bölüm beş-insanlarla konuşmamanın zararları
Durum gerçekten hiç ummadığı hatta hayal bile edemeyeceği bir hale gelmişti. Evinde sürekli bir adam dolanıyordu. Şükür ki hala odasını görmemişti. Her şey Ecem yüzünden olmuştu. Üç gün önceki gece Ceren'in bahsettiği Leonard, Ecem'in arkadaşı çıkınca başlamıştı. Ecem asla sessizce oturup beklemedi, bekleyemezdi.
Önce Berat'ın telefon numarasını Ceren'e atmış ve sürekli aramasını söylemişti. Ama Ceren reddedip durmuştu. Pekala ondan, yani Berat'tan, etkilenmiş olabilirdi ama bu kadardı. O herkesten hemen etkilenirdi. Eskiden erkek avcısıydı yahu! Ama Ecem bunu anlamadı ve Ceren'in annesi Meliha hanıma tüm konuyu gizlice anlattı.
İkisi de Ceren'in geleceğinin güzel olması için iç mimar olan Berat'ı evlerine çağırdı. Oldukça modern bir evleri olsa da, her şeyi yeniden dizayn etmek istediğini söyledi Meliha hanım ve Berat ile hemen anlaştılar. Ne Berat burasının Ceren'in evi olduğunu biliyordu, ki bilse de kabul ederdi, ne de Ceren bunlardan haberdardı, çünkü deli gibi kitap çeviriyordu.
Ta ki bu güne kadar.
Birbirinden habersiz bu iki kişi, Berat hazırladığı tasarım krokisini getirmek isteyince karşılaştı. "Senin burada ne işin var?" dedi Ceren neredeyse çelik kapıyı geri kapatacakken.
Berat güçlü kollarıyla buna hemen engel oldu ve bir şekilde içeri girmeyi başardı. "Bu daireyi yeniden dizayn edeceğim. Burada mı yaşıyorsun?" dedi adam samimi olmaya çalışarak. Sesi kulağa hoş geliyordu ve bu Ceren'i biraz yumuşattı.
"Evet, ben özür dilerim... Haberim yoktu. Bana söylemediler yani, " dedi Ceren az önceki davranışını açıklayarak. Salak gibi davrandığı için kendine kızdı ve utandı yavaşça.
Berat genç kadına baktı hemen ve gülümsedi. Ceren, Leonardta gülse böyle gülerdi dedi içinden. "Hiç önemli değil Ceren. Ben tasarım krokisi getirmiştim ama sanırım annen evde değil."
Bunu anlamak için filozof olmak gerekmiyordu. Tabi ki evde falan değildi. Cerenden gizli iş çevirmişti resmen. Neden eve gelip planını mahvetsindi ki? "Evet burada değil. İstersen bırak sen krokiyi masaya," dedi genç kadın ve salondaki masayı işaret ederken her zaman ki kıyafetleriyle olduğu için rahatladı. Bir eşofman ve tişört. Daha güzeli yoktu. Ya da daha denk geleni.
"Tamam ama annen üst katları bugün incelememi istemişti. Onu arayamaz mısın?"
Arardı ama annesi telefonu açmazdı. Bu yüzden boşuna denemeyecekti. "Sen incele üst katları, o gelmez daha," dedi genç kadın gülmeye çalışarak. Ama hemen sonra zaten az olan gülümsemesi hemen soldu. Odası darmadağınıktı. Berat itiraz etmeden merdivenleri çıkmaya başlamıştı bile. Hemen peşine takıldı ve odasına girerek kapıyı kilitledi.
Normalde düzenli biriydi ama adamın geleceğini bilir gibi bugün odasına hiç bakmamıştı. Masasının üstü dağınık, yatağı ve kıyafetleri yerle birdi. O elinden geldiği kadar hızlı bir şekilde odayı toplarken, Berat soru sormak için arkasını döndüğünde Ceren'i bulamadı. Bu yüzden odalara tek tek baktı ve kapısı kapalı odaya gelince durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marka
General FictionCeren yirmi beş yaşında, hayatını çevirmenlik yaparak geçiren kilolu bir kadındır. Geçmişte yaptığı sayısız hata ve fazla kiloları yüzünden insanlarla iletişimini sıfıra indiren Ceren'in hayatı, çevirdiği yirmi dördüncü kitap olan 'Düşlerin Ötesi...