Gün aydınlanırken, Gökbörü'nün evlatları, yeni dönüşümü bekliyordu. Atalarının mirasını öğrenen, Mete dönüşeceği günü beklemeye devam etti. O günden beri, vücudu çok sıcaktı. Eskisine göre artan gücünün de farkındaydı. Çoktan dönüşmüş olan, Furkan ise, artık kardeş gibi büyüdüğü kuzenleriyle takılmıyordu. Dayılarından avlanma dersi alıyordu. Aslında buna derste denemez, içindeki hisleri nasıl kullanacağını öğreniyordu. Gecenin karanlığında rahatlıkla görebiliyordu, insan haliyle de muazzam bir güce sahipti. Güç, ona kibir getiriyordu. Şimdiden, Mete ve küçük Mete hariç, bütün kuzenlerinin dönüşmesi için elinden geleni yaptı. Eğer ikisi dönüşmezse, kendisinin alfa olacağını biliyordu. Planları da işe yaramaya başlamıştı. Henüz Mete dönüşmeden, iki kuzeni daha dönüştü. Dönüşenler, diğerlerinden ayrılıp taraf oluyordu. Bu durumda canı sıkılan en çok iki kişi vardı. Biri, Mete'nin amcası, diğeri de babasıydı. Civarda kulaklarına gelen, insan ölümlerinin tek sebebi ise, kan emenler idi. Bu olayları ise insanlar hayvan saldırısı olarak algılıyorlardı. İnsan soyunu koruyacak hiçbir etken kalmamıştı. Bu şehrin dönüşen kurt adamları, daha toydu. Furkan dışında dönüşen toy kurtlar, Mehmet, ve Mustafa idi. Üçlü bir gruplaşmaya girmişlerdi. Furkan'ın neyi amaçladığını bilmeyen genç kurtlar, diğer kuzenleri ile aralarına taş koydular. Elde ettikleri bu güç, onlar için oyuncak gibiydi. Henüz dönüşmese de, Mete'nin insan formundaki gücü gün geçtikçe arttı. Meteyi kendisinden daha küçük olan, diğer Mete'den ayıran bir özellikte, ikinci isminin, "Oğuz" olmasıydı. İkili aynı yerde oldukları zaman, çoğu kez onu, Mete Han, yerine Oğuz diye çağırırlardı. Oğuz, bu gruplaşmanın neyi amaçladığını anladığında, Metin ve Mete ile taraf olmuştu. Metin, dönüşüm olaylarından çok daha öncede her zaman, Oğuz'un yanında olmuştu. Küçük Mete ise, ağabey olarak gördüğü, büyüğünden hiç kopmamıştı. Klasik, her zaman yaptıkları bir futbol maçı bile, bir güç gösterisi olmuştu. Altılının maçlarını ise, tüm sülale izliyordu. Önceden dikkat çekmese de bunun bir güç gösterisi olduğunu onlarda biliyordu.
Akşam üstü oynamaya başladıkları maçta, geniş beton arazide çarpışan altı kurt vardı. Çok sert geçen mücadeleyi, Oğuz, Mete, Metin üçlüsü galip götürürken, Furkan'ın yaptığı bir faul kavgaya sebebiyet verdi. Ortamda gerginlik artarken, dönüşümü gerçekleşmiş olan toy kurtların bedeni titremeye başladı. Sinirlerine hakim olamayan Furkan, Metinin diz kapağına attığı bir tekmeyle çocuğun bacağını oracıkta kırdı. Yere acılar içinde serilen toy kurt, arkasını dönüp, gelecekte alfa olmasını umduğu, kuzenine baktı. Küçük Mete sessizce, Büyüğünün ne yapacağını izliyordu. Oğuz, ikilinin yanına geldiğinde, tüm sülale nefeslerini kesmiş, ne olacağını izliyordu. Olaya kimsenin karışmaması, Oğuz'un babası, Kuzey'in kesin emrinin sonucuydu. Oğuz, Furkan'ı geriye doğru ittirdiğinde, Furkan'dan yediği bir yumrukla havaya uçtu. Yere indiğinde bir kaç metre sürüklenen toy kurt, tüm öfkesiyle kalkıp kuzeninin üstüne koştu. O daha koşarken, vücudundaki yaralar iyileşmişti bile. Aile bireyleri, bu kadar hızlı iyileşmesinin dönüşmüş olsa bile olamayacağını düşünürken, Oğuz'un, Furkan'a attığı yumrukla, Furkan bir kaç metre geriye sürüklenişini, ardından da devasa bir kurda dönüşmesine şahit oldu. Büyük kükremeler ve çatırtılarla kurda dönüşen Furkan, yanında dikilen taraflarına baktı. Metinin vücudu kendini iyileştirmeye başlamıştı. Oğuz, az sonra karşısında üç tane devasa kurt bulmuştu. Mehmet ve Mustafa, Furkan ne derse yapıyordu. Yani, şimdiden Furkan alfa olmuştu. Sürünün dönüşen kurtlarının ona biat etmesi demek, Oğuz'un dönüştükten sonra, alfa olamaması demekti. Bunun farkına geçte olsa varmıştı. Aralarından su sızmayan, iki kardeş gibi büyüyen iki insanın, liderlik için savaşlarının bu daha ilkiydi. İnsan formunda olan Oğuz, yay kaşlarını çatarak karşısındaki üç kurda bakıyordu. Genç kurtların bakışlardan birazda olsa çekinmesi, gerçek alfayla kan bağının olmasına dayanıyordu. Furkan saldırıya geçip, Oğuz'u altına alınca, diğer iki kurtta yere düşmüş Oğuz'un bedenini parçalamak için atıldı. Arkalardan yıldırım gibi gelen, Küçük Mete kurtlardan birinin ağzına attığı yumrukla sersemletti. Ancak hiçbir işe yaramamıştı. Oğuz, Furkan'ın çenesini yukarı kaldırmaya çalışıyordu. Bunu yaparken de, dizleriyle onu üzerinden attı. Havaya fırlayan kurt, yere indiğinde kollarını arkadan ona dolayan Oğuz karşısında yetersiz olduğunu anladı.
Tüm bu karışıklar yaşanırken, bir çığlık duyuldu. Kuzey, hızla çamlığa dönüp etrafı dinledi. "Kan emenler!" Bunu der demez, binanın içine girip bodrumdan aldığı silahlarla çıktı. Daha sonra, üç insan kuzenini kan içinde bırakmış olan, genç kurtlara dönüp, "Beni takip edin!" Diye yüksek ve gür bir sesle bağırdı. Aile bireyleri bir bir içeri girerken, üç kurt ve iki insan çamlığa daldılar. Yerden ağır yaralı bir şekilde kalkan Oğuz, Mete'nin yaralarını kontrol etmek için yanına geldi. Oda iyileşiyordu. Metinin kırığı ise düzelmişti. Dönüşmeyi bekleyen üç kurt, çamlığa yardıma koştular. Oğuz, arkasında kalan kuzenlerini beklemeden, çamlığın kuytu yerlerine ilerledi. İki ağacın arasında bir parıltı gördü. Parıltıya doğru yürüdüğünde, bir kurt uluma sesi işitti. Daha sonra parıltının içinden Gökbörü gözüktü. Gökbörü uludu. O uluduğu zaman, zangır zangır titreyen Oğuz'un vücudu gerildi. Bir anda çatırdamalar duyuldu. Gökbörü yanına gelip, nefesini ona üfledi. Oğuz, çatırdamalar eşliğinde geriye doğru giderken, Gökbörünün tekrar ulumasıyla devasa bir Bozkurt'a dönüştü. Gökbörü tekrar uludu ve kafasını gideceği yöne doğrultup, sanki onu takip etmesini ister gibi işaret etti. Oğuz, Gökbörünün peşinden gitti. Çamlığın geniş bir alanının üstüne geldiler. Gökbörü aşağıya bakıp uludu. Oğuzda alemleri titreten ulumasıyla uludu. Aşağıya baktığında, üç kan emenin iki silahlı adama saldırdığını gördü. Oğuz tekrar göğü çınlatan sesiyle uludu. Ve tepeden aşağıya atladı. Babası ve amcasının önüne, kan emenlerin ortasına bir paravan gibi düştü. Onu gören kan emenler, şaşkın bir ifadeyle etrafa bakarken, Babası ve Amcası daha şaşkındı. Onun Oğuz olduğunu, diğer kurtlardan biraz daha büyük oluşu, ve tüyünün boz olmasından anladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt Uluduğu Zaman (TAMAMLANDI)
Kurt AdamKurt uluduğu vakit, sefer vakti demektir. Ataları kurt olan yüce soy ve en güçlü Kurt Adam kavimi olan Türkler, bozkıra yeni bir huzur getirmek için gizlendikleri yerden dışarıya çıktılar. Uluyan bozkurtlar onlara yol gösterdi. Onların soyunu yüce k...