⚜ 22. Bölüm ⚜

7.3K 252 4
                                    

   Yüzümde hissettiğim minik parmaklarla gülümseyerek gözlerimi açtım ve meleğime baktım gülümseyip bana sokulunca sıkıca sarıldım ona, etrafıma baktığımda Kaya'yı göremedim sanırım şirkete gitmişti. Kızımı kucağıma alarak tuvalete girdik elimizi yüzümü yıkadık ve aşağı inip mutfağa girdik Kaya'yı bahçede görünce gülümsedim gitmemişti ve kızımla birlikte çıktığımızda bize gülümseyerek baktı ve kızını kucağına aldı. "Günaydın prensesim babasının tacı" dediğinde Su şımarıklıklar yaparak babasına gülücükler atıyordu sırtım hafif sızlayınca gözlerimi kapattım ve yüzümü buruşturdum.
   "Anne ben acıktım" dedi kızım ve zorla gözlerimi açıp gülümsemeye çalışarak ona baktım Kaya kaşlarını çatmış yüzüme bakarken ona 'Önemli birşey yok' der gibi bakıp kızımı kucağıma almaya yelkendim ama vermedi ve ayağı kalkıp içeri girdi derin bir iç çekip yanlarına gittiğimde Kaya bana baktı.
   "Ona çizgi film açayım sende mamasını yap sırtının acıdığını biliyorum bu yüzden yüklenme oraya güzelim tamam mı?" diye sorunca derin bir iç çekip gülümsedim ve yanağını öptüm, mamasını hazırladığımda onu yedirmeye başlarken Kaya'da yanımdaydı ve kızının nasıl iştahlı iştahlı yediğini izliyor arada bir gülümsüyordu. "Ne kadar tuhaf geliyor bu bazı şeyler... hayatım yerin dibindeyken şimdi gökyüzüne ulaşmış özgür ve mutlu hissediyorum...senin sayende Sevda'm" dediğinde gülümseyerek ona baktım.
   "Senin de payın var beni eve alıp sürekli görüşmeseydik sevmezdin"
   "Çocuğumuz olduysa kaderimizde yazılıydı Sevda'm...biz elbet yine bir araya gelirdik belki o zaman daha farklı olurdu ama elden bişey gelmez...değil mi kızım?" diye sordu Kaya kızına oda başını salladı cümleyi anlamadığı halde, yeme içme işlemi bitince Kaya üstünü giyinmek için yukarı çıktı bende koltuğa oturup çizgi film açtığımda Su gözlerini kocaman açarak izlemeye başladı onu yere oturtup yukarı çıktım ve odaya girdim Kaya gömleğini giyiyordu.
   "Şirkete mi gidiyorsun?"
   "Evet"
   "Bittiğine eminsin değil mi bu mafya işleriyle işin falan bana dedin hani yerime birini bulacağım diye?"
   "Bulacağım Sevda'm merak etme artık korkma ben halledeceğim" dediğinde lacivert ceketini giyince gülümseyerek ona yaklaştım ve yakalarıyla kıravatını düzeltip bakışlarımı ona çevirdim.
   "İhale falan diyordun?"
   "Bugün toplantı yapacağız eğer ihaleyi alırsam size bir süprizim olacak"
   "Ha yani ihaleyi almadın diyelim süpriz olmayacak?" dediğinde güldü ve kollarını bana sıkıca sarıp boynumu öptü bende gözlerimi kapatıp ona sıkıca sarıldım.
   "Şaka yapıyorum"
   "İnanmadım ki zaten"
   "Seni çok seviyorum Sevda'm"
   "Bende seni Kaya'm" geri çekildiğinde dudağıma kısa ama aşk dolu bir şekilde öpünce gülümsedim, elini vurulduğum yere koyunca gözlerimi kapattım derin bir iç çekti.
   "Acıyor mu?"
   "Hayır"
   "Buraya çok yüklenme Sevda'm"
   "Sen merak etme" dediğimde gözlerimi açtım ve yanağını öptüm o anda aşağıdan gelen bir kırılma sesiyle korkuyla gözlerim açıldı Kaya endişeyle yanımdan ayrılınca bende peşinden gittim birlikte hızlı hızlı indiğimizde korkum geçmişti çünkü Su eline oyuncağını alıp yere atınca plastik şeyler yere saçılmıştı. "Yani kızım var ya adamı kalpten götürürsün" dediğimde Kaya ve ben yanına gittik, yerdeki yere saçılmış plastik şeyleri toparlarken Kaya onu kucağına alıp bahçeye çıkmıştı.

Akşam olduğunda Kaya yerinde duramıyordu istediği ihaleyi kazanınca hemen şirketi daha çok yükseltmek için planları yapmıştı, Londra pasaportu için bizi de yanına almış bir oraya bir buraya gidip gelmek zorunda kalmıştık pasaportlar devlet tarafından onaylanmıştı hemen çünkü Kaya devlet mafyası olduğu için devlette ona yardım ediyordu tabi Kaya artık çalışmak istemediğini yerine sağlam bir adam bulmalarını söylemişti devlet zaten üstüne gitmemişti çünkü bizde yanındaydık artık bir aile olduğumuzu gördüklerinde tehlikeye başka birini atmaları için işe koyulmuşlardı, bankaya gittik ve Londra için para çekip bilet aldık pasaport ve Londra parası ile eve geldiğimizde ben tatil için çoktan valizleri hazırlamaya gittim Kaya kızıyla ilgilenirken bende ikimizin valizlerini hazırlamıştım Londra ve Türkiye saat dilimi iki saat gerideydi yolculuğumuz saat tam dokuzda başlayacaktı oraya vardığımızda Londra saatine göre on olacaktı. Aşağı indiğimde yemek yapmak için mutfağa girdim Kaya kızımızla birlikte mutfağa girince gülümseyerek ikisine baktım ve dolaptan bir tencere çıkardım, buz dolabından kabak ve biber çıkardığımda Kaya konuştu. "Yemek mi yapacaksın gülüm?"
"Evet...karnım acıktı aç aç gitmeyelim havaalanına"
"Hiç yemek yapma bugün dışarıda yiyelim zaten saat yediye geliyor yemeği yeriz kızımızı gezdiririz o zamana kadar saat geçer uçağa biner Londra tatili için gideriz" dediğinde derin bir iç çekip ona baktım ve başımı sallayıp kızımı kucağıma aldım, üstüne siyah tayt ve mor kısa kollu tişörtünü giydirdim pembe kapüşonlu hırkasınıda üstüne geçirip Kaya'ya verdim bende hemen hazırlanmaya başladım. Bavulları arabanın bagajına koyduk ve restorana gitmek için yola çıktık, Su huysuzca yerinde kıpırdanıp durunca saçlarını okşadım.
"Ne oldu kızım?"
"Acıktım" dediğinde gülümsedim ve yanaklarını okşadım.
"Biraz dayan kızım baba bizi yemek yemeye götürüyor" dediğinde ağlamaya başlayınca ofladım.
"Mamasını yedir biraz onu idare etsin Sevda'm istersen" diye konuşmaya başladı Kaya, başımı iki yana salladım.
"O mamayı ben uçakta acıkırsa diye yaptım sütünü de hazırladım"
"Kızım azıcık dayan" dedi Kaya gaza daha çok basınca iç çektim çocuğun varsa halin perişandı ama yine de tekrar bir tane daha isterim erkek yada kız...çocuklar en masum varlıklardı bizi aile yapan ikinci meyvelerdi onlar. Restorana gelince yemek siparişi verdik Su çocuk koltuğunda oturmuş kırmızı yanaklarla etrafa bakınırken yemeklerimiz gelmişti ilk olarak kızımı yedirdim sonra kendim yemeye başladım. Restorandan çıkıp birlikte büyük bir alışveriş merkezine girdik Su oyuncakları görünce kucağımda tepinip durdu yere bıraktığımda penguen gibi yürüyüp içeri girince Kaya ve ben gülümseyerek bakmıştık, Barbie bebeklerden iki tane istemişti Kaya istediği oyuncakları alınca birlikte oradan çıkıp gezmeye devam ettik. Saatimiz yaklaşınca anca gideriz diye arabaya bindik Su çocuk koltuğunda bebeğiyle oynarken bizde havaalanına ilerledik, geldiğimizde saat tam dokuzdu hemen uçağa binip yerlerimize oturduğumuzda sıkıntıyla nefesimi verdim.
   "Kaç saat sürüyor buradan Londra'ya gidiş?" diye sorduğumda Kaya küçük defterini deri çantasına koyup sırtını koltuğa yasladı ve bana baktı.
   "Üç saat"
   "Yani saat on birde orada olacağız"
   "İstanbul saatine göre evet ama oraya vardığımızda saat on oluyor"
   "Saatlerimizi ayarlayalım"
   "Ben çoktan ikimizin saatini ayarladım telefonlardan" dediğinde iç çekip kucağımda kocaman gözlerle etrafa bakan kızıma baktım etrafa gülücükler atıyordu. Aradan yarım saat sonra huysuzlanmaya başladı mamasını yedirip sütünü içirdim sonra emziği ağzına attığımda eli saçlarıma gidip çekiştirdi ve gözlerini yavaş yavaş kapatmaya başlarken Kaya elini yanağına koydu Su parmağını yakalayıp sıkınca gülümsedi ve başını omzuma koyup gözlerini kapattı. "Çok yorgunum Sevda'm...şirkette baya bir uğraştım"
   "Uyu sevgilim benim uykum yok üç saat sonra varacağız zaten"
   "Tamam gülüm" dediğinde bir kolumda kızımızı tutarken bir elim onun sarı saçlarına gitmişti okşadığımda gülümsedi ve bana daha çok yaslandı sırtım hafif acısa da hiçbir şey söylemedim.
                            ⚜
Londra'ya geldiğimizde hemen otele girdik ve resepsiyondan odanın anahtarını aldık ve yukarı çıktık, odamıza geldiğimizde valizdeki kıyafetleri dolaba dizdim Su huysuzlanıp ağlamaya başlayınca kucağıma alıp sallamaya başladım. Yorgunluktan bir duşa girip çıktım ve yatağa girdim Kaya da duşa girmiş yanıma gelince gülümsedim oda aynı karşılığı verip konuşunca ikinci bebek için konuşmanın tam sırası diye düşündüm. "Kaya"
"Söyle gülüm"
"Ben sana birşey söylemek istiyorum" dediğimde gözlerimin içine baktı ve bekledi cevap vermediğimde tek kaşını kaldırdı.
"Söyle gülüm" dediğinde derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım, tekrar açtığımda yerinde hafifçe doğrulup endişeyle yüzüme baktı. "Yoksa sırtın acıyor mu? Kanaman mı var?" diye sorunca başımı iki yana salladım ve yerimde doğrulup kafamı kaşıdım.
"Hayır iyiyim"
"O zaman ne?" diye sorup oda yerinde doğrularak yüzüme bakmaya devam edince bakışlarımı yorgana indirdim.
"Ben şey..."
"Sen ne?" diye sordu sabırsızca.
"Ben şey istiyorum..."
"Sevda'm gevelemeyi bırakır mısın lütfen artık"
"Ben...ben bir bebek daha istiyorum" dediğimde ikimizde sessiz kaldık tedirgin bir şekilde yüzüne baktığımda durdu bir an ve gülümsedi.
"İkinci bebeğimizin olmasını mı?"
"Evet...fena mı olur Su'ya bir kardeş gerekiyor bir erkek yada kızda olabilir kardeşi olsa kötü olmazdı"
"Evet güzel olur" dediğinde Su'ya baktım, Kaya yataktan kalkıp bir görevliyi çağırdı ve bir bakıcı bulmasını istediğini söyledi. Bakıcı gelince Su'yu alıp başka bir odaya götürünce gülümseyerek Kaya'ya baktım oda aynı karşılığı verip beni öpmeye başladığında kollarımı boynuna doladım.

⚜ Seni Sevmek İstemedim ⚜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin