Tresborma
(Belirsiz bir zaman önce...)Gözlerini hayata açan her bebek masum ve temizdir ve bu masumluk uzun bir süre devam eder. Ama istisnalar kaideyi bozmaz değil mi?
Gri renge sahip olan duvarlarla sarılmış odadaki beş hücrenin birinde hayatla buluşmuştu o. Bu hücreler, yerden üç metre yükseklikte ve dikdörtgen kutulara benzeyen yapılardı. Hücreler yerden yaklaşık bir buçuk metreye kadar yarı saydam, geri kalanı ise saydam olan camlardan oluşuyordu.
Doğalı birkaç saniye olmasına rağmen o, masumluktan ellerini çekmişti. Doğmasıyla kötü ve zararlı şeylerin saklandıkları kabuklarından çıkmalarına neden olmuştu. Onun hayata açılan bu meraklı gözleri, başka gözlerin kapanmasına neden oluyordu, olacaktı. Bu kapanan gözler belki senin, belki benim, belki de masumluğun vücut hali olan bir çocuğa ait olacaktı.
Bebek, kendine bakan koyu mavi renkteki, büyük, ışıl ışıl gözleri görünce ciğerlerine dolan yakıcı havayı unutup gülümsemeye başlamıştı. Neden olduğu ve olacağı şeyleri bir bilse, belki ağlamaya devam edip hiç susmayacaktı.
O yarı insan yarı uzaylıydı, o üstün ırkın tek örneğiydi, o bitmek bilmeyen kavgaların en güzel, en etkileyici kaynağıydı...
......
Bebeğin doğuşunu izleyen üç adam birbirlerine baktılar. Üçü de fiziksel olarak aynıydı ama oldukça farklı özelliklere sahiptiler.
İçlerinden biri, herkes ona K1 diye sesleniyordu. "Sonunda," dedi iç çekerek. "Biri daha sağ salim doğdu. Umarım ki daha fazla yaşamasını sağlayabiliriz."
Diğer ikisine nispeten daha öfkeli olan bir diğeri ise sinsice gülümseyerek, ona da K2 diyorlardı. "İçimden bir ses bu bebeğin çok yaşayacağını söylüyor." dedi.
K3, diğerlerine göre daha bilgili olan kişi, K2'nin sözlerinden hemen sonra, "Bu tamamiyle bize bağlı. Diğerlerine yaptığımız gibi bu bebekle de laboratuvarda uğraşırsak, sonu ölümden başka bir şey olmaz!" dedi.
K1 gülümseyerek, biraz da iğneleci bir tonla, konuştu: "Daha dikkatli olacağız değil mi, K2?"
K2 çatık kaşlarının altındaki gözlerini devirerek, "Suyuma giderseniz neden olmasın?" dedi. Bunu söyledikten sonra gülümsemişti. K1 sinirle soluyarak K2'ye baktı. Ondan hiç haz etmiyordu.
Birkaç dakika sonra elindeki dosyasıyla, oldukça heyecanlı olan bir genç geldi yanlarına.
K3, gence baktıktan sonra, "Konuş Murat." dedi. Murat henüz on altı yaşında olmasına rağmen oldukça zeki ve çalışkan birisiydi. Bu zekası onu bu mevkide çalışmasına olanak sağlamıştı. Murat heyecanla konuşmaya başladı.
"Efendim, kız oldukça sağlıklı doğdu. Annesi bir Tres, spermler ise bir insana ait. Ama insanın ismini bilmiyoruz. Spermlerin saklandığı kutuda ismi yazmıyormuş."
K1, Murat'ın sözünü keserek, "Nasıl yazmıyormuş? Bu işlerde daha dikkatli olunması gerek!" dedi.
"Bilmiyorum efendim. Elimdeki dosyada kim olduğu belirsiz yazıyor."
K2 oldukça rahat bir tavırla, "Bunun ne önemi var ki? Ne de olsa Melez canlı doğdu ve oldukça sağlıklı." dedi.
"Peki, gidebilirsin Murat. Daha sonra tekrar incelenecek bu dosya." diyerek bebeğin olduğu hücreye tekrar döndü K3.
"E-efendim, pek haddime değil ama bir şey söyleyebilir miyim?"
K3, yüzünü Murat'a çevirdikten sonra başıyla onayladı.
"Şey, bence bebeğin yetiştirilmesinde ve bakımında annesinin rolü olmalı. Anne eli farklıdır. Belki bu, Melez'in daha uzun yaşamasına olanak sağlar." Dedikten sonra başını öne eğdi. Bu konuşmasının ters tepmesinden korkuyordu.
Daha önceki bebekleri annelerinden ayırıp kendileri bakmışlardı(!) ve o bebeklerin ömürleri uzun sürmemişti. Bebeklerin annelerini sadece onları dünyaya getiren bir figüran olarak görüyorlardı.
K2 öfkelenmişti. Tam konuşacakken, K3 onu susturdu ve, "Bu gayet iyi bir fikir Murat. Değerlendireceğiz." dedi. Murat, yüzü gülmeye başlarken, "Teşekkürler efendim." deyip onların yanından ayrıldı.
Cesaret edip söylediği bu öneri, onun ve Melez'in kaderinin şekillenmesinde yardımcı olacaktı.
_____________
Selam arkadaşlar. Bu benim başkalarıyla paylaştığım ilk hikayem, hatalarım varsa affola. Bana yorumlarınızla yardım edebilirsiniz. Bu bölümü hikayeye sonradan ekledim. Umarım meraklandırıcı ve etkilileyici bir bölüm olmuştur. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akuamarin: Arayış
Ficțiune științifico-fantasticăHer zaman teknoloji bundan daha ileri gidemez demişizdir. Peki ya daha önceleri bile teknoloji çok ilerideyse? Farklı milletlerden olan bilim insanlarından oluşan bir örgüt yaptıkları ve buldukları şeyleri insanlardan gizliyorlardı. Bu gizemli örgü...