Furkan yaptığı son hamleyle, Oğuz'un tüm baskınlığını bitirmişti. Kan emenlerin omuzundan inerek, onlara geri çekilmelerini işaret etti. Kan emenler geri çekilirken, Furkan devasa bir kurda dönüşüp, kafesin kilidini bir pençe darbesiyle kırdı. Oğuz'un önüne gelirken, arkasında bir sürü kan emen vardı. Oğuz'un arkasına gelen, Mete ve Metin olası bir saldırıya hazırlıklıklı olarak bekliyorken, Mehmet ve Mustafa ise her an Furkan'ın taraftarı olmayı bekliyordu. Tarık, evin birinci katının balkonundan olanları izliyordu. Furkan ile Oğuz, bir süre birbirlerinin gözlerine bakarken, etraftan çıt çıkmadı. Furkan, Oğuz'un yanından hızla geçerken dizlerine çarpıp yere düşürdü. Bu sırada dönüşmüş olan, Mete ve Metin, binanın kapısına doğru giden Furkan'ın arkasından büyük bir gürültüyle koştu. Furkan kendisine gelmekte olan iki devasa kurdun ayak seslerini ve hırıltılarını fark edince, geri dönüp onlara doğru kükreyerek koştu. Kendi ailesinden olan, dönüşmüş kan emenler de saniyeler içinde, Mete ve Metin'in etrafını sararken, Oğuz büyük bir gürültüyle, devasa bir boz kurda dönüştü. Kan emenler, dönüşmüş olsalar da alfanın hırıltılarıyla irkildiler. İnsan olan aile bireyleri, şaşkın bir şekilde olanları izliyordu. Oğuz alfalığın elinden kayıp gittiğinin farkına varmıştı. Kan emenlerin yanında birde Mustafa ve Mehmet yer aldığında, her şey ortaya çıktı. Zihinlerinde birbirlerine demek istediklerini duyabiliyorlardı. Furkan'ın düşünceleri şu yöndeydi, "Hadi Oğuz! Tek bir hamle yap ve kalabalığın içinde yok ol!" Mustafa ve Mehmet, Oğuz'un önüne dönüşmüş halde dikildiler. Savaş artık kaçınılmazdı. Üç kurt karşısında, bir sürü kan emen ve üç kurt vardı. Dönüşmemiş aile bireylerinin sesleri git gide yükselmeye başladı. Kavgayı durdurma çabaları boşunaydı. Mehmet ve Mustafa bir anda Oğuz'un üzerine atıldılar. Onu yerle bir eden iki kurt, bir hırlamayla irkildiler. Oğuz, yerden fırlayarak Mehmet'in boğazından tutup, iki yana sallayarak fırlattı. Mehmet'in bedeni yerde sekerek, binanın duvarına çarpıp durdu. Çarptığı yerde ortaya çıkan kan, vampire dönüşen akrabalarının dikkatini çekti. Mustafa karşısında duran alfaya korkuyla bakarak, geriye doğru adımlar atarken, Furkan kan emenlerin arasından fırlayıp, Oğuz'un karşısına geldi. Oğuz'un etrafında dönerken, bir anda yükseklerden gelen bir kükremeyle, Tarık'ın ortalarına indiğini gördüler. Tarık hiç vakit kaybetmeden, Furkan'ı altına aldı. Büyük bir kavga içinde, kanlar ve tüyler etrafa saçılıyordu. Mustafa, Furkan'a yardım etmek istediği zaman, Oğuz tarafından yere devrildi. Her tarafa kükremeler hakimdi. Kan emenler korkarak da olsa, Mete ve Metin'e saldırdılar. Bu sırada ailenin dönüşmemiş bireylerden bir grup ellerine aldıkları silahlarla kan emenlere ateş açtılar. Onlarda Furkan'ın alfa olmasını desteklese de, Kurtların vampirlerin dişleri altında ölmelerine izin veremezlerdi. Furkan ve Tarık'ın dövüşü çok kanlı geçiyordu. Bu sırada, Mustafa'da etkisiz hale gelmişti. Mete ve Metin, kan emenlerin üzerine kükreyerek yürüdüğü zaman, kan emenler geriye doğru gelirken, arkalarından açılan ateşle çil yavrusu gibi dağılmaya başladılar. Furkan yerde Tarık'ın darbelerinden korunmaya çalışırken, etrafına baktı. Taraftarlarından kimseyi göremedi. Tarık onu bir paçavra gibi ağzında sallayarak, yerden yere vurdu. En sonunda fırlattı. Furkan acı bir inlemeyle elektrik direğine çarptı.
Bu sırada çakal diyarında, Kurtların bölgesinden gelen sesler işitiliyordu. Çakallar kendi aralarında ne olduğunu anlayamadan korkuyla gök yüzünü dinliyordu. Ulumalar, çığlıklar ve çatırtılar. Çakallardan bir kaçı, gidip ne olduğunu öğrenmeleri gerektiğini söylese de, diğerleri cesaret edemedi. Köyün girişinde iki silüet belirdiğinde korkuyla bakıyorlardı. İki vampir hızla köye girdi. Her yerinde çizikler, kıyafetlerinde yırtıklar ve bir tanesinin de parmakları yoktu. "Yardım edin, bizi saklayın! Kurtlara saldırdık, büyük bir zarar verdik." Çakallar kendi aralarında homurdanmaya başladılar. En sonunda içlerinden biri öne çıkarak konuştu. "Kurtlarla başımız, sizin yüzünüzden derde girdi. Gidip kendi soyundan yardım iste!" Vampir telaşla konuştu. "Kendi soyumuzun yanına varana kadar, bizi yok ederler. Kurt ailesinden en az yirmi kişiyi kan emene dönüştürdük. Duyduğunuz bu çığlıkların nedeninin ne olduğunu sanıyorsunuz? Eğer şimdi onlara saldırırsanız, ezici bir üstünlükle zafer kazanırsınız." Çakallar tekrar kendi aralarında homurdandılar. Vampirlerden biri tekrar konuştu. "Sürü ikiye bölündü! Gördük. Şuan kurtlar kendi aralarında alfalık için kavga ederken, birde dönüşmüş akrabalarıyla ilgilenmek zorundalar. Şimdi hemen saldırın! Kurtları bu topraklardan atalım." Çakalların büyük bir çoğunluğu saldırma fikrini uygun görürken, azınlık karşı çıktı. "Eğer saldırırsak yine olan bize olacak. Bu kan emen iblislerin oyununa bir kez daha gelirseniz, Kurtların tüm öfkesi üzerimizde olacak. Furkan, iki gün önce buradaydı ve bize neler anlattı ? Unuttunuz mu? Eğer şimdi saldırırsak bütün her şeyi bozarız." Vampirler şaşkındı. Çakalları her zaman kandırmak kolay olurdu. Ama bu kez, kurtlardan birinin onlarla konuştuğunu anladılar. Demek ki onlara daha iyi bir fikirle gelen olmuştu. Kan emenler oradan ayrılırken, korkuyla koşmaya başladılar. Gece boyunca koşan kan emenler, en sonunda vampirlerin yoğunlukla yaşadığı yere gelmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt Uluduğu Zaman (TAMAMLANDI)
WerewolfKurt uluduğu vakit, sefer vakti demektir. Ataları kurt olan yüce soy ve en güçlü Kurt Adam kavimi olan Türkler, bozkıra yeni bir huzur getirmek için gizlendikleri yerden dışarıya çıktılar. Uluyan bozkurtlar onlara yol gösterdi. Onların soyunu yüce k...