H: Astri-
A: Adımı ağzına alma anladın mı? Bu yola hiç girmemeliydim.
Diyerek çekip gitti. Dizlerimin üzerine çöktüm ve ağlama ile bağırma karışımı sesim ile son kez seslendim belkide.
H: Her şey senin için.
Durdu. Arkasına hafifçe döndü, baygın baygın baktı ve yoluna devam etti.
NE YAPTIM BEN?
(Şarkıyı mektup var. Onunla dinleyin.)
HIÇKIDIĞIN AĞZINDAN
Arkasına bakmadan dönüp gitti. Mavi ağacın altına oturdum. Neredeyse uçurumun kenarı, ayaklarımı kumsala doğru uzattım. Denizin sık ve gür dalgalarının sesi çok şiddetli geliyordu. Yine deniz beni taklit ediyordu. En azından içimi taklit ediyordu. Dalgalar ne yapıcağını bilmezcesine bir oraya bir buraya çarpıp duruyordu. Tıpkı benim, düşüncelerim arasında gidip gelip hep yanlış kararlar alıp, bir engele, bir soruna çarpmam gibi, dalgalarda kayalıklara çarpıyordu. Babamın neden bana kendinden az güvendiği ortada. Yanlış kararlar almam. Belki de yanlış yaptım. Ama benim bunda kötü bit niyetim yok. Ben sadece eğer ölürsem, beni kendinden çok sevip kendine zarar vermesini istememem. Benden sonra başkasını sevebilsin. Beni unutabilsin. Ben yokken üzülmesin. Tek amacım bu. Yoksa canımdan çok sevdiğim canıma neden zarar vermek isteyeyim.
ASTRID'IN AĞZINDAN
Onu orada öylece bırakıp gittim. En azından ben sadece orada bırakıp gittim. O beni hayatımda yalnız bırakıp gitmişti. Sol yanımı, boş ve acı ile bırakıp gitmişti. Tüm benliğimi: acı ve eksikliklerle bırakıp gitmişti. Öylece bir sebep söylemeden, çekip gitmişti. Ne yapacağımı, insanlara ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Beni onunsuz dünyada, bırakıp öylece çekip gitti. Şimdi kim bilir o aptal gönlünü kiminle... Devamını getiremedim. Çünkü getiremem işte. Bunu yapacak kadar yüzsüz olamaz. Bu kadar acımasız, kalpsiz olamaz. Bu kadar yaşanmışlığa bunu yapamaz. Bize, olmayan bize bunu yapamaz.
YAZARIN AĞZINDAN
Genç kız bulunduğu yeri göz yaşları arasında terk etti. Arabasına binip gitti. Yolun götürdüğü yere. Kim bilir belki bir çıkmaza götürecek yol olu. Belki bir umuta, belki, belki ölüme. Sonu iyimi bitecek, kötümü? Aşıklar her ikisini de bilmiyor. Kaderi, kaderlerini bilemiyorlar. Acı gerçekler ile karşılaşmak üzere her ikiside yolun götürdüğü yere gidiyorlar. "Alın yazısı" bahanesi ile.
Tek başına yapamayacağını anladı sarışın. Sırt çantasını alıp karıştırmaya başladı. Telefonunu alıp, BİR DOST yazan yere tıkladı.
A: İ-i-izmirli
İ: Astrid? Nerelerdesin?
A: Geliyorum İzmirli. Geri dönüyorum.
Ağlamaklı sesi dostunu telaşa sardı.
İ: Sen iyi misin? Bana anlat Astrid ne oluyor?
A: Değilim. Yarın sabah ilk seferde oraya geliyorum.
İ: Hayır ben oraya geliyorum. Sen orada kal. Zaten iş için geleceğim. Yarın sabah söylediğim hava limanına gel.
Hıçkırarak ağlayan kızın sesi konuşmayı uzattı.
İ: Astrid ağlamayı kes. Gelince uzun uzun konuşacağız. Seni seviyorum, her zaman dostun olarak arkandayım.
A: Gel. Lütfen.
İ: öpüyorum.
A: Görüşürüz.
Telefonu kapatan genç kız, iki eli ile göz yaşlarını sildi. Telefonundan her sinirlendiğinde dinlediği, şarkıyı açtı ve telefonu koltuğa fırlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ İLE YEŞİL
Fanfictionhikayenin başları biraz klasik olacak fakat ilerledikçe güzelleşicek GÜNÜMÜZDE BİR HİCCSRİD HİKAYESİDİR. <3