Jongin gözlerini aralamakta zorlanıyordu. Ne zamandır uyuyordu ki? En son Minah'ın vurduğu darbeyle bilincini kaybetmişti. Derin bir nefes alarak kalkmaya çalıştığında bütün bedeni ağrıyla gerilmişti, elinde olmadan ağzından derin bir inleme yükseldi. Bir el onu tutup geri yerine yatırdı. 'Dinlenmelisin, sana yiyecek birşeyler getireceğim, dinlen.' Baekhyun üstüne bastıra bastıra söyledikten sonra odadan çıktı. Jongin gözlerini kıprıştırarak bir süre tavana bakıp düşüncelere daldı. Gerçekten batırmıştı değil mi? Hayal kırıklığı olmuştu... Derin bir nefes almaya çalıştıysa da ağrıları izin vermemiş ve oda inlemeleriyle dolmuştu. 'Neden Lay'in seni iyileştirmediğini merak ediyorsundur çaylak?' Jongin gözlerini sese çevirdiğinde, büyük bir afiyetle elmasını yiyen Minah'ı gördü, yüzünde sakin bir ifade vardı. 'Pek sayılmaz.' Konuşmak bile acı veriyordu, bu hisle yüzünü ekşitmeden durmadı. Minah kaşını kaldırarak onun bu haline güldü, bu kızı anlamak gerçekten güçtü, ne yani o acı çektikçe mutlu mu oluyordu? 'Böyle olursan sanırım çalışamayacağız bile, sadece acının seni kamçılamasını istiyordum, işe yaradı mı?' Jongin doğrulmaya çalıştıysa da başaramamıştı, her kemiği sızlıyor, kasları acı içinde kıvranıyordu. Bir kol onu kendine çekip oturmasına yardım etmişti. Jongin kıza baktı, tekrar karşısına geçmiş elmasından afiyetle bir ısırık daha alıyordu. 'Eğer acı çekmekle...' biraz durma ihtiyacı hissetmişti '...bunun olacağını düşünüyorsan delirmişsin.' Kız tekrar güldü 'Delinin teki olduğumu yeni mi anladın?' Jongin ona göz devirdi. Kapının açılmasıyla ikisi de oraya döndü, Baekhyun elinde koca bir tepsiyle gelmişti ve yanında Lay vardı. 'Acıktım sanırım, çok güzel görünüyor Baekkie.' Kız yerinden zıplayarak yemeklere bakıyordu. Baek ona güldü 'Üzgünüm bu yorgun savaşçımız için' diyip Jongin'in yanına oturdu, çoktan yemesi için birşeyler söylemeye başlamıştı bile. 'Nasıl?' Lay endişeli gözlerle ona bakıyordu. Minah kafasını salladı 'Senin yardımın olmadan yerinden kalkamaz, küçük bir kız çocuğu gibi, mucizeler yaratamam.' Lay derin bir nefes alıp Jongin'in yanına ilerledi. 'Pekala küçük bey bu biraz canını yakacak ama sonra hepsi geçecek tamam mı?' Jongin kafasını sallamakla yetindi, daha ne kadar acıyabilirdi ki?
Ne kadar acayabilir mi demişti? Tüm oda onun bağırtılarıyla çınlıyordu. Minah ise sadece gülüyordu, tüm oda acı çığlıkları ve kahkahalarla dolmuştu. Bunlar birer sadistti gerçekten de! Sonunda morluklar, ağrılar ve bir çoğu geçince derin nefesler almaya başlamış, Minah ise gülmekten ağrıyan karnını tutuyordu. 'Hey biraz abartmadın mı ne kadar acıttığını biliyorsun?' Lay, Jongin'in yanından kalkarak karşısındaki kıza baktı. Minah ise hala kesik kesik gülüyordu. 'Ooo, üzgünüm sadece sinirlerim gergin. Ama baksana şuna görende doğumda sanacak aahahahah...' Jongin sinirle gözünü devirip önündeki yemeğe yumulmuştu, tanrım! Ne zamandır açtı, en az 3 tabak daha yiyebilirdi!
'Efendim benimle görüşmek istemişsiniz.' Sehun eğilerek selam verdi. Karşısındaki adamın yüzü oldukça hüzünlü duruyordu, anlaşılan büyük bir sorun vardı. 'Sehun bu aramızda kalmalı... Biliyorsun kehanetin son bulmasına kısa bir süre kaldı bunun hepimiz farkndayız... Ama...' Suho derin bir nefes aldı. Ne demeliydi? Bugün bir grubunu daha kaybetmişti, o lanet melez yaratık hepsini parçalara ayırmıştı, onun için özel olanlarını bir bir öldürmüştü. Kehanetin bir an önce son bulmasını istiyordu, öleceklerse en azından bu bir amaç için olmalıydı, onurlu olmalıydı... 'Ama elinizin titremesini istemiyorum.' Sehun anladığını belirtircesine kafasını salladı. 'Ve birşey daha var. Bugünki kavgada bende vardım ve Xiu size bakıyordu. Sanırım birşeylerin peşinde dikkatli olun.' Onların mı peşindeydi neden? Yoksa... Sehun hızla başını kaldırdı. 'Yani Lay?' Suho yavaşça başını salladı. 'Emin değilim ama en cazip o değil mi?' Haklıydı, rüya gibi olan ikinci bir güçte onunkiydi, Sehun ailesini korumak için dikkatli olmalıydı.
supernaturel~
Kafam dağınık az ne yazdım bende bilmiyorum umarım batırmamışımdır, hikaye nereye gidiyor demeyin bende bilmiyorum hayırlısı 'Carpe diem' gençler ~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tattoos~
RomanceKim Jongin, 18 yaşında lise son sınıfa giden normalinde normali bir gençken, karşılaştığı mavi gözler ve onun seçildiğini iddaa eden siyahlılarla karşılaşınca hayatına dair bildiği herşey değişir. Hiçbir zaman dövmelere ilgi duymayan bu çocuk, göğsü...