Kapı zilini duyduğumda istemsizce gözlerimi açtım.Ofladım ve yorganı kafama kadar çektim.Kimseyi istemiyordum.Neden beni burada çürümeye bırakamıyorlardı?Gitmeleri için beklemeye karar vermiştim.Saatlerce kapının önünde duracak halleri yoktu nasıl olsa.Gözümü kapattım ve kafamı yastığa gömdüm.Uyumak istiyordum.Ağlamaktan fazla yorulmuş, dağılmıştım.Uyumak en azından unutmamı sağlıyordu.Hem içki gibi kötü bir şey de değildi!
Sinirle yorganı üstümden attım ve yatakta doğruldum.Kapıdaki kişi her kim ise umarım uykumu bölmek için geçerli bir nedeni vardır yoksa büyük ihtimalle tüm apartmanı ayağı kaldırırım.Israrla kapıyı çalmaya devam ediyor, gitmiyordu.
Derin bir nefes aldım.Yataktan kalktım ve köpekli yumuşak terliklerimi ayağıma geçirdim.Sinirli adımlarla kapıya ilerledim.Kapıyı bir hışımla açtığımda birisi çığlık atmıştı.
"Biliyorum, berbat görünüyorum ama bu çığlık atmanı gerektirmiyor."dediğimde bana hayalet görmüş gibi bakıyordu.Haber vermeden geldiği için özür dilemişti.Böyle bir şeyi gerçekten sevmezdim.Ona sorun olmadığını söylediğimde biraz şaşırmıştı.Normalde biraz -peki aşırı fazla- bağırıp çağırırdım çünkü.Yanında getirdiği kişiyi görememiştim.Çocuk hiç konuşmamış hatta suratıma bile bakmamıştı.
Ben Minhyuk'a gitmesi için dolaylı yoldan baskı uygular iken çocuğu yeni fark etmiş gibi Minhyuk aniden konuyu değiştirmişti.
"Hyungwon-ah!Sana söylemeyi unutuyordum.Bu benim ev arkadaşım Wonho."
"Wonho?Garip bir isim."dediğimde çocuk hala bana bakmıyordu.Bu biraz sinirimi bozmuştu.
Minhyuk aniden çocuğun büründüğü atkıyı ve ceketi ondan sıyırdığında gözlerim kocaman olmuştu.
"H-hoseok?"diyebilmiştim sadece.
"Selam, Hyungwon."dedi ve gergin bir şekilde başının arkasını kaşıdı.
"Siz tanışıyor musunuz?"diye sormuştu Minhyuk.
O, "Evet." demişti.
Ben ise..."Pek değil."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
goodbye °hyungwonho
Cerita PendekEl ele tutuştuğumuz an korkacağımız ve sorumluluk almamız gereken bir sürü şey olacak. Bu ağırlığı taşıyabilecek kadar güçlü müyüz? |17|