⚜ 10. Bölüm ⚜

16.9K 550 8
                                    

Kaya Duman.
Görev: Mafya çetesine suikast.
Sebep: Adam yaralama, adam öldürme, adam kaçırma, çocuk çalıştırma.
Bari yiyorsunuz bu bokları adam öldürüp kadına tecavüz ediyorsunuz ama çocuktan ne istiyorsunuz? Çocuk çalıştırmak nedir? Sinirle nefesimi boşaltıp Gönül'ün telefonuma attığı mesajdaki adrese gittim arkamda tam üç arabayla peş peşe süratle gidiyorduk, ilk önce o kızı dövdüğünün hesabını verecekti sonuçta o kız benim yerimi söylememişti dayak yese bile...aklıma geldiğinde ömrü hayatım boyunca benim için kendisini feda edeni görmemiştim üstelik o bir kızdı! Mekana geldiğimizde suikastı gerçekleştirmek için arabadan indim ve bagajdan av tüfeğini çıkarıp mekanın kapısına yürüdüm peşimden on adamım geliyordu Fatih de elinde silah tutuyordu ve sinirliydi belli ki kızın dayak yemesi onu da en az benim kadar deliye çevirmişti. Kapıya ateş ettiğimde hızla içeri girdim ve tüfeği hemen karşımdaki kişilere doğrulttum, on adam bize şaşkınca baksa da hemen silahları ellerine almaya başlayınca adamlarım çoktan kurşuna dizmeye başlamıştı bende hızla yukarı çıktım Fatih peşimden geliyordu birlikte ofis gibi bir yere varıp kapıyı ittiğimde kameradaki o adamı gördüm koyu gözleri iri cüssesi ile bana bakıyordu öfkeyle üzerine yürüdüğümde gülümsedi. "Kaya Duman"
"Kes"
"Bende senin yerini öğrenmek için araştırma yapıyordum...o küçük orospun ağzını açıp senin hakkında hiçbir şey söylemedi! Sürtük!" deyince öfkeyle tüfeğin arkasını tutup çenesine geçirdim.
"Onun hakkında bir daha böyle konuşursan...seni yılanların önüne atarım!" diye gürledim, çenesindeki yarığı tutup kanamayı durdurmaya çalıştı.
"Evet tamam onu buldum ve seni tanıyacağını düşündüm konuşturmak için vurdum!"
"Sus"
"Eminim ki sende kızın sana ihanet ettiğini zannedip köpek gibi evden kovdun değil mi?" ona yaptıklarımı hatırlayınca içime bir anda pişmanlık dolunca dişlerimi sıktım, neden o kız için böyle şeyleri hissediyordum?
"Kes!"
"O kızı da bulup öldüreceğim" dediğinde öfkeyle bağırdım ve alnına namluyu dayadığım gibi beynini uçurdum, derin nefes alıp geri çekildim ve Fatih'e baktım.
"Adamları çağır ve buradaki herşeyi yok etsinler binaya varana kadar" dediğimde başını salladı ve hafifçe gülümsedi, dişlerimi sıkarak kaşlarımı çattım. "Ne var Fatih neden embesil gibi sırıtıyorsun?"
"Hiç"
"Söyle uzatma"
"Ağabey seni bir kız için ilk defa böyle görüyorum...yani hiçbir kızı önemsemezdin sen ama Sevda'ya öyle değilsin...onun için elini kana buladın"
"O hayatımı kurtarmak için kendi hayatını feda etmeye hazırdı benim için dayak yedi o kız...şimdi ben bu iyiliğine karşılık onu öldürmek isteyen adamı vurmayacak kadar adi değilim kitabımda yazmaz" dedim ve odadan çıkıp aşağı indim, onu evde yalnız bırakmış ağrılarıyla baş başaydı o hali aklıma gelince yüreğim cız etmişti hiç oyalanmadan tüfeği bagaja koyup arabaya bindim ve eve gitmek için gaza bastım. İçeri girdiğimde direk yukarı odama çıktım ve sessizce kapıyı açıp içeri girdim, saate baktığımda gece olmuştu neredeyse ve iç çekip ona baktığımda yüz üstü yatmış uyuyordu kapıyı kapatıp yanına gittim o anda bel kısmının açık olduğunu gördüm tişörtü yukarı sıyrılmıştı yatağın kenarına oturup tişörtünü indirmek için tam hamle yapacakken bir kızarıklık gördüm kaşlarımı çatıp tişörtünü yukarı kaldırdığımda sırtının bir çok yerinde darbe izleri vardı ve öfkeyle dişlerimi sıkıp küfür ettim sessizce, kremi alıp yanına gittim uyuduğundan iyice emin olmak için bacağımla hafifçe sarstım kıpırdamayınca tişörtü göğüslerine kadar kaldırıp kremi sürmeye başladım canını yakmadan, vücudu tuhaf bir sıcaklıktaydı ve bu hoşuma gitmişti sıcaklığı bana huzur vermişti bir an...işim bitince tişörtünü indirdim ve kremi kaldırıp üstüme rahat bir şeyler giydim, yanına gittiğimde yatağın kenarına oturdum ve yüzüne yapışan saçlarını tutup çektiğimde kıpırdandı ve sırt üstü yattı ama yüzü buruşup inleyince içim tekrar huzursuzlukla kaplanmıştı birşey yapmak istiyordum acılarını bir anda silmek istiyordum ama elimden birşey gelmiyordu kahretsin, neden onun için endişe ediyordum yada neden onun için üzülüyordum bilmiyordum sonra bir anda aklıma ona bağlanma fikri gelince kalbim hızla çarpmaya başlamıştı hayatımda ilk defa kalbimi ikinci kez böyle hızlı attığını fark etmiştim, yüreğimdeki soru beynimde yankı yapmıştı ona bağlandın mı yoksa Kaya? başımı iki yana salladım ardından yüreğim tekrar beynime soru sordu. Hani aşk derler ya...sende oldun mu aşık yoksa? İlk görüşte, ilk bir kız için korktuğunda. Başımı gülerek hızla iki yana salladım. "Hayır sana aşık değilim...yada ona benzer birşey işte" dediğimde yüreğim tekrar konuştu. Yalan! Aşk veya ona benzer gibi birşey hissetmesen neden ona yardım edesin? İnsanlık. Yüreğim tekrar konuştu. İnsanlık olabilir evet ama peki neden onun için endişe ediyorsun? Onu evde görmediğinde öfken fırtınaya dönüyor bulmak istiyorsun ve endişe ediyorsun başına birşey geldi mi diye...bağlanmasaydın neden bunları hissedesin ki? Cevap veremedim kendim sorsam bile buna yanıtım yoktu, gerçekten ona bağlanmış veya hoşlantı olmuş olabilir miydi bu hissettiklerimin? Sinirle elimi saçlarımda gezdirdim ve başımı bacaklarına dayadım kıpırdanıp saçını kaşıdı ve elini karnımın üzerine atınca tuhaf olmuştum, neden ergenler gibi bir kızın dokunuşundan etkileniyordum anlamıyordum elinin sıcaklığı karnımı ısıtırken odamda, yatağımda...benim yanımda yatmasının yaydığı huzuru hiçbir şeye değişmezdim, masumluk böyle bir huzur yayıyordu başka bir insana. Hani derler ya 'O kişiyi hiç gözüm tutmadı elektrik alamadım' sonra o kişinin gerçekten iyi biri olmadığı anlaşılır ya hani...buda tam tersi. Varlığı bana iyi geliyordu yaydığı huzur beni mutlu etmişti ve ilk defa bir kıza karşı bunları hissetmem benim kafamı allak bullak etse de onun yanında olmak, onun da benim yanımda olmasını istiyordum.

   Yanağımda hissettiğim nefes alıp verişleriyle kaşlarımı çatarak gözlerimi kaçtım, bana doğru sokulmuş eli omuzumda uyuyordu hayatımda ilk defa böyle güzel uykunun kollarında bulmuş ve sabahın huzurlu duygusuyla uyanmıştım ve yine o inatçı saçları yüzünü kapatınca ona doğru döndüm ve elimle saçlarını yüzünden çektiğimde kıpırdandı ve iç çekip arkasını bana döndü uzun saçları göğsüme kadar süzülmüştü, yataktan kalkıp dikkatli ve sessizce tuvalete girdim işlerimi halledip çıktığımda yorganla açıkta kalan kısımlarını örttüm ve odadan çıktım. Fatih inleyerek midesini tutmuş bir oraya bir buraya gidip geliyordu, kaşlarımı çatıp yanına gittiğimde beni fark edip heyecanla yüzüme baktı. "Ağabey Sevda uyandın mı?" diye sorunca kaşlarım daha çok çatıdı.
   "Niye sordun?"
   "Midem açlıktan içine çöktü uyansa da birşeyler hazırlasa onun yemekleri harika oluyor...içine sevgisini katıyor herhalde" güldü. "Akşam yemeğine de o yapsın valla...hepsini yerim" dediğinde nedensiz yere bir kıskançlık bir öfke sarmıştı içimi, dişlerimi sıktım.
   "Kızı yorma dün zaten çok şeyler atlattı"
   "Evet senin için dayak yediği yetmezmiş gibi sende onu evden attın"
   "Bilemezdim"
   "Sorup bir kere olsa derdini anlatmasını bekleyebilirdin ağabey"
   "Uzatma Fatih...git börek falan alıp gel yanına meyve suyu falan getir" dediğimde başını salladı ve kapıya yaklaştı. Koltuğa oturup telefonuma bakınırken bir mesaj geldi Gönül'den açıp okumaya başladım.
Senin şu meşhur güzel kızı bir kafede bir erkekle yakaladım ama merak etme yanında bir erkek ve bir kız daha vardı sanırım arkadaşları.
   Deyip bana fotoğrafları atınca o çocukla sarıldığını gördüm, neden bilmiyorum ama onu kıskanmıştım ve buna sinir olsam da onun inci gibi dişlerini gösterip gülümsemesi öfkemi biraz azaltmıştı...çok güzel gülüşü vardı. Merdivenlerden patır patır sesler gelince hemen telefonumu kapatıp başımı oraya çevirdim, belini tutarak aşağı iniyordu hala ağrıları vardı demek...beni görünce çocuklar gibi şaşkınlıkla baktı ama sonra hemen başını eğip saçlarını kaşıyınca utandığını anladım.
   "Şey...günaydın" dediğinde ayağı kalkıp ona doğru yaklaştım biraz daha utandırmak ve o kırmızı yanakları görmek istiyordum, karşısına geçtiğimde başı daha çok eğildi elimi çenesine koyup başını kaldırdığımda o pembe yanakların daha çok kızardığını görünce gülümsemek istedim ama yapmadım.
   "Sırtın ağrıyor mu hala?"
   "Biraz" dedi ve tekrar bakışlarını kaçırıp geri çekildi, içimde hissettiğim boşluk onun geri çekilmesi yüzünden mi bilmiyordum. "Ben kahvaltı hazırlayayım"
   "Gerek yok Fatih hazır birşeyler almaya gitti"
   "Bende yapabilirim"
   "Yemeklerini istemiyorum" dediğimde yüzüne daha dikkatli baktım, kırılmış gibi gözlerimin içine bakıyordu sonra başını sallayıp salona geçti ve koltuğa oturdu, aklıma o çocukla sarılması gelince tekrar öfkeye kapıldım ve hızla yanına gidip karşısına oturdum oda korkarak bana bakmıştı. "Seni bir kafede bir erkekle görmüşler yanında bir kız ve bir erkek daha vardı"
   "Toprak ve arkadaşları...kardeşim gibi olduğunu söylemiştim"
   "Benden izin almadan gittin!"
   "Evde yoktunuz ve korumalar bile yoktu o yüzden birşey demedim"
   "Bir daha bu evden dışarı çıktığını duymayacağım eğer çıkarsan beş dakikalık daha olsa gördüğün o arkadaşlarını sıfıra indiririm"
Sevda Sancak.
   Dediği şeylerle öfkeye kapılmış aynı zaman da üzüntüden gözlerim dolmuştu. "Siz hayatıma neden karışıyorsunuz ki? Bu hakkı size kim tanıdı söyler misiniz?"
   "Ben!"
   "Evet siz! Sormamda hata zaten sizden başka kimse kısıtlamaz...bakın evime gitmeme izin vermiyorsunuz okulum var devamsızlıklarım çoğaldı eğitim alamıyorum işime gidip çalışamıyorum bari bu kadarına birşey demeyin" dediğimde dişlerini sıkıp bana bakmaya devam etti bende fırsat bu fırsat konuşmaya başladım oda dinlemişti. "Sizi polise şikayet etmedim gördüğünüz gibi etseydim arkadaşlarımı görmeye gittiğimde söylerdim yada sizden kurtulmak için o adamlara yerinizi söylerdim...şimdi size soruyorum...neden söylemedim de sizin için dayak yedim? Neden ihanet etmedim? Siz beni köpek gibi evden atarken ben niye hala sizin yüzünüze insanlık edip bakıyorum?" dediğimde yanaklarımdan yaşlar akmaya başlamıştı, dişlerini sıkıp ayağı kalktığında başımı kaldırıp ona baktım hiçbir şey demeden yanımdan geçince bende ayağı kalkıp onun peşinden gittim konuşmaya başladığımda merdivenlerin dibinde durmuştu. "Lütfen...izin ver gideyim buradan hem zaten gitmemi üzerine basarak yüzüme söylüyordun defolup gitmem için bana resmen küfür eder gibi konuşuyordun? Şimdi bırak gideyim istediğin olacak sonuçta" dediğimde cevap vermeden yukarı çıkmaya başlamıştı bende sinirle ayağımı yere vurup ağlamaya devam ettiğimde sırtım ağrıdı öfkeyle soluyup herşeye küfür ettim. Kahvaltı ettiğimizde bana arada bir bakıp durmuştu ben ise ona hiç bakmadan hep Fatih'le diyalog kurmuştum, kahvaltıdan sonra ikisi takım elbiselerini giymişlerdi Fatih Kaya'dan önce çıkınca bende mutfağı toparlamaya başladım işim bittiğinde arkamı döndüm ve o anda Kaya'yı görünce irkildim omzunu kapıya yaslamış kollarını göğsünde bağlamış bir ayağı diğerinin üzerinde bana bakıyordu, hafifçe gülümsediğinde daha ben o muhteşem gülümsemeye bakamadan hemen soğuk ifadesine büründü.
   "Hadi gidiyoruz" heyecanla sordum.
   "Nereye?"
   "Yolda giderken görürsen" dediğinde gülümsedim çocuklar gibi kesin evime ve okuluma götürecekti beni, sonra üstüme bakındım uygun değildim ama en azıdan montla kapatırdım her yerimi.
   "Şey üstüme hemen mont alıp geliyorum" dedim ve kapıdan çıkmak için hamle yaptım ama vücudunun tamamı kapıyı kaplayınca çekilmesi için ağzımı açamadım çekindim oda zaten hemen kapıdan çıkınca derin bir nefes alıp hemen yukarı çıktım. Evden çıkıp yolda ilerlediğimizde heyecandan yerimde duramıyordum başımı çevirip ona baktım. "Nereye gidiyoruz?"
   "Biraz susar mısın?" dediğinde yüzümü astım ve başımı eğip ellerimle oynadım derin bir iç çekti. "Asma suratını ve başını eğme" dediğinde tek omzumu silkip tekrar ellerime baktım, kıkırdama sesi gelince başımı kaldırıp ona baktım ikinci kez böyle güzel güldüğünü görüyordum. "Beş yaşındaki çocuklar gibisin" dediğinde burukça gülümsedim.
   "Belki çocukluğumu yaşamadığım içindir"
   "Bende yaşamadım ama senin gibi yapmıyorum"
   "Orası öyle evet ama...huyum böyle ne yapayım?" dediğimde iki saniye gülümsedi ama sonra hemen soğuk ifadeye büründü. Sokaklara geldiğimizde heyecanla gözlerim kocaman açıldı başımı ona çevirip kıvranarak baktım. "Cidden söyler misin heyecandan kalbim çıkacak"
   "Az kaldı"
   "Bari bir ip ucu versen?" dedim ona gülümseyerek, ofladı.
   "Geldik işte başımın etini yiyen" dediğinde hemen etrafıma bakındım burası benim okulumdu, heyecanla başımı Kaya'ya çevirip baktım. "Bana öyle bakma...in hadi" dediğinde ondan önce inip okulun kapısına koştum oda arkamdan öfkeyle seslenince bahçeye girmedim arkamı dönüp ona baktım bana öfkeyle bakıyordu yanıma gelince dişlerinin arasından konuştu.
"Koşturma öyle!"
   "Üzgünüm sevinçten oluyor" dedim omzumu silkerek, kolumu tutup beni bahçeye çekiştirdi. Müdürün yanına gittiğimizde Kaya çok sert ve para karşılığı devamsızlığımı sıfıra indirmiş ve haftaya pazartesi okula geleceğimi söyledi ardından okuldan çıkınca arabaya ilerledik öyle mutluydum ki sevinçten çığlık atmak istiyordum arabaya bindiğimizde sevinç bir çığlık atıp Kaya'ya baktım elleriyle kulağını kapatıp bana dişlerini sıkarak bakınca gülümsedim.
"Azıcık daha bağırsaydın?"
"Kızma tamam"
"Okul işini hallettik devamsızlığını da hallettik..." telefonu çıkarıp kaşlarını çatarak ekrana bakınca sevinçle ona sarıldım sıkıca, şaşkına girdiğini belirten bir vücut kasılmasını hissetmiştim gözlerimi kapatıp ona daha çok sokuldum ve iç çektim.
"Çok teşekkür ederim Kaya...çok ama çok teşekkür ederim" dediğimde geri çekilip yüzüne baktım dudakları aralanmış kolları iki yana açılmış bana bakıyordu ama sonra kendisini toparlayınca öksürüp kaşlarını tekrar çattı.
"Evde yalnız kalabilir misin?" diye sorduğunda başımı salladım.
"Ne zaman evi aldım alıştım yalnızlığa bu yüzden sıkıntı çekmem"
"Bu olaylardan sonra yalnız kalman çok mantıksız olur...bir kaç gün tekrar bizde kal eğer bir suikast veya çatışma olayları biterse seni de saklamak için uğraşırsak birşey olmaz"
"Yani ben tekrar seninle mi kalacağım?" yüzüm hafifçe düşse de yine okula gideceğim için çok mutluydum.
"Evet" deyip arabayı çalıştırdı ve gaza bastı.

⚜ Seni Sevmek İstemedim ⚜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin