'Sanırım ona yardım edebilirim.' Chen, kızın gözlerindeki umut ışıltısını görmüştü, istediğini almak umduğundan kolay olacaktı anlaşılan. İçindeki zafer nidalarını bastırıp çocuğun yanına doğru yürüdü, fazla zamanı kalmamıştı, bunu kalbinin seslinden anlayabiliyordu. 'Onu dönüştürebilirim. Onun ölmesini engelleyebilirim.'
***
Herkes şaşkınlıkla kaşılarındaki kan emicinin teklifini sindirmeye çalışıyordu. Haklıydı, onu kurtarabilirdi, peki ya sonra? Lay aileden biriydi, gerekirse Minah onun için canını bile verirdi ama yaşamak uğruna bile olsa Lay'in bunu kabul etmeyeceğini biliyordu, o *iğrenç* yaratıklar olarak bahsettiği adamlardan birine dönmek isteyeceği son şeydi, ama Minah bencildi, Lay'in kedinden nefret etme ihtimalinden ve kendi kininden daha bencildi, o yaşamalıydı, ne olursa olsun... Derin bir nefes aldı kız. 'Pekala.' bakışlarını kırmızı gözlere dikti, sesinin tehtitkar tonunu korumaya çalışarak 'Onu kurtar.' yerinden kalkıp sivri dişin yanına ilerledi 'Aklından neler geçiyor bilmiyorum ama ona zarar vermene asla izin vermem, kafanı koparmamı istemiyorsan düzgün yap şunu.' diyerek kulağına sinirle fısıldadı. Chen onun bu tavrına sadece gülümsedi, ne istiyorsa onu yapacaktı, ne azını ne de fazlasını. Nefes almakta zorlanan çocuğun yanına ilerledi, daha önce dövmelilerden kimseyi dönüştürmemişti ama tahmin ettiği gibiyse... Yavaşça gülümsedi. Minah'ın her hamlesinde gözlerinin üstünde dolandığını hissedebiliyordu. 'Dönüşümü tamamlayınca kana ihtiyacı olacak...' Chen bakışlarını kıza dikti. 'Ben yaparım.' Beklediği gibiydi hah... 'Yeni dönüşen biri kendine hakim olamaz, seni muhtemelen son damlana kadar kurutup öldürecek yine de istiyor musun?' Kız alayla gülümsedi. 'Bunun beni korkuttuğunu mu sanıyorsun?' Chen ise ona göz devirmekle yetinmişti.
Sehun kızın yanına yaklaştı. 'Minah buna emin misin?' Kız gözünü bir an olsun Chen'den ayırmadan kafasını salladı. Başka şansları mı vardı sanki? Umurunda değildi, sadece o kurtulsa yeter diye düşündü. Gözleri Lay'in başında çaresizce bakınan çocuğa kaydı. Jongin ne yapacağını bilmez bir halde sadece Lay'in nefesine odaklanmıştı, o kadar yavaşlamıştı ki, sanki ölümün şu an yanlarında olduğunu hissedebiliyordu. Aklına gelenlerle içi daha da acıyordu. Eğer ona izin vermeseydi, buradan çıkmasına izin vermeseydi bunların hiçbiri olmazdı, ama o zamanda Minah ölürdü değil mi? Xiu gerçekten onu öldürür müydü? Lay'i gözünü kırpmadan öldürmeye çalışmıştı, neden olmasın dedi? O artık insan değildi nasılsa. Bakışları Minah'a dönünce tanıdık gözlerinde onu izlediğini fark etti. İçlerindeki acı ve çaresizliği görebiliyordu, bu onun içini daha da acıttı. Onun vampirlere olan nefretini biliyordu ama onun kurtulması için her şeyi yapabileceğini de...
Chen dişlerini çıkararak bileğini ısırarak kanın akmasına izin verdi, dikkatlice gencin ağzından içeri damlatmaya başladı. Kendi kanı bile o kadar cazip geliyordu ki şu an ona, acıkmıştı, ama soylu bir vampirdi açlık güdüsünü benliğinin arkasına iterek çocuğun ağzına biraz daha damlatıp beleğinin etrafında dilini dolandırdı ve yara kaybolmuştu. Onu dehşet ve korkuyla izleyen gözlere döndü. 'Pekala şimdi ölmesini beklemeliyiz.' dedi ve kendini yandaki sedyeye attı. 'Ne?!' kız resmen bağırınca yüzünü ekşitmeden edemedi. 'Hey dönüşümün olması için kanın onu öldürmesini beklemeliyiz böylece insanlığının yerini yaratıcısının kanı alacak, bu bir çeşit alışma ve kaynaşma süresi diyelim, ona biraz zaman ver ve rahatla, sinirimi bozuyorsun.' Kız ona kocaman gözlerle bakıyordu. 'Şu an lazım olmasan seni gebertmiştim ah cidden!' O kadar sinirli duruyordu ki gülmeden edemedi Chen. Kanın çocuğun damarlarında dolanmaya başladığını hissedebiliyordu, her bir insan zerresini öldürürken derin bir nefes aldı, asıl olaylar o uyanınca başlayacaktı, yaratıcını öldürmeye kalkmazdı değil mi? Sanki becerebilecek gibi diye geçirdi içinden, yeni yetmeler...
Sessiz ve gergin geçen 10 dakikanın ardından duran kalp ve çocuğun sayıklamaya başlaması ritüelin diğer yarısına geçmeleri gerektiğini gösterince Minah yavaşça gence doğru yaklaştı. Kollarını kafasının altına geçirip çocuğu kendine doğru çekti. 'Herşey yolunda Lay iyi olacaksın.' diye fısıldadı kulağına. Omuzlarına dolanan kuvvettli eller ve boynundaki keskin acıyla başlamış olduklarını anlamıştı...
Lay, her kemiğinin, vücudundaki her noktanın ağrıdığını hissediyordu. Bu ağrı o kadar kuvvetlydi ki düşenemiyordu ve o açlık duygusu... Ömrü boyunca hiç bu kadar aç hissetmemişti kendini ki yemekle arası çok iyi olan biri değildi. Açlığı ve ağrısıyla düşünemez hale gelmişken birinin onu kendine doğru çektiğini hissetmişti ve kulaklarına dolan bu ses 'Herşey yolunda Lay iyi oalcaksın.' demişti. Adı Lay di değil mi? Evet... Bu sesi de tanıyodu o- Düşünceleri delicesine atan ve onu çılgına çeviren kanın tatlı sesiyle son bulmuştu. Elinde olmadan iç güdüleri devreye girmiş ve sesin kaynağında bulmuştu kendini. Bu tat neydi? Kan... Daha önce hiç bu kadar güzel birşey içmemişti ya da yememiş. İçtikçe kendini daha aç hissediyordu. 'Herşey yolunda Lay, iyi olana kadar içmelisin.' ses bu sefer titrek çıkıyordu. Lay ne yapıyordu böyle? O kan içmezdi ki? Ya o dişler? Bu... Boynuna sarılan ellerin gevşeyip bir kenara düşmesiyle düşüncelerini toplayabilmişti. Hızla kendini kaynağından ayırdı ve ona odaklandı. Minah gözleri kapalı bir şekilde çocuğun kucağına düştü ve odadaki diğer sesler... Herkes ona doğru gelip kızı hızla almış ve yan taraftaki sedyeye koymuşlardı. Herkes kız ile ilgilenirken tanıdık başka bir yüz görmüştü. 'Yeniden doğmanın şerefine evlat. Merak etme iyi olacak, aslında onu öldürmemen mucize.' diyerek güllümsemişti. 'Ve yaratıcına borçlandın, yani bana.' diyerek gülümseye devam etti.
Lay bir süre ona ve karşısında bayılan kıza bakmakla yetindi. Yaratıcı? Sivri dişler? Kan? Ve Chen?! Lanet olasıca bir vampir mi olmuştu yani?!
supernaturel~
Azıcık kısa mı odu ne? Ayy Bu 4 part olaca heralde bakalım. Lay lay takılıyoruz şu ara hayırlısı, batırmadığımı umar beğenmenizi dilerim laylay
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tattoos~
RomanceKim Jongin, 18 yaşında lise son sınıfa giden normalinde normali bir gençken, karşılaştığı mavi gözler ve onun seçildiğini iddaa eden siyahlılarla karşılaşınca hayatına dair bildiği herşey değişir. Hiçbir zaman dövmelere ilgi duymayan bu çocuk, göğsü...