kapatmak ister. Ama izlemek zorundadır. Dayanamasa da izlemek zorundadır. Defne'nin yaşadığı acının izlerini, kendi de tatmak zorundadır... Öyle hisseder.

"Şu an nerede olduğunu bilmiyorum. Yani bunu izlerken değil de, şimdiden bahsediyorum. Şu andan... Bir yerlerde muhtemelen, beni affetmeye çalışıyorsundur. Affededebilir misin bilmiyorum sevgilim. Ben kendimi affedemiyorum ama... Dağ evindeyim. Seni, o iğrenç oyunun bana hatırlatıldığı an, sana bu oyunu oynayamayacağımı anlayıp, terk ettiğim yerdeyim. Hani demiştin ya, 'En son dağ evinde ağladım.' diye... Keşke seni bir daha ağlatmamış olsaydım. Ama biliyorum, gittikten sonra da çok ağlamışsındır. Aslında ilk başta kızmıştım sana; gittiğin için... Sonra hamile olduğumu öğrenince geçti gitti. Bir an evvel oğlumuzu kucağımıza alacağımız anı bekliyorum şimdi sevgilim. 7,5 aydır yoksun... Zaten bir aya kadar falan dönersin herhalde. Belki iki. İki buçuk? Daha da uzun kalmazsın değil mi Ömer? Yani ben de boş konuşuyorum yine...iki sene dönmeyecek halin yok ya."

Defne, buruk bir tebessümle söylemiştir son cümlesini...

Ömer, derin bir nefes alarak, videoyu durdurur. Elleriyle yüzünü kapatarak konuşur. "Sen ne yaptın Ömer?" diye kendisine okkalı bir küfür savurmaktadır. Nefes alamıyordur sanki... Ardından videoyu tekrar oynatır.

Kiralık Aşk -Rüzgarlı GünlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin