ÇATLASIN DÜŞMANLAR (Savaşma seviş Serisi 2)

Kurt Prenses

Selam canlar, canım yavru kartallar:)

Size çok uzun bir bölüm yazdım ama hepsini düzenleyemedim, ilk yarısını sizi bekletmeden yayınlıyorum, geri kalanı da en geç sabaha gelir:)

Ben hemen düzenlemeye devam ediyorum, siz okuyadurun:)

Not: Bu arada bizim kartallar birkaç bölüm sevgili maviqelebeq'in hikayesi "Kayıp Ruhun Kurtuluşu"nda konuk olacaklar:) Bugün olaya girmişler:) Bakalım orda neler karıştıracaklar, ben merakla bekliyorum.

Sevgiler,

Ayşe

KURT PRENSES

Serdar Theodore isimli CIA ajanını Ulaş'ın gönderdiği adreste bulmuş, adamı yatak odasında mışıl mışıl uyurken yakalamıştı.

Adamın üstüne eğilip omzunu tuttu ve sarstı.

"Theodoreeeee.... wake up darling..." (Theodoreeee... Uyan sevgilim...)

CIA ajanı, zıplayarak uyandı ve anında elini yastığının altındaki tabancasına attı.

"Bunu mu aradın?"

Tabancası Serdar'ın elinde sallanıyordu. Elini hızla bileğindeki kınından asla çıkarmadığı bıçağa attı, orası da boştu.

Ne yani, o, Theodore Walkins, efsanevi CIA ajanı. Biri evine girerken, yastığının altından tabancasını, bileğindeki kından bıçağını alırken öyle salak gibi uyumuş muydu? O odaya sinek girse uyanırdı be!!!

Serdar sırıttı.

"Nasıl oldu da uyanmadım diyorsun di mi?"

Adam yutkunarak temkinli bir ifadeyle başını sallarken, Serdar'ın cebindeki sessize aldığı telefon titreşti.

Serdar tabancasıyla adamın alnına nişan almış bir şekilde hafifçe geri çekildi.

"Pardon birader, mühim olabilir."

Bilinmeyen bir numara arıyordu.

Serdar kaşlarını çattı. Bu ara yukardan çok kafa sikiyorlar diye Alihan'ın emriyle Kartallar olarak telefonlarını kendi ekipleri dışındaki tüm aramalara kapatmışlardı, onları arayan herkes 'aradığınız numaraya şu an ulaşılamıyor' mesajını alıyordu.

Kartallardan biri aramış olsa, numarayı görürdü.

İyi de o zaman kimdi bu arayan?

Telefonunu açtı ve sessizce bekledi.

Birkaç saniye sonra, karşıdan Hale'nin sesi duyuldu.

"Serdar?"

Serdar'ın yüzünde hiçbir değişiklik olmadı.

"Hale. Bekle bir dakika."

Telefonu beklemeye aldı, sonra yatakta ona korkuyla bakan ajana gülümsedi.

"Ha... ne diyorduk... "

Ajanın suratı bembeyaz olmuştu, karşısındaki kimbilir hangi özel kuvvetlerden olduğu belli olmayan adamı kızdırmamaya çalışarak sordu.

"Geldiğini hiç duymadım. Kimsin? Ne istiyorsun?"

"Biz buna bizim memlekette, bi bordo berelinin geldiğini nasıl anlarsın? Tak!"

Adam o "tak" la alnının tam ortasından mıhlanıp yatağa gerisin geri düşerken devam etti.

"..... diyoruz."