bölüm on iki-hikayenin sonunu değiştirebilirizGenç kadın bağdaş kurmuş bir şekilde arkasına yaslanmış duruyordu. Topuz tutulan saçlarından ensesine düşen üç tutam huylandırdı onu. Gözlüğünü biraz daha geri itti ve önünde duran kocaman bir cips daha aldı. Aklı karmakarışıktan daha karışıktı. Aklına sürekli Tunayı öptüğünde geliyordu ve kendi yüzüne bir tokat atmamak için kendini zorluyordu. Ve Tuna ne demişti öyle?
Bense çok başka bir şey söylecektim.
Vücudunun tepkilerini doğal karşılıyordu, ona herhangi bir erkek öyle baksa bile heyecan yapardı. Çünkü Tuna güzel bakmıştı ve sözleri tıpkı kitaplardaki gibiydi. Aslında yaşadıkları sahne tıpkı kitaplarda en çok yaşamak istediği anlardandı. Tuna ile arkadaş olmak istiyordu, sadece arkadaş. Ona verdiği sarhoş öpücük ilk değildi ve umuyordu ki son olmayacaktı. Bu yüzden önemi yoktu. Sayısız kez bunu içinden tekrarlasa da Tuna onu arayacak diye ödü kopuyordu. Ararsa ne yapacaktı? Önceki gün motorun önünde, başlarında kasklarla yaşadıkları mucizevi andan sonra sakince dolaşmışlardı. Kışın ortasında dondurma yemişler, o nefes kesici sahneyi hiç yaşamamış gibi gülmüşlerdi.
Hepsi eve gelene kadar sürmüştü. Odasının kapısından girer girmez Ceren'in içini bir huzursuzluk kaplamış, o huzursuzluk ertesi gün depresyona dönmüştü.
"Yeme artık," dedi Ecem genç kadının önündeki cips kovasını çekiştirerek. Ceren kovadan büyük bir avuç cips aldı ve ağzına yırtılacak kadar çok doldurdu. Ecem kocayı yere atar gibi bıraktı. "Ne olduğunu anlatmayacak mısın artık Ceren?"
Genç kadın ağzını zor hareket ettirerek çiğnemeye başladı. Derin bir nefes aldı burnundan ve kilolu yüzüne yeniden baktı aynada. Ağzındakiler bitince daha dikkatli baktı bedenine. "Tuna kafamı karıştırıyor Ecem. Benim gibi birini neden sevsin ki? Neden seviyormuş gibi geliyor? Sarhoş olduğum gün öpücüğüme delice karşılık verdiğini söylemiş miydim?"
"Söylemedin! Siz baya hızlı gidiyorsunuz o zaman kızım. Peki Berat?" dedi Ecem yatağın ucuna oturarak. Ceren dudaklarını büzdü ve Berat'ı düşündü. Gri gözlü kitap kokulu adam. Berat onu seviyor gibi durmuyordu, daha çok iyi arkadaş havasındaydı.
"Beni arkadaşı olarak gördüğüne eminim, " dedi Ceren ve iç çekti. Tam bir kutu kola açacaktı ki Ecem arkadaşından erken davranıp kolayı aldı. "Daha fazla yeme ve içme. Tuna aklını karıştırıyorsa ona karşı boş sayılmazsın demektir."
Ceren sustu ve bu sefer de Tunayı düşündü. Aslında gülüşü çok güzeldi ve Ceren o gülünce gülme isteği ile doluyordu. Ve o öpücük... "Öpücük beni fazla etkilemiş olabilir. Ve şu çevirdiğim kitap. Oradaki Leo çok tatlı."
Ecem kaşlarını çattı, Ceren onun kitabı yakmak istediğinden neredeyse emindi. "Kitabın yazarını arayıp paralel evrenlere inanıp inanmadığını soracağım artık!" dedi genç kız ve Ceren o gün ilk kez gülümsemiş oldu. Genç kadın iç çekti ve bu sefer su içti. "Kitabın sonunda kızın Leonardı seçtiğini biliyorsun değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marka
General FictionCeren yirmi beş yaşında, hayatını çevirmenlik yaparak geçiren kilolu bir kadındır. Geçmişte yaptığı sayısız hata ve fazla kiloları yüzünden insanlarla iletişimini sıfıra indiren Ceren'in hayatı, çevirdiği yirmi dördüncü kitap olan 'Düşlerin Ötesi...