Bölüm 32: eski arkadaş

247 15 0
                                    

Ablamı evde yanlız bırakamak pek hoşuma gitmemişti.O gece ki olaydan sonra korkuyordum.Ama Mertle çok eğleniyordum.İçimde yine de bu huzursuzluk varken eğlenemiyordum.

"Mert dönelim mi?"
"Neden daha yeni geldik."
"İçimde huzursuzluk var bir şey oldu sanki."
"Tamam ama bana borçlusun."
"Tamam." dedim ve gülümsedim.

Eve geldiğimizde Mert kapıyı açtı.Evok sessizdi.Ablam bu saatte uyuyor olamaz değil mi? Saat daha 19.26. Salona baktıktan sonra mutfağa baktım.
"Ablaa."

Ses yok.Acaba dışarı mı çıktı.Ama haber verirdi.Odadında da yoktu.Koşarak Mert'in yanına indim.

"Mert ablam yok!"
"Dışarı çıkmıştır."
"Mert saçmalama haber verirdi ya kaçırıldıysa o adam geldiyse."
"Bekle."

Mert telefonunu alıp birini aradı.Ona bir kaç emir verdikten sonra telefonu kapadı.Korkmaya başlamışdım.Yanlız bırakmak hataydı zaten.Mert bir telefon görüşmesi daha yaptı ve yanıma geldi.

"Derin sen evde kal ben ablanı alıp geleceğim."
"Bende geliyorum."
"Hayır!"
Cevap vermemi beklemeden evden çıktı.Ama bende gelmek istiyordum!Ama gelecektim.Ama ben macera istiyordum.Tamam som zamanlarda kafayı yedim.Burada ablam kaçırıldı ben ne diyorum.Sakin ol ve ağla.Ama ağlayamam Mert'e güveyorum çünkü.Off keşke bende gitseydim.Acaba neredeydi.Çok merak ediyordum.O adam neden tekrar ablamı kaçırsın ki.Off aklımda deli sorular.
Mert'e mesaj atsam cevap verir miydi ki?Denemekten zarar gelmez.

'Mert buldun mu?Nerdesiniz?'

Aradan 5 dakika geçtikten sonra mesaj geldi.

'Yerini buldum.Şimdi ablanı kurtarmaya gidiyorum meraklı.:)"

Evet meraklıyım sonuçta ablam yani.Tabi ki merak edeceğim.Hem beni yanına alsaydı bunlar olmazdı.Kapının çalmasıyla düşüncelerimden ayrıldım.
Kapıyı açtığımda Jo ve Melis gelmişti.
"Noldu prenses üzgünsün."
"Ablamı o adam kaçırdı ve Mert onu almaya gitti."
"Ne!!" Melis sessizliğini bozmuştu.

Onlara neler olup bittiğini baştan anlatmıştım.Mertler hala gelmemişti.Acaba noldu.Başlarına bişey gelmiş bile olabilir.Jorden sürekli bende gideceğim diyip duruyordu.Ama onuda tehlikeye atamazdık değil mi.
Aradan 1 saat daha geçmişti.Kapı çaldıpında aynanda kapıya koştuk.Kapıyı açtığımda ablam Mert'in kucağındaydı.İçeri geçip koltuğa yatırdı.Hayatıma bak ya ne macera ama.

"Mert noldu?"
"Biraz hırpalanmış."

Ablamın yüzünde bir kaç çizik ve morluk vardı.Hayvan herif ne yapmış.

"Adamı yakalayamadık adam kaçtı.Tehlikeli biri.Bir süre yalnız dışarı çıkmayın."

Jorden ve Mert yanımızdan ayrıldı.Biz de Melisle ablamın ayılmasını bekliyorduk.Bu kadar şey yaşayavağımı hiç düşünmemiştim.Tam her şey yoluna giriyor derken bir ablam olduğunu öğreniyorum.Oda yetmezmiş gibi başımıza yeni belalar çıkıyor.
Tüm bu olaylar bittiğinde tatile çıkacağım.Hayır Mert olmadan tek başıma.Ben ve kulaklığım.Muhteşem ikili.Ablam yavaş yavaş uyanmaya başlamıştı.Bu konuyu hiç açmayacaktım.Onu daha fazla üzmek istemiyordum.

"Derin."
"Buradayım abla."
"Üzgünüm."
"Bak abla bu konu kapandı benden özür dileme özür dileyecek bişey yok."

Melis sakin olmam için benim kolumu tuttu.Ablamı orda yalnız bırakıp mutfağa geçtik.

"Sakin ol Derin."
"Sakinim Melis sadece yaşadıklarımız sence de biraz fazla değil mi?"
"Haklısın.Bak ne diyeceğim yarın bir şeyler yapaşım kafa dağıtırız."
"Çok iyi olur."

Melis gitmişti.Odamda tek başıma oturuyordum.Mert hala gelmemişti.Ne zamandır twitter'a girmiyordum.Twitter'ı açtığımda mesajım olduğunu gördüm.Çağataydan.Ah ben onu tamamen unutmuştum.Ayrıca özlemiştimde.Bana çok yardımcı olmuştu.
'Derin nasılsın?Seni aradım ama telefon numaran değişmiş.Bu mesajı gördüğünde beni arar mısın?'
Çağatay

Mesaj alınmıştır.Telefonumu elime alıp Çağatay'ı aradım.

Çalıyor..
Çalıyor..
Ve açtı..

"Kimsiniz?"
"Çağatay ben Derin."
"Ah Derin.Sonunda bir an beni aramayacaksın zannettim."
"Üzgünüm son zamanlarda o kadar çok şey yaşadım ki arayamadım."
"Önemli değil prenses nerdesin şimdi."
"İzmir."
"Harika bende.Bir ara buluşalım mı?"
"Tabi olur mesaj atarım. Görüşürüz."
"Görüşürüz prenses."

Bu çocuğu gerçekten özlemişim.Tabi Mert onla konuştuğumu öğrenemese iyi olur.
Telefonu kapattıktan sonra yatağa fırlattım.Arkamda birini hissetmem hızşa arkamı döndüğümde Mert karşımdaydı.Soğuk bakışalrı beni korlutmaya yetiyordu.Acaba duymuş muydu?

"Kimle konuştun."
"M-melis."
"Doğruları söyle.Ayrıca yalan söylerken kekeliyorsun."
"Peki Çağataydı.Ne zamandır görüşemediğimiz için buluşmak istedi."
"Sen ne dedin?"
"Onu sonra arayacağımı söyledim."
"Sonra arayacağını söyledin!!"

Evet yani sonra arayacaktım sonuçta arkadaşımdı.

"Küçük hanım sen eski Mert'i unutuyorsun galiba."
"H-hayır."

Bana doğru yaklaşıp dudaklarımı yavaşça öptü.Dudakları boynuma kaydığında irkildim.Hayır şimdi olmamalıydı.
"Mert dur."

Beni duymuyor gibi hareket ediyordu.Hadi ama karşı koyamıyordum.Elleri bluzümden içeri kaydığında küçük ve istemsiz bir inilti çıktı ağzımdan.Bunu duyunca gülümsedi.Kesinlikle bilerel olmadı.Şuan kıpkırmızı olduğuma yemin edebilirim.Öpüşleri biraz daha sertleşmişti.Dudaklarımdan ayrıldığında nefes almak için zamanım oldu.
Kapının çalmasıyla yataktan hızlıca kalktım.Kapıyı açtığımda Jorden ve Melis gelmişti.Tam zamanında..

"Hoşgeldiniz."
"Selam prenses."

Mert merdivenlerden aşağı inerken sessiz bir küfür savurduğunu duyabiliyordum.Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.Yanımdan geçerken kulağıma eğildi.
"Gece daha bitmedi güzelim."

Hıı gece daha bitmedi mi? Yapma ama Mert.Acı bana Mert.Kötü çocuk.Ama ben de Derindim senden nasıl kurtulacağımı biliyordum.Oyun başlasın!..

Aslında bu bölümü 2 gün önce paylaşacaktım ama zamanım olmadı aşkımlar.Sınavlarum yaklaştı.Onun için geç yazıyorum.Umarım seversiniz. :)

aşkın nefretle dansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin