Hatırlatma
Zevkliydi. Ama aşk romanı okuyacak durumda değilim. Yirmi sayfa okuyup abajurumdaki lambanın ışığını kıstım. Karanliktan her zamana korkmuşumdur. Gözlerimi kapadım. Ama kabuslar peşimi bırakmadı.
ASTRID'IN AĞZINDAN
Gördüğüm yeşil gözler aniden karanlığa doğru çekildi. Derinden gelen korkunç kahkaha Hıçkıdığın acı çığlıklarının arasına karışıp bedenimde bir acı hissi yaratana kadar devam etti. Sonra benim çığlıklarım ve ismimi sayıklayan Troy'un sesi. Ardından aydınlık. Troy"Astrid, Astrid uyan" diye sarsıp durdu beni. Gözlerimi açar açmaz hızlıca doğruldum ve sarıldım. Elleri ile saçlarımı okşadı. Troy" Şşş. Sadece bir rüya. Sakin ol. Su ister misin?" Hayır dercesine kafamı salladım.
T: Sen yine ışığı kapatıp mı uyudun?
A: Hayır sadece biraz kıstım. Her zamanki gibiydi.
T: Öyleyse...
A: Öyleyse yine üzüntüden dolayı kabus gödüm.
T: Astrid sana kaç defa söyleyeceğim. Hıçkıdığı unut. Onun sebi unuttuğu gibi. Onun senin üstünü çizdiği gibi çiz gitsin.
Gözlerim dolarken başımı öne eydim. Kimsenin ağlamımı görmesinden hoşlanmam. Troy" Kahvaltı hazır. Firtınuç yarım saate burada olur. Hazırlanda sahilimize gidelim." Yüzümde oluşan tebessümle kafamı salladım. Fırtınuçun geliyor olması bile neredeyse mutlu edememişti beni. Sonuçta eksik hissediyordum. Şort ve tisrörtümü giyip saçımi ördüm. Telefona bakmasam olmaz. Açıp gordüğüm ilk şey ondan gelen bir videoydu. Açıp açmamak konusunda tereddütte kaldım. Ancam meraklı tarafım herzaman olduğu gibu bu zamanda ağır basmıştı. Video yüklendi, yüklendi ve koltuğa oturmuş. Yüzü hafif şişmiş, gözleri sönmüş bir hıçkıdik başı önde beni karşıladı.
VIDEO HIÇKIDIK
Bak Astrid, adını söylemek bile canımı yakarken yüzüne nasıl bakarım diyr bu videoyu çekme gereği buldum. Zaten bu videoyu izlerken benden çok ama çok uzakta olacaksın. Fakat gönlünün burada kaldığını biliyorum çünkü bana rahat vermiyor. Senin yanında olmadığım her saniye canımı yakıyor ve sanırsam insanlar buna aşk diyor. Bu videoda sana amacım kendimi acındırmak değil, asıl amacım her şeyin bir yanlış ablamadan ibaret olacağını kabıtlamak. Şimdi sana televizyondan bu videoyu göstereceğim.
VIDEOO
Bak Astrid Hıçkıdığın hiçbir suçu yok. Onun şarabına uyku ilacı koyup odasına taşındım ve yanına uzandım. Sen kapıyı çalıncada giyinip o şekilde açtım. Yani Hıçkıdık bu olanlardan habersiz. İkinizdende özür dilerim.
------------- ♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤ -------------
Video bittiğinde telfon ellerimin arasından kayıp düştü. Neye uğradığımı şaşırdım. Troy içeri girdi. "Astrid gelmiyor musun?" Şaşırdığımı belli eden birkaç hareket yaptım. Yerdeki telefona bakıo yazağım köşesine oturdum. Yanıma geldi. Önce bana, sonra telefona bakıp telefonu yerden aldı. Ve videoyu görür görmez önce yüzünü bir sinir kaplasada oynattı. Gördüklerine o da şaşırmış olacak ki ağzı açık bir şekilde yanıma oturdu. Astrid" Onu Terk ettim." Deyip sarılarak ağlamaya başladım. Troy" nereden bilecektin ki? Üzülme. Geri döneceğiz.
A: Kahvaltı yapmasam. Fırtınuç neredeyse burada olur. Onunla oynamak istiyorum.
T: Nasıl istersen meleğim.
Ona gülümsedim ve derin bir nefes alıp önüme döndüm. Tam o sırada kapı zilinin sesi duyuldu. Duymamala beraber kapıya uçmam bir oldu. Fırtınuçu görür görmez sarıldım. Yaninda kimse yoktu. O da benim üzerime atladı. Arkama sakladığım kırmızı topunu gösterdim ve " Oynamak ister olduğunu biliiyooruum." Direk topa atladı. Arka bahçeye gittik ve bir süre topla oynadık. Ben atıyordum, o yakalayıp geri getiriyordu. Ikimizde yorulduğunuzda salona geçip kanepeye oturdum. Fırtınuçta yanima oturup başını dizime koydu. Bu onun, "beni sev" deme şekliydi. Hiç durmadan iki kulağının ortasını okşamaya başladım. O an eski günler geldi aklıma firtinuc'u ilk sahiplendiğim zamanlar. Tabi o zamanlar daha mini minnacıktı. Sonra da konuşmaya başladım. "Hatırladın mı? Senle eskiden de böyle oynardık. Sonra annem bize süt ve kurabiye getirirdi. Hatta o gün Troy bana çok önemli bir şey söyleyeceği zaman sen onu korkutup kaçırmıştın. Kafasını aniden kaldırıp havladı ve üst kata çıktı. " FIRTINUÇ NEREYE?" Ahh yine ne işler karıştıracaksın. Bende ardından gittim. Troyun odasına girip bir çekmecenin önünde durdu ve bir bana bir çekmeceye bakıp havladı.
A: Onu açmamı mı istiyorsun?
Evet dermişçesine etrafımda döndü. Onu hiç bu kadar heyecanlı görmemiştim. Yani hatırladığım kadarıyla. Küçük çekmeceyi çekip açtım ve içinde sadece beyaz bir zarf vardı. Üzerinde de ASTRID yazıyordu. Bakmadan edemeyeceğim. Her zaman olduğu gibi merakıma yenik düşüp o zarfı açtım.
ASTRID'E ;
Sevgili günlük, bu sayfamı astrid'e adamaya karar verdim. Hayatımı onun mutlu olmasına adadığım gibi. Yıllardır en yakın dostum. Sekiz yaşmdan beri. Simdi ise on yedi yaşndayım. Yedi yıldır ona hissettiklerimi gram belli etmedim. Koruyup kolladım, ağlatıp güldürdüm. Ve en kötüsü olan uzaktan ve karşılıksız sevdim. Gönlüm istemsizce tutuldu ona. Farkında bile olmadan o beni., ben onun oldum. Ancak bunu ona söylemem onu yıkar. En yakın dostundan böyle bir darbe yememeli. Bu sır benle mezara gitmeli. Bu günlük sayfası asla sahibine gitmemeli.
TROY
Az önce okuduğum. Okumaya çalıştığım satırlara hâlâ inanmış değilim. Yıllardır en yakın, yüz yüze olduğum arkadaşımın ilan-ı aşk mektubu. Fakat bu çok önceden yazılmış. Ama hâlâ saklıyor. Belki unutmuştur buraya koyduğunu yani sonuç-
"Astrid !"
Bu onun sesiydi. Mektubun sahibi. Sedsizce fısıldadı ismimi. Gözlerin dolmuştu. Önce mektuba sonra ona baktım. Başını öne eğdi.
"Benn... Ben ne diyeceğimi bilemiyorum."
"Bende" diye fısıldadım.
"Hâlâ, hâ hâlâ aynı mı duyguların?"
İşte bi sorudan sonra başını daha da öne eğdi. Hayır. Olamazdı. Ona yaklaştım ve yüzüne bakmak için eğildim.
"Bir şey söyle. Ne olur."
Yine konuşmadı.sessizce ağlamaya başladı. Tam ağzımı hırsla açacaktım ki kapı zili kulaklarımda yankılandı. Bu hâlâ aşığım demek miydi? Mektubu eline tutuşturdum.Hızla merdivenlerden aşağı indim. Gözlerim yaşlı. Kapıyı açmamla yeşilleri görmem bir oldu. Bir iki adım geri gittim. Yavaşça adımlarıma karşılık veridi. "Videoyu gördün. Benim suçum yok. Affet." Dudaklarıma eğildi hiç bir şey yapmadım. O öptükçe daha da ağladım. Ne sarıldım ne uzaklaştım. Troyun merdivende oturup ağlama sesi her yanımı sarmıştı. İki kiş arasında seçim yapmam lazım. Ve bu, çok zor değil. Ayrıldıktan sonra oma gülümsedim. "Sorun yok. Artık her şeyi bikiyorum." İşte şimdi sıkı sıkı sarıldım. Fırtınuç ve dişsiz çoktan oyuna dalmışlar. Troy karşımıza geçti ve baktı. "Sanırım seçimini yaptın."
"Yaptım."
Ellerini tuttum. Ellerimi tuttu. Beraber dışarı çıktık. Diğer elindeki biletleri gösterdi. "Geri dönüyoruz." Gözlerimi kapadım ve son bir kez bu kokuyu içime çektim. Hayat yeniden başlıyor.
1 YIL SONRA OKUL MEVZUNIYETI...
Her cumartesi saat 18.00'da yeni bölüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ İLE YEŞİL
Fanfictionhikayenin başları biraz klasik olacak fakat ilerledikçe güzelleşicek GÜNÜMÜZDE BİR HİCCSRİD HİKAYESİDİR. <3