13 ⭐👽⭐

221 38 4
                                    

Selam arkadaşlar :) Umarım birkaç okuyucum kalmıştır :/ Oldukça uzun bir süreden sonra sonunda yeni bir bölüm yazabildim. Hatam fazla olabilir, yazarken kafam pek yerinde değildi. :/ Umarım beğenirsiniz. İleriki bölümleri elimden geldiğince hızlı yazmaya çalışacağım.

Medyaya çok sevdiğim bir şarkıyı koydum. (Barış Akarsu - İsterdim) Biraz bu hikayeyi anlatıyor gibi.

.....

Her zaman gördüğüm rüyanın içindeydim yine. Ama bu sefer karanlıkta bir şeyler görüyordum. Tanımlayamadığım şeyler... Aslında tanıdık geliyordu hepsi. Hatırlamaya çalışıyordum ama uğraştıkça beynime iğneler batıyordu. Sanki beynim hem hatırlamak istiyor hem istemiyordu. Acıya daha fazla dayanamayıp pes ediyordum. Sonra o sesi duyup devamında olan ve değişmeyen şeyleri tekrar yaşıyordum. Ama her ne kadar aynı gibi gözükse de farklıydı bu sefer. Bunu hissedebiliyorum...

.....

Beyaz ışık irislerine işkence ederken yavaş yavaş açtı gözlerini. Etrafının bu kadar aydınlık olması onu rahatsız etmişti. Yüzünü buruşturarak etrafına bakmaya çalıştı. Ama başında hissettiği zonklayıcı ağrı başını çevirmesini güçleştiriyordu.

"Uyandı Başkan'a haber verin!"

Kafasını ince sesin sahibine usulca çevirdi. Ama bir siluetten başka bir şey göremedi. Gözleri ışığa hala alışamamıştı. İfadesiz bir suratla siluete bakmaya devam etti. Siluet yavaş yavaş genç bir kadına dönüşürken nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Doğrulmak için hamle yaptı. Kımıldamayı bile başaramayınca ona engel olan zincirlere yüzünü buruşturarak baktı. Zincirle bağlanmış olmasına bir anlam yükleyemiyordu. Endişeyle gözlerini kıstı. Yoksa Andromeda yakaladı mı bizi?

"Yardım edeyim."

Yüzündeki ifadeyi bozmadan genç görümüne rağmen gri saçlara sahip kadına baktı. Kadının gerildiğini görebiliyordu. Zincirler çözüldükten sonra kolunu ovarak doğruldu. Her yeri ağrıyordu. Kafasını duvara yasladıktan sonra gergin kadına baktı. "Neden yaptınız bunu?" Kendisini vahşi bir yaratık olarak görmesine neden olmuştu bu durum.

Gerginliği yüzünden okunan kadın Ayla'ya gülümseyerek baktıktan sonra ne kadar uğraşsa da sesinin hafif titrek çıkmasına engel olamamıştı. "Uyurken kendinde değildin. Etrafa ve özellikle de kendine zarar veriyordun. Bunu yaptığımız için üzgünüm ama başka çaremiz yoktu."

Ayla öfkesini gizlemeden usulca kafasını salladı. Rüyasında gördükleri düşünülünce etrafa zarar veriyor olması normaldi ama ona bir yaratıkmış gibi davranmaları için bir gerekçe değildi.

Kapı sertçe açıldığında kaşlarını çatarak kapıya baktı. Siyah takım elbisesiyle sert bakışlı bir adam girmişti içeri. Doğal duran çekik kaşları adama ürkütücü bir hava katmıştı. Kızla gözleri buluşunca hafiften gülümseyerek sert adımlarıyla kızın başucuna geldi.

"Uyandığına sevindim."

Başkanın sesindeki tını insanın dikkatini alıyor ve kendinde topluyordu.

"Geçitte yaptığın şey inanılmazdı," gözlerini de işin içine katarak gülümsemesini büyüttükten sonra devam etti. "bunu inkar edemem fakat kendi iyiliğin ve gezegende yaşayan diğer canlıların güvenliği için bir daha böyle düşüncesiz bir şey yapmaman gerekiyor."

Ayla tam düşüncesiz bir şey yapmadığını söylemek için ağzını açacaktı ki Başkan onu durdurdu.

"Bir eyleme yaparken birkaç şeyi değil birçok şeyi düşünmen gerek. Kazancın kaybından fazla olmalı. Zamanla bunun neden gerektiğini anlayacaksın."

Akuamarin: ArayışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin