-5- ♡

800 27 6
                                    

5.Bölüm

{Multimedia - Elif ve Ceyda. Şarkı: Rihanna- What now. }

Okul bitişini haber veren zil çaldığında gülümsedim. Bu sesi gerçekten de seviyordum. Huzur vericiydi , özgürlüğün habercisiydi. En azından yarına kadar özgürdük değil mi? Yemekhanedeki olaydan sonra yeni tanıştığım kimseyi görmedim. Yeni tanıştığım derken Atakan'dan bahsediyorum ve bir de Barlas'tan. Sahi o nereye gitmişti? Hiçbir öğretmen onun nerede olduğunu sorgulamamıştı da üstelik. Bu okul cidden tuhaftı. İçindeki kişiler de öyle. Çantama ödevimin olduğu kitapları ve kalem kutumu yerleştirdim. Montumu da astığım sandalyeden alıp giyindim. Çantamı alıp Elif'in yanına koşmak ile yürümek arasında bir şekilde gittim. Bazen nasıl yürüdüğümü ben bile çözemiyorum. Elif telefonu ile uğraşmaktaydı. Toplanmış olan çantası montuyla birlikte sıranın üzerinde duruyordu.

"Gitmiyor muyuz?" hızlıca başını kaldırdı ve telefonu hemen cebine soktu.

"Gidiyoruz, hadi." montunu giyinmek için eline aldı.

"Benden bir şeyler mi saklıyorsun ? " şüpheli gözlerle baktım, onu telaşa düşürmek çok eğlenceliydi.

"Ne! Tabiki de hayır. Senden hiçbir şey saklamam ben, sanki bilmiyorsun."

"Tamam sakin ol sadece şaka yapıyordum." yüzü pancar gibi olmuştu. Bir kahkaha attım. Bana ne gülüyorsun, bakışını fırlattı. Ağzımdaki hayali fermuarı elimle kapattım. Yürüye yürüye okul çıkışına gelmiştik. Önümüzde Elif'in babası arabada duruyordu. Elif babasını görünce ona doğru koştu. Babası da onu görünce arabadan indi ve sarıldı sonra bana el salladı. Dudaklarımı büzdüm.

"Ceyda, ne duruyorsun kız orada gel buraya çabuk! " Sırıttım ve Koşarak Tarık Amca'nın kollarına atıldım. Onu özlemiştim. İnci teyze ve Tarık amca beni kendi çocuklarıymışım gibi severlerdi. Abim ve ben kendi anne babamızdan çok onlarla vakit geçirmiştik. Abim benimle herkesten çok ilgilenmişti. Öyleki kendisini bazen hiçe sayıyor ve her şeyini bana veriyordu. Yemeğini, parasını her şeyini. Evet, zengin bir aileydik ama bu bizlerle ilgilendikleri anlamına gelmezdi. Ben 3.sınıfa gelene kadar hep böle devam etti sonra Elif'in anne babası bizim şirketle ortak olup tanışınca durumu fark ettiler. İyi ki de fark ettiler. Onlar iyi bir anne babaydılar. Ama bizimkilerse... Bizimkiler en iyi ebeveyn ödülene aday bile olamazlardı.

Tamam bizi gerçekten çok severlerdi ve biz de onları severdik buna şüphe yoktu ama onlar çocuk sahibi olmanın sorumluluğunu üstlenemeyecek kadar gençlerdi. Annem hem anne hem arkadaş olamazdı. O sadece çocuklarına arkadaş olmuştu bir anne değil. Babamın da pek bir farkı yoktu.

Annem abimi doğurduğunda 18 yaşındaymış babam da 19. İşte bu her şeyi açıklıyor. Bir de üzerine ikisi de zengin ailelerden gelince sorun olmamış.

"Öhöm, öhöm. Kızlar beni boğuyorsunuz." Tarık amcanın yakarışını duyunca bir kahkaha attık ve sonra yavaşça geri çekildik.

"Ne yapalım seni özlemişiz Tarık Amca."

"Aynen babacığım benim." dedi Elif.

"Ben de sizi özledim çocuklar," gülümsedi. " Hadi arabaya binin, seni biz bırakacağız Ceyda. "

Elif'in de benim de suratım asıldı. " Artık birlikte kalamayacak mıyız?" sonra yavru köpek bakışı yaptık, buna dayanamazdı.

"Hahaha, kızlar beni kandıramazsınız zaten hep birliktesiniz biraz da biz sizinle birlikte vakit geçirelim değil mi? " Bu sefer işe yaramamıştı. Tarık amca haklıydı da.

"Off, tamam." Dedi Elif ve sonra sebepsiz yere kahkaha attık. 5-10 dakika konuşarak geçirdiğimiz kısa bir yolculuktan sonra sitemizin önüne gelmiştik. Elif'e sarıldım ve giderken arabanın içindeki Tarık amcaya el salladım.

RASTLANTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin