bölüm8:Kaza

869 49 0
                                    

Sabah uyandığımda Mert uyuyordu.Yüzüne bile bakmadan aşşağıya indim.Hemen kendime yiyecek birşeyler hazırladım Mertle karşılaşmadan evden çıkmak istiyordum ki yine şans benden yana değildi.

"Günaydın Derin." dedi ama ben cevap vermedim.Ona hala küstüm dün gelip yanımda bana sarılıp yanımda yattı diye onu affedecek değildim.Aslında  normalde olsa ederdim ama hayır etmeyecektim.Onu görmezden gelerek mısır gevreğimi yemeye devam ettim.

"Hala küsüs demek.Bak Derin ben sana öyle bişey söylemek istemedim_" kapının çalmasıyla sözü yarıda kesilmişti.Gidip kapıyı açtı.Gelene bak Cansu.Aman ne güzel.Hemen odama çıktım muhattap olmak istemiyordum.Dolabımı açtım  kazağımı ve kot pantolonumu çıkarıp giydim.Aşşağıya indim.Mert'e bakmadan evden çıkıp gittim.Hem hoş onun işleri vardır.Telefonumu çıkarıp Melis'i aradım.

"Derin nerelerdesin ya ne zamandır görüşemiyoruz."

"Ben her zaman ki kafeye gidiyorum orda buluşuruz." dedim ve kapattım.Melis gelince muhtemelen beni sorguya çekecekti.Aradan 15 dakika geçtikten sonra Melis geldi kalkıp ona sarıldım.

"Merhaba tatlım solgun görünüyorsun hasta msın yoksa?"dedi.

"Hayır sadece kötü şeyler oldu."dedim

*****Mert'in ağızından*******

Derin hala benimle konuşmuyordu.Evet bunu nasıl yaptım bilmiyorum.Ona 'sürtük'demek istememiştim.Derin evden çıktıktan sonra Cansuyla konuştum ve ondan ayrıldım. Derin haklıydı Cansu gerçekten bir sürtüktü ve sırf Cansu için Derin'in kalbini kırmıştım ve bu olayı düzeltmem gerekiyordu.Derin benim kuzenimdi ama ona karşı başka şeyler hissediyordum galiba. Ona karşı duygularım çok karışık.Ve ne yapacağımı bilmiyorum...

******Derin********

"İşte böyle."dedim.Melis şaşırmıştı.

"İnanamıyorum bu kadar şey oldu ve sen bana daha yeni mi anlatıyorsun ayrıca o Mertide öldüreceğim kimse benim arkadaşıma 'sürtük'diyemez."dedi bu kzızn bu tavırlarını seviyordum.Gerçekten komik oluyordu.Ve beni güldürebiliyordu.Zaten bu yüzden en yakın arkadaşımdı.

"Tamam canım sakin ol."dedim ama sanırım şaka yapmıyordu.

"Hadi kalk size gidiyoruz."

"Saçmalama Melis tamam ."

"Ben gidiyorum." dedi . Gerçekten deli bu kız bende peşinden gittim.Eve geldiğimizde kapıda Melis'e baktım.

"Sakın saçma bişey söyleme " dedim

"Tamam sen merak etme " dedi.İçeriye girdik  Mert televizyon izliyordu bizim geldiğimizi görünce kapıya baktı.

"Ooo Melis hanım ne zamandır görünmüyorsunuz."

"Evet öyle oldu." dedi Melis gayet sakin konuşuyordu.Bense olacakları merak ediyordum.

"Derin biraz konuşabilir miyiz?" dedi Mert ben cevap vermeden melis söze atladı.

"Ah Mert sen 'sürtüklerle'konuşur muydun?Hani Derin sürtükmüş ya." dedi.Mert bize bakmıyordu tabi bakamaz.

"Evet haklısın ama Derin gerçekten seninle konuşamam lazım." dedi ısrarla.

"Tamam.Melis sen otur ben hemen geliyorum" dedim ve Mertle mutfağa geçtik.

"Bak Derin seninle konuşmaya çalıştım ama beni dinlemedin.Bak sana öyle bir şey söylemek istemedim.Cansudanda ayrıldım zaten."

"Ha öyle mi? O zaman barışabilirim seninle nasıl olsa Cansudan da ayrılmışsın."

"Evet" dedi salak hala evet diyor ya gerçekten bu kadar basit olacapını sandı.

"Saçmalama herşey o kadar basit değil Mert birşey söyleyip sonra bunu düzeltemezsin anladın mı?" Kendimi tutamayıp yine ağlamaya başladım.Çok duygusaldım ve bunda nefret ediyordum.
"Kızgınlık geçer ama kırgınlık değil Mert." Gözlerime bakacak cesareti bile yoktu. Söylediği şeyin çok ağır bir itham olduğunun farkındaydı. Ağzını açıp yek kelime edemiyordu üstelik.

"Evet sus zaten başka yapacak birşey yok." dedim ve hızla mutfaktan çıktım.Mert'in arabasını anahtarını aldım ve evden hızlıca çıktım Melis beni durdurmaya çalıştı ama bu bana engel olamadı.Arabaya bindim ve kapıları kitledim.

"Derin aç şu kapıyı saçmalama" dedi mert.Ama umrumda değildi.Gaza bastım ve arabayı sürmeye başladım.Orman yoluna gidiyordum.Arkamda bir taksi vardı Mert ve Melis beni takip ediyordu. Orman yoluna girdim fazla hızlı gidiyordum ama hiçbir şey umurumda deildi. Orman yolunda daha önce hiç girmediğim bir yola saptım.Sanırım biraz yavaşlamalıydım.Frene bastım ama araba yavaşlamıyordu. Olamaz sanırım fren çalışmıyordu.

"Lanet olsun diye bağırdım." koltuktan hemen telefonumu aldım.Ve Melis'i aradım

"Derin yavaşla lütfen dur"

"Melis duramıyorum fren çalışmıyor yardım et lütfen " dedim ve telefonu kapattım.Konsantre olmaya çalışıyordum.Sakin olmaya çalışıyordum. Tanrım kahretsin!!

(Mert'in ağzından)

" Artık bir şey söyleyin yaşıyacak mı!!" dokturun bana bir cevap vermesini bekliyordum çıldıracaktım.

"Bakın sakin olmalısınız.Derin hanımın durumu kötü hayati tehlikesi var."

"Onu görmek istiyorum."dedim.

"Bu mümkün değil."

"Umurumda değil anlıyor musunuz onu görmem lazım" dedim Melis yanıma geldi.

"Mert sakin ol lütfen"diyordu. Nasıl sakin olabilirdim ki.

"Peki sadece 5 dakika görebilirsiniz." dedi.Gidip hazırlandım ve içeriye girdim.Orada öylece yatıyordu.Kıpırdamıyordu sadece öylece karşımda yatıyordu.

"Merhaba Derin nasılsın?Biliyorum beni duyuyorsun uyan güzelim.Duyuyorsun kalk ve yine bağır bana bana vur ama beni bırakıp gitme.Derin lütfen uyan.." gözlerimden yaşlar akıyordu gücüm kalmamıştı.Derin o an elimi sıkmıştı.Beni duyduğunu biliyordum.

"Süreniz bitti."

"Beni duydu elimi sıktı."

"Siz çıkın biz kontrol edeceğiz."dışarıya çıktım ve Melis'e anlattım.Doktor çıkmıştı.

"Derin hanımın durumu iyiye gidiyor ona ne söylediniz bilmiyorum ama ona iyi gelmiş " dediğinde gülümsedim.Beni bırakmayacağını biliyordum. Hırçın ve güçlü cadı. Uyandığında beni korkutmanın hesabını soracağım.

aşkın nefretle dansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin