Üniversite

42 2 0
                                    

Üniversitenin içine ilk girip şöyle bir duraklayıp etrafa baktığımızı hatırlıyorum Burak'la. Ne kadar sürdü bilmiyorum, bir süre bakındık. Sonra dönüp birbirimize baktık. O bakışı hiçbir zaman unutmayacağım. Yürüdük. Gezindik her tarafı. Güzel yerdi doğrusu. Hoşumuza gitmişti. Çokta önemli birşey olmadığı için buraları atlayacağım. Üniversitenin ilk senesini güzel bir şekilde atlatmıştık. Üniversite hayatı güzeldi, birey olduğunu hissettiriyordu insana. Mutluydum. Çevrem oluşmuştu. Burak'la dostluğumuz gün geçtikçe güçlenmişti. Çıkar peşinde koşan, birbiriyle sırf menfaat için dostluk kuran insanların inadına, sıkı sıkıya bağlıydık birbirimize. Birbirimiz için hiç düşünmeden ölüme gidebilirdik. Öyle düşünüyordum. 2. sene ayrı eve çıkmıştık yanımıza bir arkadaş daha alıp. Murat. İyi çocuktu, sıkıntı yaratmadı hiçbir zaman. Zamanla kaynaştık. Çok içerdi, evin buzdolabını biralarla doldurmuştu. Bizde içerdik ama sanırım ben ve Burak'ın 1 haftada içtiğini o rahatlıkla 1 günde içiyordu. Felsefik takılmayı seven, ciddi ama aniden değişebilecek tipte biriydi. Aradan seneler geçmesine rağmen hiçbir zaman onu tam olarak anlamayışım da bunu kanıtlar nitelikte zaten. Ama ileriki zamanlarda bu tavırlarının sebebini az çok anlayabilmiştim. Boş konuşmazdı, can sıkmazdı. Soğukkanlı bir herifti. Sevmiştik. Orta düzeyde bir ev, içinde üçümüz bir şekilde tutunmuştuk üniversite hayatına. Günler çabuk geçiyordu. Bir akşam üçümüz birlikte bir mekânda inceden bayık ve bir o kadar da yanık vaziyetteydik. Ortalık dumanaltı, içimiz kor. Kimse kimsenin ne derdi olduğunu bilmiyordu. Herkesin derdi kendine yetiyordu. Burak'ı merak etmiştim. Sordum.
"Hayırdır kardeşim. Sen bu kadar içmezdin. Yoksa aşk denen illet seni de mi ele geçirdi?"
Güldü hafifçe. Belliydi, vardı birşeyler.
"Benim öyle şeylerle alâkam olmaz, bilirsin. Ama bugün kafeteryada bi kız gördüm."
Murat'a döndüm. Hafifçe sırıtıyordu. Bu, yakın arkadaşınızın aşk muhabbetlerine girmesiyle birlikte yüzde beliren muzip ifadelerden uzak bir ifadeydi. Anlamıştım. O sırıtma da, acı vardı. Üzüntü vardı. Fazla aldırmadım. Burak'a döndüm:
-Tamam kardeşim, biz anladık. E gidip konuştun mu bari?
-Yok be oğlum, ne konuşacağım. Kimdir, nedir bilmiyorum bile.
-Zaten gidip tanışmak istediğini söylemen lazım, sığır herif. Direk gidip "müsaitseniz sevgili olabilir miyiz?" diyecek halin yok.
-Yani, orası öyle. Bilmiyorum, bakarız. Rastlaşırız elbet bir daha.
Birşey demedim. Bu efkârlı havayı dağıtmak için ayağa kalktım. Kaldırdım şişeyi havaya. O an herkesin ufaktan bana baktığını farkettim. Sanırım şuan benden bir konuşma bekleniyordu, ya da ortama etkileyici bir söz söyleyip havalı bir şekilde ortamı terketmem. Bunu yapmak yerine hafifçe gülümseyip, heveslerini kursaklarında bırakmak daha keyifliydi. Şişeyi masaya koydum tekrar, "hesabı ödeyip, çıkalım." dedim. Hayat bir bakıma insanlara beklediklerini vermemektir.
Aradan birkaç gün geçti. Üniversitenin bahçesinde dolaşıp öylece düşünüyordum. Birçok insana anlamsız gelse de, benim çok keyifle yaptığım bir eylemdir. Düşünmeyi severim. Geçip oturdum bi bankta. Bedenen ordaydım, ama ruhen değil. O yüzdendir ki yanıma oturup, konuşan kişiyi fark bile edemedim. Hafifçe irkildim. Dönüp bakınca o ana kadar gördüğüm en güzel, en içten gülüşle karşılaştım. Yüzündeki o saf gülüşü görseydiniz; en katı kalpliniz bile yumuşar, hafifçe tebessüm etmekten kendinizi alamazdınız. Yüzünü ne kadar inceledim bilmiyorum. Öyle dalmışım ki yüzüne, bilincim kapalıydı o an diyebilirim. Kahverengi gözlerinin içine baktığımda tüm dertlerimi unutacak kadar hafifliyordum. Hafifçe kıvrılan dudakları bile bir insanı, başından aşağı kaynar sular dökülmüşcesine sarsıyordu. Yüzünü hayranlıkla inceliyordum. Sanatla ilgilenmeyen sığ bir insanın bile görünce durup bakacağı, uzun bir süre inceleyeceği bir tablo gibiydi. İrkilip, kendime geldim. Halimi anlamış olacak ki, yüzündeki gülümseme yerini kahkahalara bırakmıştı. O güldü, ben güldüm. O güldükçe güldüm ben. O ağlamasın diye de güldüm. Gün geldi, o gülmesin diye ağlamadım...

Ben Deli DeğilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin