Gözlerimi açtığım sırada Kaya'yı yanımda göremedim yerimden kalkıp tuvalete girdim ve işlerimi halledip aşağı indim bahçeden konuşma sesleri geliyordu Kaya'yı gördüğümde uzun uzun onu izledim, kumral saçları dağınık mavi gözleri cam gibiydi iç çektim ve aklıma gelen evlenme olayını düşündüm kalbim hızla yerinden çarpmış içim ona olan sevgimle cıvıl cıvıldı, bana üç sene beklememi söylüyordu ama bunu istemiyordum bir an önce onun olmak istiyordum. Bahçeye çıktığımda Fatih beni gördü ve gülümsedi. "Günaydın"
"Sana da"
"Günaydın" dedi Kaya çekici bir şekilde, başımı ona çevirip baktığımda elini çenesine koymuş mavi gözleriyle beni süzüyordu.
"Sana da" dediğimde Fatih yanımızdan ayrılınca Kaya'ya yakın sandalyeyi çekip oturdum oda yerinde doğrulup bana yaklaştı. "Kaya sana birşey söylemek istiyorum" dediğimde elini yanağıma koyup okşadı sonra uzanıp öptü ve geri çekildi.
"Söyle bakalım"
"Ben evlenmek için yirmi yaşını bekleyemem senin yaşında geçiyor hem otuz yaşında falan olacaksın ben bir an önce evlenip çocuklarımızın olmasını istiyorum" dediğimde biraz durdu sonra gülümseyip gözlerini masaya çevirdi.
"Sevda çok genç yaşta evlenmeni istemiyorum erken yaşta hamile kalıp çile çekmeni hiç istemiyorum"
"Kaya inan bekleyemem birbirimizi sevdikten sonra ne önemi var?" dediğimde başını salladı ve bana baktı.
"İyi tamam...on sekiz yaşına girer girmez nikah kıyarız" dediğinde kocaman gülümsedim ve ona sarıldım.
Öğle yemeğinden sonra haftaya gerçekleşecek sınav için kitaplarımı alıp bahçeye çıktım, Kaya spor kıyafetleriyle yanıma gelince ona gülümseyip göz kırptım ve kitabı açıp okumaya başladığımda yanıma oturdu ve elini sırtıma koyup kalemi alarak bana biraz daha yaklaştı. "Sana anlatayım sende not et bunları iki gün içinde ezberleyip yapabilirsin" dediğinde başımı salladım, eline kitabı alıp önemli yerleri okuyunca dikkatle dinledim not almamı söyleyen yerleri dikkatli bir şekilde yazıp dinlemeye devam ettim.
İki saat dersin arasından mola verdik şimdiden beynim yorulmuştu ama aldığım bilgiler çok şükür ki ezberlemiş olmuştum, Kaya ve ben birlikte kahve keyfi yaptık derslerin üzerinde notların ip uçlarıyla ilgili konuştuk uzun süre kahvelerimizi içip suskunluğu tadarken tekrar o konuştu. "Doğum günün ne zaman?"
"Bu akşam" dediğimde gözlerini heyecanla üzerimde gezdirdi sonra kaşlarını havaya kaldırdı.
"Ve sen on sekiz yaşında evlenmek istiyorsun benimle" dediğinde gülümsedim ve ellerini tutup öptüm oda benim ellerimi...birbirimizin gözlerinin içine baktık.
"Seviyorsak birbirimizi beklemenin anlamı yok sevgilim...ailelerimiz zaten yok bize karışan kimse yok" dediğimde gözlerime sevda yüklü bir aşkla bakınca gözlerinde kayboldum, ona yaklaştığımda gözlerimiz dudaklarımıza kaymıştı Kaya ellerini yanaklarıma koyup yavaş yavaş bana uzanırken heyecandan bacaklarım titriyordu gözlerimi kapatıp o büyülü dudakların dudaklarımla mühürlenmesi için beklediğimde mutfaktan sesler gelince yanaklarım kızardı ve hemen ondan ayrıldım, dişlerini sıkıp mutfağa gözlerini çevirdi ve sessizce küfür etti bende utanmış bir şekilde ona bakarken gözlerimiz birleşti.
"Seni bir türlü öpemiyorum!" dedi kızgınlıkla sonra soluyup elini çenesine koyunca uzanıp yanağını kocaman öptüm oda gülümsemişti.
"Kızma...doğum günümde öpersin" dediğimde uzanıp yanağımı öptü ardından Fatih gelince hala yanaklarım yandığı için başımı indirdim.
"Ağabey Gönül aradı yeni bir görev için...adreslerini falan aldım" dediğinde kulağımda tehlike çanları çalmıştı ve endişeyle başımı Kaya'ya çevirdiğimde sıkıntıyla nefesini verdi.
"Kaya" dediğimde gözlerini bana çevirdi ve yüzüme baktı.
"Akşam geleceğim söz veriyorum"
"Karnından vurulman zaten beni korkuttu Kaya eğer birşey olursa..."
"Olmayacak...Fatih bir gider misin?" dedi Kaya ve Fatih hemen başını sallayıp çıkınca bana doğru yaklaşıp kollarımı tuttu ve gözlerime baktığında yutkundum. "Bana birşey olmayacak söz veriyorum kendime dikkat edeceğim akşam geleceğim"
"Kaya korkuyorum ama..." dediğimde yanağımı öptü sonra alnımı, geri çekildiğinde gülümsedi.
"Akşam sekizde hazırlan seni almaya geleceğim" dediğinde ayağı kalktı ve gitti. Siyah takım elbisesini giymiş aşağı indiğinde gözlerimi onun çekici halinden alamadım, gülünce dikkatim dağıldı ve gözlerimi kırpıştırdım bana yaklaşıp kollarını belime sardığında ellerimi göğsüne koyup gözlerinin içine baktım. "Merak etme geleceğim"
"Söz mü?"
"Söz veriyorum sağ salim geleceğim" dediğinde uzanıp yanağını öptüm gözlerini kapatmış dudakları aralanmış dururken görünce alnımı alnına bastırdım.
"Seni seviyorum" dediğimde başını kaldırıp merdivenlere baktı Fatih aşağı inmeye başlayınca utancımdan başımı Kaya'nın göğsüne gömdüm kıkırdama sesi gelince yakasını sıktım ardından kapı açılıp kapanma sesiyle hemen başımı kaldırıp ona baktım yanaklarım yanıyordu o bu halimi görünce güldü ve alnını alnıma bastırdı.
"Yanakların öyle tatlı ki" güldüm, gözlerimi dudaklarına çevirdiğimde elini enseme koydu ve başını iki yana salladı. "Seni doğum gününde öpmek istiyordum ama galiba bekleyemem" dediğinde gülmeme fırsat bırakmadan dudaklarıma yapıştı, midemde kelebekler uçuşmuş bulutların üzerinde uçuyormuş gibi hissediyordum, bende onu beceriksiz bir şekilde öpünce sinirle inledim oda hafifçe güldü sesi boğuk çıkınca sinirlerim hafifledi ve ellerimi ensesine götürüp onu daha çok çektim oda beni iterek duvara sırtımı yasladı ve derin bir şekilde öpmeye devam edince kalbim feci halde hızlı atmaya yemin etmişti sanki, geri çekileceği sırada izin vermedim onu tekrar öptüğümde hafifçe inledi ve geri çekilip alnını alnıma bastırdı ve derin derin solumaya başladı birbirimizin solukları iç içeydi tıpkı yan yana gelip bütün hissettiğimiz gibi..."Seni çok seviyorum Sevda'm" dediğinde gülümsedim ve başımı göğsüne koyup iç çektim oda dudaklarını boynuma koyup öptü.
"Ben seni daha çok seviyorum"
"Seninle bütün oluyorum"
"Seninle nefes aldığımı hissediyorum"
"Seninle sevginin ve huzurun dibini yaşıyorum"
"Ve seni ölümüne dek severek yaşıyorum" dediğimde uzanıp tekrar boynumu öptü ve bana sıkıca sarıldı.
"Ayrılmak istemiyorum zor geliyor şuan bana...yarım hissediyorum kendimi"
"Akşam tekrar kavuşacağız sabırlı olsana sevgilim"
"Sabır kalmadı bende Sevda'm...yedi yirmi dört hatta asırlar geçse bile senden ayrılmak istemiyorum bir saniye bile" dediğinde geri çekilip dudağını öptüm ve gözlerine baktım.
"Git yoksa seni göndermemek için kendimi kapıya geçireceğim" dediğimde kıkırdadı ve dudağımı öpüp geri çekildi o sırada Fatih dış kapıya vurup bize seslendi.
"Hey çifte kumrular yeter artık görev bekliyor bizi hadi!" güldüm ve geri çekildim Kaya gülümseyerek yüzüme baktı.
"Akşam hazırlan"
"Bekliyor olacağım seni" dediğimde göz kırpıp kapıya yaklaştı ve çıktı.
Kaya Duman.
Onu öpmenin büyüsünden çıkamıyordum dudakları öyle masum öpmüş öyle içtenlikli ki etkilenmemek elde değildi, arabada eski bir depoya ilerlerken hala olanları düşünüyor ve sırıtıyordum kendi kendime bir de akşam ona doğum günü süprizi yapmak vardı. Depoya geldiğimde arabadan indim adamlarım arabadan inip depoya seri bir şekilde ilerleyince sıkıntıyla nefesimi verip bende arkalarından ilerlemeye başladım, içeri girdiğimde Fatih hemen önden gidip yukarı çıkmaya başlayınca peşinden gittim. Odaya girdiğimde adamlarım çoktan düşmanın kollarını tutmuş bana bakıyorlardı Fatih iki silahla düşmanımın adamlarına doğru tutuyordu ellerimi arkama koyup adama baktım, siyah gözleri bana korkuyla bakıyordu. "Eroin, adam öldürme falanlar falanlar" derin nefes alıp verdim ve Fatih'e baktım. "Fatih bu adamların işini bitirin benim daha önemli bir işim var"
"Ne yapmamızı istersin ağabey? Nasıl öldürelim?"
"Valla o senin zevkine kalmış bugünlük sana bırakıyorum" dediğimde gülümsedi bende depodan çıktım ve doğum günü organizatörü için restorana ilerledim.
Sevda Sancak.
Heyecanla üstüme bir siyah etek geçirdim ve kırmızı gömlekle tamamladım altıma beyaz babetleri geçirip telefonuma baktım saat neredeyse sekiz olacaktı, heyecandan kalbim çıkacak gibiydi çünkü bugün doğum günümdü ve Kaya'ya evlenmek için üç seneyi beklemeyeceğimi söylediğimden beri içimdeki sesler bana en yakın zaman da teklif edeceğini söylüyordu. Saat tam sekiz olduğunda hemen aşağı inip bahçeye çıktım ve onu bekledim, aradan geçen on dakikanın ardından korna sesi gelince hemen bahçe kapısına koştum arabasını tam kapının önüne çekmiş bir şekilde durunca hemen kapıyı açıp arabaya bindim Kaya bana gülümseyerek bakıyordu bende ona gülümsedim ve yanağını öptüm gözleri beni süzdü ardından eteğime bakınca dişlerini sıktı. "O etek ne Allah aşkına Sevda?" dediğinde başımı eğip dizlerimin bir karış üstünde olan eteğime baktım çokta açık değildi.
"Nesi varmış?" diye sorup başımı kaldırdım ve ona baktım, gözlerini bana çevirdi.
"Hiç giyme daha iyi"
"Abartma Kaya hiç açık değil"
"Her neyse yanında ben olduğum sürece zaten kimse bakamaz"
"Biliyorum" dedim gülümseyerek oda sırıttı ve arabayı çalıştırıp gaza bastı, heyecanla ellerimle oynadım ve başımı çevirip ona baktım. "Nereye gidiyoruz"
"Restorana yemek yiyeceğiz" dediğinde hafifçe kaşlarımı çattım.
"Doğum günü süprizi yapacağını sanmıştım?"
"Yapmam mı lazımdı? Unuttum Sevda kusuruma bakma" dediğinde içtenlikle gülümsedim ve uzanıp yanağını kocaman öpüp boşta kalan elini tuttum.
"Önemli değil Kaya sen buradasın ya bana dünyaları verseler yine sana değişmem sen benim en büyük mucizem ve hediyemsin kutlama hediye sadece hikaye" dediğimde gülümsedi ve elimi öpüp sıktı. Restorana geldiğimizde içerisi karanlıktı kaşlarımı çatsam da bu restoran değildir diye fikir üretip arabadan indim, Kaya elimi tutup beni o karanlık restorana çekiştirince kaşlarımı iyice çattım. "Kaya burası kapalı sanırım içerisi karanlık" dediğimde hiçbir şey söylemedi sadece beni kapıya çekiştirdi, kapıyı açıp beni içeri soktuğunda bir anda doğum günü şarkısı çalmıştı gülerek etrafıma bakındım ama karanlık olduğu için hiçbir şey görmüyordum sonra alkışlama sesleri ve doğum günümü kutlayan tanıdık sesler duyunca çapraz kapıdan mum ışığında bir pasta gelmeye başladı gülerek ağzıma ellerimi koydum Kaya yanıma gelip elini belime atınca ona sıkıca sarıldım oda bana sarılmıştı benden daha çok sıkı...güldüm. "Rolcü"
"Sevda'm" dediğinde güldüm ve geri çekildim o sırada tanıdığım herkesi pastanın karşısında gördüm Toprak bana gülümseyerek bakıyordu Fatih'te buradaydı, Ali ve Derya'da bana bakıyorlardı, garsonlar pastayı önüme koyup geri çekilince gülümseyerek baktıktan sonra herkese pasta mumlarına baktım gözlerimi kapatıp Kaya'yla bir ömür boyu mutlu ve huzurlu geçirmek istediğimi dileyip mumlarımı üfledim herkes alkışlayınca gülümseyerek baktım. Pastayı kesip bir masaya oturduk yemek yemenin ardından pastalar gelince bu güzel anın fotoğrafını çekip ölümsüzleştirmek istiyordum, Kaya pastayı yerken dönüp ona baktım.
"Fotoğraf çekinelim mi?" diye sorduğumda başını salladı, garsonlardan birini çağırıp bizi çekmesini istedi ben hemen kollarımı Kaya'nın beline doladım oda bir eliyle elimi diğer eliyle belimi tutunca kameraya gülümsedik, pasta yeme işlemi bitince herkes heyecanla çantalarını çıkardı ve bana birer tane hediye uzattılar ilk hediye Ali ve Derya'dan gelmişti. "Niye zahmet ettiniz ben hediye istemiyordum ki?" konuşmaya başladığımda Ali ve Derya sahte kızgınlıkla yüzüme baktı.
"Doğum günün Sevda olmaz öyle hediyesiz falan" dediğinde Derya elinden hediyeyi gülümseyerek aldım ve hemen açtım, içinden bir albüm seti çıkınca kocaman gülümsedim. "Bu çok güzel bir hediye çocuklarımın resimlerini falan koyarım sürekli... teşekkür ederim Derya böyle bir albüm defterim yoktu"
"Rica ederim Ali'yle birlikte aldık"
"Çok teşekkür ederim"
"Sıra bende" dedi Toprak, ona sahte kızgınlıkla baktım.
"Sende mi?"
"Sus bakayım" dediğinde güldüm ve cebinden bir kutu çıkarıp bana uzatınca gülümseyerek elinden aldım, kapağı açtığımda bir bileklik gördüm ve kocaman gülümseyerek ona baktım.
"Toprak bu..."
"Evet onu ben yaptım" dediğinde güldüm ve kutudan çıkarıp Kaya'ya baktım bana gülümseyerek bakıyordu.
"Bunu bana takar mısın?" diye sorduğumda elimden alıp bileğime geçirdi tekrar Toprak'a döndüm. "Çok teşekkür ederim Toprak bunu asla çıkarmayacağım"
"Biliyorum"
"Buda benden sana boncuk" dedi Fatih ve uzanıp bana bir paketi uzattı alıp açtığımda altın bir kolye gördüm ismim yazıyordu şaşkınca kolyeye baktım sonra yutkunup Fatih'e döndüm.
"Ben bunu kabul edemem bu çok pahalı birşey"
"Boncuk onu takıyorsun bana vermiyorsun benim ismim Sevda değil çünkü" güldüm ve başımı iki yana salladım.
"Fatih..."
"Seni duymuyorum" dediğinde omzuna gülerek yumruk attım oda sırıttı ve eline kolyeyi alınca saçlarımı kaldırıp bekledim kolyeyi takınca arkadaşlarıma döndüm.
"Çok teşekkür ederim hepinize ve hediyelerinize çok mutlu oldum"
"Bizde" dediklerinde herkes başını yanıma çevirdi Kaya'ya bakıyorlardı kaşlarımı çatıp bende baktım Kaya bana gülümseyerek bakıyordu ve ayağı kalkınca anlamaz gözlerle onu süzdüm, cebinden siyah kadife bir kutu çıkarınca heyecanla ve şaşkınca ona baktım, kapağı açıp tek dizini yere koydu ve gözlerimin içine bakarak gülümseyerek konuştu.
"Sen benim dünyamın aydınlığısın seninle bütün olup yarım kalmak istemiyorum seni her soluduğumda Sevda diye anıyorum seni çok seviyorum Sevda öyle ki sevgim ölene dek sürecek sevda dedikleri böyle birşey aşktan öte bile olan...benimle bütün olmaya, bir yastıkta yaşlanmaya kısacası...benimle evlenmeye var mısın Sevda'm?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
⚜ Seni Sevmek İstemedim ⚜
Romansa"Gel buraya kaçma!" diye bağırdı çetedeki başka bir adam, hem ağlayarak hemde bacaklarımdaki kesik yüzünden onlardan kaçmaya çalışırken bir ara sokağa girdim ve sırtımı duvara yaslayıp derin derin solumaya başladım, çetelerin beni satması ve köpek g...