9.Bölüm Vampir Atakları

42 5 0
                                    

Gecenin karanlığında, yaklaşık on vampir toplanmış, geleceğe dair planlar yapıyordu. Kabus gibi çığlıkların yükseleceğini hayal eden kan emenler, sabırsızca ne yapacaklarını konuşuyordu. "Ufuk'u da öldürdüler. Bu it sürüsü zıvanadan iyice çıktılar. Bu gece arkadaşlar, onların evlerine saldırıyoruz!" İçlerinden biri çıktı. "Onların bölgesinde onlarla nasıl başa çıkacağız peki? Diye sordu. "Sayıları az, yaşadıkları yerde dönüşemeyen aile bireyleri var. Bizim hedefimiz, ailelerine zarar vermek. Kurtların ailesinden ne kadar çok kişiye zarar verirsek, onlar da kendi ailesine o kadar zarar verecektir. Onlar kendilerinden birinin vampire dönüşme ihtimaline asla katlanamaz ve o bireyleri kendileri öldürür. Bu onların çöküşü olacak. İçeride yedi kurt var. Siz hepiniz, kurtlarla savaşırken, ben insan olanlara saldıracağım."

Oğuz, Furkan nerede diye, Mehmet ve Mustafa'ya sordu. İkisi de bilmediklerini söyleyince biraz öfkelense de belli etmedi. Odasına girmek üzereyken, kurt ulumaları ve dövüş sesleri işitti. Metin ve Mete, nöbetteydi. Hızla evden çıkan Oğuz'un arkasından atılan, Mehmet ve Mustafa koşarak yetişti. Bu sırada, balkondan çoktan atlayıp, kuzenlerine yardıma koşan Tarık, dönüşmüştü bile. Sesler evin önündeki büyük bahçenin, dış kısmındaki yerden geliyordu. Dokuz vampirin arasında kalan, iki toy kurt, korkusuzca savaşıyordu. Kuzenlerinin de gelmesiyle, vampirler çil yavrusu gibi sağa sola dağılmaya başladılar. Hala sayıca üstün olsalar da asıl amaçları doğrultusunda hareket etmek gerekiyordu. Oğuz, dönüşmüş bir şekilde savaşırken, Furkan'ın zihnini yokluyordu. Ancak, Furkan yakınlarda değildi ve insan formundaydı.

"Bu sesler de ne Furkan?" Furkan, apar topar üstünü giydi. Küçük Mete'nin ablası, Aylin, yine Furkan ile beraberdi. Furkan, kız tam ayağa kalkıp yanına doğru gelince, kızın ağzını sıkıca tutup, kapıya kulak kabarttı. En alt katta çığlıklar duyuluyordu. Furkan hemen kapıya yöneldiğinde, Aylin tarafından geri çekildi. "Dur! Gitme. Oğuz, elbet vampirleri geri püskürtür. Ancak, ne kadar çok zarar ve ziyan olursa, alfalığı o kadar sarsılır." Furkan, önce itiraz etse de sonradan kabul etti. Bu sırada, vampir bulundukları kapıyı kırıp içeri daldı. Ailenin genç kızları çığlıkla, hepsi bir odaya doluşup kapıyı kilitlediler. Vampir, kapıyı kırarak içeri girdi. Kızların üzerine doğru yürürken, çenesinden akan kanı siliyordu. "Hanginizin tadına bakayım önce?" Bu sırada, balkon kapısından içeriye giren Furkan seslendi. Yan odanın penceresinden, bu odanın balkonuna atlayarak kızların arkasına geçmişti. "Benden başlamaya ne dersin pislik?" Vampir, onu görünce, biraz geri adım atmak istese de savaşı kazanabileceğini düşünüyordu. Furkan, büyük bir çatırtıyla ileriye atıldı. Saniyeler içinde, vampirin üstüne fırlamıştı. Vampir, onu tüm gücüyle ittirdi. Duvarı kırıp geçerek, balkona fırlayan Furkan, dar alanda savaş yapmaya uygun olmayan, büyük cüssesiyle tekrar içeriye, kırılan duvardan girdi. Kan emen, onu bir yumrukla karşıladı. Tekrar havaya uçan Furkan, bu kez çabuk kendine geldi ve kan emenin üzerine atıldı. Kan emen, dar alanda olmasının avantajını kullanarak, seri darbeler ile Furkan'ı yere çökertti. Onun koca gövdesini kavrayıp sıkmaya başladığında, Furkan kükreyerek yerde yuvarlanmaya başladı. Furkan'ın altında ezilen vampirin, kolunun biri kırıldı. Yerdeki koluna bakıp kahkaha atan vampir, diğer eliyle Furkan'ın burnuna arka arkaya geçirdiği yumruklarla yere yıktı. Bu sırada dışarıdan gelen ulumalar, kurtların zafer çığlıklarıydı. Vampir, balkondan kendini aşağıya atarak kaçmak için hazırlandı. Peşinden atlayan Furkan, uluyarak kuzenlerine haber veriyordu. Gecenin karanlığını bir kurşun gibi yaran Kan emen, muazzam hızla onu takip eden kurtlara karşı koyamayacağını çok iyi biliyordu. Bir süre daha kaçtıktan sonra, arkasına baktığında, hiç kimsenin olmadığını gördü. Durup sevinçle gülümsedi. En azından canını kurtarmıştı. Arkadaşları ölmüş olabilirdi ama oda Oğuzun ailesine büyük zararlar vermişti. Oğuz, onun yüzünden şimdi ailesinden bir çok bireyi öldürmek zorunda kalacaktı. Peşinde kimsenin olmayışını da buna bağladı. Tekrar harekete geçmek için hazırlandığında, bir çatırtı duydu. Arkasına tekrar baktığında, gördüğü manzara karşısında şok olmuştu. Gecenin karanlığı üzerinde büyük ve siyah bir kurt, üzerine doğru geliyordu. Vampirler, normalde Kurt adamlardan korkmazlar. Ancak, bu kurdun sessizce bir anda ortaya çıkması, ve kocaman gözleriyle, vampire kilitlenmiş olması, vampiri korkutmuştu. Siyah olmasına rağmen, büyüklüğü yüzünden bu kadar net görülüyordu. Kahverengi gözleri ile kilitlendiği vampir, korkudan yere düşüp, yerde geriye doğru sürükleniyordu. Aynı zamanda da titriyordu. Vampir, geri geri giderken, başka bir çatırdama duydu. Arkasını döndüğünde, boz renkli, siyahtan daha büyük bir kurdun, kendisine sessizce geldiğini gördü. Neler olduğunu anlayamayan kan emen, korkudan ağlamak üzereydi. Bir dalın kırılma sesi kadar ufak bir ses çıkıyordu, ve bu sesten sonra ortaya devasa kurtlar çıkıyordu. Kurtların, bu kadar sessizce kendisine doğru gelmesi onun korkmasının nedeniydi. Gecenin buz gibi karanlığında, göz gözü görmezken, vampirin etrafı yedi kurt tarafından sarılmıştı. Vampir, bir kurt çemberinin içindeydi. Kurtların her biri, sadece onun gözlerine bakarak, başları önde ona doğru ilerliyordu. Sivri ve kocaman dişleri, onun bedenini bir ısırıkta, ikiye ayırabilirdi. Ağzı ile kafasını tuttukları zaman, onun başının tamamını toz haline getirebilen, kutsanmış yaratıklar etrafını, boğucu bir sessizlikle sarıyordu. "Durun, yapmayın! Lütfen yapmayın!" Kurtlar gelmeye devam ettiler. Bir süre sonra, kan emenin acı haykırışları duyuldu. Yedi kurt, onu yok etmişti. Tozları havada kül olup yok olurken, yarattığı zarar ve ziyanı telafi etmek için geriye dönen kurtlar, civarda son bir kez uluyarak gezdi. Sesleri, onlara uzak olan çakal diyarından bile duyuluyor, onların içini ürpertiyordu. Çakallar, her an yok olma korkusuyla, yerleşim yerlerini taşıyorlardı. Nereye giderlerse gitsinler, kurtların kendilerini bulacağını düşünüp, günden güne korku hastalığının pençesine düşüyorlardı. Kurt, köşeye sıkıştığı zaman, nasıl kaçacağını değil, nasıl intikam alacağını düşünür. Bu yüzdendir ki kurda bulaşan, hiçbir vakit rahat edemez.

Kurt Uluduğu Zaman (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin