11. Bölüm; "Yerin Hep Burası"

78 11 2
                                    

"En güzel ben sevdim seni, annen gibi yarı mecburi de değildim üstelik. İlk adımlarını ben görmedim ama gördükten sonraki attıklarının hepsini saydım. İlk söyleyebildiğin kelime ne oldu bilmiyorum ancak ilk duyduğum sözünden itibaren hepsini zihnime kazıdım."

*

Uzaktan sevdiniz sizde değil mi?

Benim gibi bir başkasının ona dokunmasını, sarılmasını, öpmesini izlediniz.

Onun gözlerinin içine aşkla bakışını izlediniz sizde.

Ama o bakışlar hiçbir zaman sizi bulmadı, öyle değil mi?

Senden uzak kalmam gerekti, yapamadım.

Ben seni hiçbir zaman yalnız bırakmadım, bırakamadım.

Sen ki, benim en güzel mevsimimdin.

Bir başkasıyla yapmayı denedim, beni seven biriyle.

Ama ben içindeyken yaktım kendi evimi.

Ateş bizi sarana kadar devam ettim ama olmadı, zarar getirdim anlıyor musun beni?

Onu her öptüğümde, canım acıdı, kendime acıdım.

Ona zarar verdim ben Karlina.

Senin bana verdiğin zarar beni yıldırmadı, yıkmadı ama O, o kadar güçlü değildi.

Ama sevmeye çalıştım onu, yemin ederim ki...

Dalgalı saçları omzuma düşerken anladım, bana bakan kahverengi gözleri, ufak dudakları dolaşırken boynumda, elimi tutarken anladım Karlina.

O sen değildi.

Omzuma dökülen saçlar senin saçların değildi, anlıyor musun?

Sen sadece kendinin en büyük acıyı yaşadığını sanıyorsun ya, sadece sen yalnız kalmış, sadece senin yüzünden olmuş gibi hissediyorsun ya, öyle değil sevdiğim.

Ölüyorum.

Flashback

"Neden bana böyle acı çektiriyorsun? Anlatsana!" eline ne geçerse atmaya başladı etrafa.

Senin gibiydi, asi ve sinirli.

"Niye yaptın? Neden seviyormuş gibi yaptın!" dizlerinin üzerine düşüp ağlamaya devam etti.

Önünde kırılmış vazo parçalarını ayaklarımla kenara çekip önüne eğildim.

Elimi saçlarına koyduğum anda itti beni.

"Git buradan!" onu böyle güçsüz bir şekilde bırakıp gidemezdim. Daha birkaç saat önce mutluyken, ne oldu bir anda?

"Bana yaptığım yanlışı söyle, gideceğim" sakin bir şekilde konuşmaya çalışırken, o elinde ki farkedemediğim kağıdı bana uzattı.

Üzerine düşen gözyaşları ıslatmış kağıdı, mürekkep yayılmış, yazıları silikleştirmişti.

Bu, Ona söyleyemediklerimi yazdığım kağıtlardan sadece biriydi.

"Bunu nereden buldun?" gözlerim buğulanırken, kendimden nefret ettim bir kere daha.

"Beni hiç sevmemişsin..." acizce çıkan sesi, kalbime hançer gibi saplanmıştı.

Yapamamıştım, değil mi?

Sevmemiştim onu...

"Bu sadece bir mektup Melis, yemin ederim" önünde diz çöküp ağlarken ona ne kadar haksızlık yaptığımı düşündüm.

NEFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin