24.Sesler

103 8 1
                                    


''Night Wish, lütfen. Haklısın her konuda. Ama her şeyin bir zamanı var. Söz veriyorum sana, o tesis onların başına yıkılacak. Şimdi sakin ol. Ne için savaştığına odaklan. Yıllarca bir yalanı yaşadın. Gerçekler sana ağır geldi ama söz veriyorum hepsini ödeteceğiz. Onlar benimde ailemi çaldılar. Annemle babamı öldürdüler.''

''Ama sen yalnız değilsin.'' Dedi ağlayarak.

Sakinleşmişti. Kahverengi gözleri ilk kez acıyla bakıyordu. Hiçbirimiz onun yaşadıklarını yaşamadık. Kim bilir ona neler yapmışlardı. Belki de gerçek kimliğini öldürmüşlerdi.

Gwyneth'in anlattığına göre harika bir anne-babaya sahip bir kızdı ve ben inanıyordum ki Night Wish özünde, gerçek benliğinde anne-babası gibi sevgiye değer veren iyi biriydi.

Her bir gerçek, her bir uyanışı ona ağır geliyordu ve bunlarla tek başına yüzleşiyordu. Hiç onu anlamaya çalışmamıştım. Duygusu olabileceğini düşünmemiştim. Değer verebileceğini düşünmemiştim. Ama şimdi görüyorum ki anne ve babası bu dünyada onun için en önemli olan şeydi.

''Gitmek istiyorum.'' Dedi ve çıkışa yöneldi.

Koridorda duran üçlüye aldırmadan dış kapıya yöneldi Night Wish. Bende Stone çiftine bakıp konuştum.

''Şimdi gitmeliyiz ama daha sonra ikizlerle geri geleceğiz söz veriyorum.'' Dedim ve Spark'la evden çıktık.

Nereye gittiğini bilmeden yürüyen Night Wish'e koşarak yetiştik. Daha işlek bir sokağa çıkıp taksiyle otele geri döndük. Yol boyunca kimse konuşmadı. Otelden içeri adım atar atmaz Night Wish hiçbir şey söylemeden yanımızdan gitti.

*Fearless*

Twinkle ve Invisible'ın söylediklerini kulak ardı ediyordum.

Swift beni burada bırakıp o kara cadıyla ailemin yanına gitmişti. Hem de bana haber vermeden. Saatlerdir sinirden kudurmuş bir halde odada dolanıyordum. Butterfly bile bir ara beni sakinleştirmeye çalışmıştı ama olmuyordu. Sakin kalamıyordum.

O cadı Swift'e yaklaştıkça onu parçalara ayırmak istiyordum. Gerçi Swift de bu durumdan rahatsızmış gibi durmuyordu. Ailemle ilgili bildiği gerçeği benden sakladığı için ona kızgındım ve o gidip kara cadıyla mutlu bir uçak yolculuğu yapmıştı. Bu daha da sinirlerimi bozmuştu.

Açılan kapıyla dikkatimi oraya verdim. Night Wish'in içeri girmesiyle hızla üzerine ilerledim. Ama iki kolumu tutan kızlar yüzünden yaklaşamamıştım ona.

''Nerden geliyorsun sen?'' diye sordum bağırarak.

''Ailenin yanından.'' Dedi gayet rahat bir şekilde koltuğa otururken.

''Ben seni öldürürüm ama.'' Diyerek kollarımı kurtarmaya çalıştım.

''Aileni de sevgilini de yemedim, merak etme.'' Derken bir anda durdum.

Her şeyi bir kenara bırakarak onu inceledim. Daha önce hiçbir zaman onu bu kadar yenilmiş görmemiştim. Twinkle düşüncelerimi seslendirdi.

''Ne oldu? Ne öğrendin?'' diye fısıldadı.

İçimizden en insaflı olan Twinkle'dı. Ben ve Invisible hatta Butterfly bile Night Wish'i sevmezken Twinkle ona karşı ilgiliydi. Hatta hayran gibiydi.

''Tesis ailemi öldürmüş. Sırf beni daha güçsüz kılmak için. Sırf benim yapabileceklerimden korktukları için.'' Dedi halıya bakarak.

''Ne yapacaksın?'' diye sordu Butterfly.

Yüzde Yüz (%100) - TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin