7.TEORİ: U DÖNÜŞÜ

145 118 59
                                    


NOT; Hızlıca yeni bölüm geldi sevgili okurlarım. Yorumlarınızı ve yıldızı renklendirmeyi unutmayın ki bir sonraki bölümdeki şok şok şok gelişmeyi bir an önce yazayım sizler için. Ama inanın bana gülmekten bağıracaksınız :)... Sevgiler. Keyifli Okumalar.


*******

İçeri geçtiklerinde herkes onları bekliyordu. Yavuz başladı konuşmaya;

"Biz evliliği kabul ediyoruz."
Tüm gözler bu sefer Derin'e yöneldi, babası buna inanmak için kızından da duymayı bekledi;

"Benim şartlarımı hemen yarın yerine getireceksin en azından bugün bir kısmını yerine getirdiğin o işi tamamla. Diğer isteklerim yine elinde koz olarak durabilir. Ama o 7'yi yarın '25'e tamamlayacaksın."

Diğerleri bir şey anlamasa da Derin ve babası burs işini aralarında halletmiş oldu. Ama bir şartı daha vardı ve bu herkes gibi Yavuz'a da sürpriz oldu;

"Nişan aile arasında olmayacak, basına duyurulacak, birkaç haberci gelip resim de çeksin. Küçük bir tören değil, görkemli bir törenle nişanlanmak istiyorum."

*******

*******
Derin... Boş yok paketlerinden bile eli boş dönen bahtsız kızın dramına şahit oluyordu bu aile, ama işin acı tarafı kimse farkında bile değildi. Okulda harç paralarını tamamlayamayan öğrencilerin sorunları için bu nişanı kabul etmişti genç kız, peki ameliyat bekleyen o küçük çocuk ne olacaktı?

Afrika'da açılacak bir su kuyusu için kendi kuyusunu bile kazabilirdi. Erkekliği daha düne kadar dalga konusu olan, tek derdi para ve menfaatleri olup kapitalizmin kölesi sıfatını en az babası kadar hakkıyla taşıyan, bir davasının ve gayesinin olmasından çok uzak bir hayat yaşayan bu adamla evlenmeyi kabul etmişti.

Bir de ötenazi yasak denilirdi bu ülkede. Hiç de bile, genç kız kendi elleriyle intihara giderken ailesi de genç kıza Herodot'un tarihinde anlatılan o kadınlara yapılan muameleyi yapmaktaydı. Hani şu eşleri öldüğünde onunla birlikte canlı canlı yakılarak ızgara köfte olmayı onur sayan tarihin acınası kadınları var ya, ha işte onlardan bir farkı yoktu genç kızın.

Bunun yanında başka bir vahim durum daha vardı ki Halil Bey kızını iyi tanıyordu ve her ne kadar yardımlar için her şeyi yapabilecek biri olsa da, bu kadar kolay bu durumu kabullenmesi aklını kurcalıyordu. Bu konudaki düşüncelerinde yalnız da değildi üstelik.

Yavuz Eraslan, çölde su bulmuş bedevi gibi dört ayak üstüne düşmüş olduğunu düşünse de, bu anarşizmin ve asiliğin koşulsuz sembolü kızın neden herkese duyura duyura bir nişan töreni yapılmasını istediğini anlamış değildi.

Oysa ki çölde su bulmuş bedeviden ziyade bahtsız bedevinin tekiydi, sadece bundan haberi yoktu o kadar.

"Yavuz, hey Yavuz Efendi Ekselansları! Beni duyuyor musun?"

Genç kız müstakbel nişanlısına sesini duyuramazken,

"Aradığım kişiye şu an ulaşılamamaktadır, ah keşke hatlar bir ömür kesilse" diye iç geçiriyordu.

Yavuz ise;

"Beni sürekli küçük görüyor, üniversitedeki arkadaşlarının benimle alakasını bilinmesini istemiyor ama numara tabi, kesin benim gibi bir nişanlısı olduğunu herkese yayıp hava atmanın derdinde.

Tabi ya, nişanda benim resmimi çekip kendisine malzemede hazırlar bu, ben bile her gün aynada gördüğüm sanat eserine inanamazken işi gücü isyan peşinde olan bu erkek ruhlu kız ne yapabilirdi ki zaten" diyerek egosunu okşamakla meşguldü. Evet kızın aradığı numara (!) gerçekten meşguldü.

AŞK'IN ASİ HALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin