Canlarım, yavru kartallarım:)
Profilden teşekkür ettim ama burdan da etmek istiyorum, geçmiş olsun dilekleriniz olsun, iyileşeyim diye gönderdiğiniz şifalı tarifleriniz olsun, hepsi beni çok mutlu etti, çok ama çok sağolun:)
Daha da olmam bu hastalığı, acayip illet bi şeymiş:) Siz de dikkat edin, sakın olmayın, yakarım:)
Çatlasın Düşmanlar'a kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bu ara çok yoğun değilim, bu hafta hastalık yüzünden biriken işlerimi tamamlayabilirsem önümüzdeki haftadan itibaren sık sık bölüm paylaşmaya çalışacağım.
Yalnız, şu "yeter ama artık, hastaydın anladık da bölüm isteriz, bizim de sabrımız bi yere kadar" türü sitemler biraz canımı sıkıyor. Ben bu hikayeyi yazmayı çok sevdiğim için yazıyorum, bir de burada hep birlikte çok eğlendiğimiz için.
Tabii ki bölümün ne zaman geleceğini öğrenmek istersiniz, ama bu zorlayıcı bir talebe ya da hesap sormaya dönüşürse bozuşabiliriz:) Niye bozuşabiliriz, çünkü benim burda hikaye yazmak için motivasyonum kalmaz. Cidden, bu kadar yoğun bir hayatın içinde tek motivasyonum sizlerle oluşturduğumuz eğlenceli ortam; lütfen bunu elimden almayın:)
Hastalığın verdiği mızmızlıkla nazımı da yaptıktan sonra ben artık susayım:)
Buyrun bölüm:)
Çok sevgiler,
Ayşe
ARAF
Emre'nin Gamze'ye evlilik teklif ettiği dakikalardan biraz önce, Serdar yeni evli bir çiftin kapısındaydı.
Önce kibarca bir kez zile bastı, bir iki dakika bekledi, kapı açılmayınca zile abandı.
Yaklaşık üç dakika zilden elini hiç çekmeyince, kapı açıldı ve Kudret Binbaşı'nın öfkeli yüzü göründü.
"Evladım zilimin tepesinde napıyon?"
Serdar Kudret Komutan'ın üzerindeki ters giyilmiş tişörte baktı. Anlaşılan Serdar zilin tepesindeyken o da Ebru'nun tepesindeydi ama Serdar efendi adamdı, bu konuyla ilgili espri yapmadı.
"Bir maruzatım var komutanım."
Kudret Komutan ters ters Serdar'a baktı.
"Maruzatın nükleer savaşla falan mı ilgili? Üçüncü dünya savaşı mı çıktı? Ya da en azından darbe mi oldu?"
"Hayır komutanım, kişisel."
Kudret Komutan sadece baktı Serdar'a, sonra kapıyı suratına kapattı.
Daha doğrusu kapatmayı denedi ama Serdar ayağını kapıyla kapı çerçevesinin arasına koyunca kapatamadı.
Kapatamayınca, pis pis Serdar'ın ayağına baktı.
"Koçum o ayağı çıktığı yere sokarım bak. Noldu iki tane fazla mı geldi?"
"Sayısından memnunum komutanım da..."
"Da?"
Serdar derin bir nefes aldı.
"Sizinle konuşmadan hiçbir yere gitmem. Bu ayağıma malolacak olsa bile."
Kudret Komutan elini kafasına götürdü, bir yandan kafasını kaşıyıp bir yandan uzun uzun Serdar'ın ayağına baktı. O ayağı koparmakla bir sorun yaşıyor gibi görünmüyordu, daha çok bileğinden mi kessem, dizinden mi ayırsam, yoksa kökünden mi koparsam diye düşünüyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇATLASIN DÜŞMANLAR (Savaşma seviş Serisi 2)
Narrativa generaleKamuflajlı kollarının kızın sarı bukleleriyle oluşturduğu tezata gülümsedi. Sonra gözlerini aşağıya indirdi. Bedeniyle duvar arasında küçücük kalan bir kız. Beyaz dantelin örtemediği göğüslerin arasındaki muhteşem vadi. Kızın kokusuyla sarhoş olmu...