ASTRID'IN AGZINDAN
Özlemişim. Denizin kokusunu. Tekrar gözlerimi kapadım. Tekrar içime çektim. Hava güneşliydi. İnsanın yüzüne gülümser gibi parlıyordu güneş. Arabanın robot koluna uzanıp. Sahil yolu boyunca gezindim. Ha siz robot kolu dediniz. Biliyirsunuz artık geçici felce sahibim. Bunu kabullendim. Ne yapabilirdim ki zaten başka. Hayata küsemem ya. En azından küssem bile sevdiklerim için yaşamalıyım. Annem,babam arkadaşlarım. Ve yeşilim için. Kendim için degil yani. Her zamankinden farklı giyinsemde. Siyah. Tabiki Bad girl olmadım ama ruhumu yansıtmak istedim. Tam da yaz geliyordu. Hemde turnuvalarım. Onu ne yapacağım bilmiyorum. Doktorlar bu felcin ne zaman geçeceğini bilmiyorlar. Ama geçeceğini biliyorlar. 2 ay sonra turnuvam var. Ama geri çekilmek zorundayım. Tek ayak ile kayamam sonuçta. Bunları düşünürken bir anda vücuduma havadan daha soğuk bir madde çarpması ile irkildim. Ve bir anda suyun altını boylamıştım. Olamaz. Bacağım yukarı çıkmama engel oluyor. Çırpınıyorum, çırpınıyorum. Ama tek görebildiğim suyun altından bulanık ve şekilsiz bir güneş. Sonrası o güneşi kapatan yeşil gözler.
HIÇKIDIĞIN AĞZINDAN
Sahil yolunda piknik gibisinden oturuyorduk. Astrid sahilde dolaşmak istediğinde içim çok istemesede onu kıramadan kabul ettim. Onu gözüm ile takip ediyordum çünkı sahil kenarında ilerliyordu. Senetten çilekleri çıkartıtken balıkayağin Astrid diye çığlık atması ile koşarak suya atlamam bir oldu. Belini kavradığım gibi suyun yüzeyine çıktım. Çenesinden yüzünü sağa sola çevirip "Astrid, Astrid" iskele yüksek olduğu için terscevizin ipi sarkıtıp çekmeleri ile yukarı çıktık. Hemen Astridi yere yatırıp göğsüne kalp masajı yaptım. Ses çıkmayımca tam dudaklarına yöneldim ki yüzüme gelen su ile yüzümü biraz geri çektim. Öksürerek doğruldu. Ağzını sildikten sonra direk bana sarıldı. Bir nevi tükütmüď gibi olduğu için Südüklünün kahkahalarını duyabiliyordum.
B: Südüklü burada komik olan ne var?
Diyr çıkıştı balıkayak
S: O ahahhaha suratını tükürdü. Ahhahahah.
Astridin sesini duydugumda ondan ayrıldım.
A: Sen bacağımın durumuna sevin. Yoksa seni atomlarına ayırırdım.
Hep beraber güldükten sonra Astrid'i kucaklayıp oturduğumuz yere götürdüm. Hava soğuk olmadığı için şanslıyız. Ama yinede haftaya okul var. Bu bir hafta gitmeyeceğiz. Çünkü Astrid ile beraber bizim dağ evine gidecegiz. En azından bu olaylardan sonra başbaşa güzel bir tatil yaparız. Doktor düzelmesi için temiz havaya ihtiyacı olduğunu söyledi. Aynı zamanda ona önemli bir haber vereceğim. Turnuvalara katılmayacak gibi görünüyor iki aya iyleşmezse. Ben onun yerine katılıp altın madalyayı ona armağan edeceğim. Umarım kabul eder.
A: üzüm isteyen var mıııı?
Beern deyip. Iki disinin arasındaki üzümü kaptım. Gözlerini kocaman açıp bana baktı.
A: Napıyorsun hıçkıdık.
H: Üzüm yiyiyorum.
Hayır. Hayır. Takımdan dolayı utanmadı. Koşu yapan annesinden utandı. Bende kulağına yaklaşıp"daha çok utanacaksın" dediğimde koluma öğle sert vurduki bir an öldüğümü falan düşünmedim değil."Aahhhğğğ ne yapıyorsun yhaa"
A: Adam dönüyorum.
H: Ha adam yerine koydun yani.
A: o kadar kurtardın ne yapayım? İlla odun mu diyeyim?
H: Kızma hemen mavi gözlüm.
Deyip onu kolumun altına aldım. Şakaklarına derin bir öpücük bırakıp;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ İLE YEŞİL
Fanfictionhikayenin başları biraz klasik olacak fakat ilerledikçe güzelleşicek GÜNÜMÜZDE BİR HİCCSRİD HİKAYESİDİR. <3