Sabah kahvaltısına indiğimde üstüm resmen leş gibi kokuyordu hemen duşa girmeye karar verdim ama üstümde ne temiz bir kıyafet nede bir iç çamaşırı vardı o suratsız ve acımasız adama bu ihtiyaçlarımı söyleyemezdim kesin bu sefer beni orospulukla suçlardı ayrıca dün bana kaba tavrından sonra hiç muhattap olmamaya karar vermiştim, odadan sessizce çıkıp aşağı indiğimde kol düğmelerini halletmeye çalışan Fatih'i gördüm en azından o bana ondan daha iyi davranıyordu ve yanına gittiğimde ilk defa tehlikeli ama sıcacık bir gülümsemeyle beni karşılayınca bende ona aynı içtenlikle gülümsedim o tekrar düğmelerle boğuşunca utangaç bir tavırla yardım teklif ettim. "İstersen ben yapayım"
"Valla çok iyi olur boncuk"
"Boncuk?" diye sordum gülümseyerek, başını eğip kafasını kaşıdı.
"Hani gözlerin mavi ya o yüzden"
"Ha...anladım" dedim ve kolunu tutup düğmeyi halkadan geçirdim, elini yüzüme koyup saçımı kenara itince yanaklarım kızardı oda gülümseyince dış kapıya yaklaştı ihtiyaçlarım için ondan yardım isteyebilirdim. "Şey...Fatih ağabey" dediğimde durup bana döndü ve çaprazca gülümseyip bana baktı.
"Söyle boncuk"
"Temiz kıyafetim falan yokta...en azıdan şimdilik evime gidip bir pantolon ve tişört alsam olur mu?"
"Valla bana değil Kaya ağabeyime söyle ondan habersiz nefes alsak bizi fena haşlar"
"Ama ondan yardım almak istemiyorum o çok kaba biri ve beni korkutuyor...çekiniyorum" dediğimde iç çekip elini çenesine koydu ve kaşlarını çattı bende bakışlarımı yere çevirdim o anda parmağını şıklatınca başımı kaldırıp ona baktım tekrar.
"O zaman şöyle yapalım ben gidip ondan izin isteyeyim sende burada bekle olur mu?"
"Tamam" dedim mahçupça oda göz kırpıp merdivenlere yönelince bende tedirgin bir şekilde koltuğa oturup bekledim, ikisi aşağıya inince tedirgin bir şekilde ikisine baktım Kaya denen soğuk duvarlı adam başını kaldırıp bana bakınca hemen bakışlarımı kaçırdım Fatih dış kapıyı açıp dışarı çıktı bende sessizce bekledim bir kaç saniye ayakta durup bana bakınca dış kapıya yöneldi.
"Gel" dedi ve sesi her zaman ki gibi kabaydı, ayağı kalkıp onu takip ettim arabasına binince Fatih'in arabasına mı yoksa kaya suratlı adamın arabasına mı bineceğim bilemedim o anda Kaya arabasının penceresini indirince uzanıp öfkeyle bana baktı ve soludu. "Ne bekliyorsun penguen gibi binsene? Davetiye veremem kusura bakma" dediğinde başımı salladım ve kapıyı açıp içine girdim, gaza basıp ilerlemeye başladığımızda bana torpido gözünü işaret etti. "İçinde bir paket sigara ve çakmak olacak bana ver onları" dediğinde ikiletmeden dediğini yaptım ama sigara dumanı bana iyi gelmiyordu öksürtüyordu beni yine de ondan korktuğum için vermek zorunda kaldım, sigarayı yakıp içine çektiğinde burnuma iğrenç bir şekilde gelmişti istemeden de olsa yüzümü buruşturdum ve burnumu tıkayıp başımı pencereye çevirdim daha derin bir şekilde içine çekip üfleyince ağzımın içine girdi ve bir anda öksürmeye başladım, elimle dumanı yollamaya çalışırken dönüp bana baktı. "Ne öksürüp duruyorsun? Astım hastaları gibi"
"Şey...dumanı bana zararlı"
"Herkese zararlı"
"Evet ama beni öksürtüyor biraz insanlık gösterip ben yokken içme imkanın var mı?" diye sorduğumda dişlerini sıkıp bana tekrar dönüp baktı, bu öz güvenim nereden geldi bilmiyordum ama yine de zehirlenmektense yavaş yavaş bir anda ölürdüm daha iyi...zaten kaybedecek birşeyim kalmamıştı.
"Bana laf yetiştirme cesaretini nereden aldın sen? Çok film izledin galiba ayağını denk al"
"Ben size kötü birşey demiyorum yada yapmıyorum beni emrinize aldınız 'Git gel' ile ve size olan korkum yüzünden nefes alamıyorum"
"Benden korkmanı söylemen anca mı aklına geldi?"
"Hayır gelmişti daha önceden"
"Ama cesaret edemedin" dediğinde sustum haklıydı çünkü, sigarayı içmeden dışarı atınca memnun bir şekilde rahatladım.
"Teşekkür ede..."
"Etme" diye sertçe lafımı kestiğinde sustum hemen, evime varmaya az kalmıştık. "Okula gidiyor musun?" sorusuna hafif bir şaşkına girerek ona bakmıştım, sesi sert olsa da benimle ilgili bilgi almak istiyordu sonuçta onun evinde geçici bir süre kalıyordum bilmek istemek doğaldı.
"Evet ama bu olaylar yüzüden çok devamsızlığım oldu"
"Daha önce hiç devamsızlık yaptın mı peki?"
"Çok hasta olsam bile asla yapmadım"
"Okuma hırsın o kadar ileride yani"
"Evet...seviyorum okumayı"
"Üniversiteye gideceksin değil mi?" başımı salladım.
"Evet çok istiyorum"
"Sonra ne yapacaksın?" diye sorunca kaşlarımı çattım, birazda ben sorayım.
"Neden bunları soruyorsunuz?"
"Canım sıkılıyor muhabbet olsun"
"Şey...mesleğimi elime aldıktan sonra hayırlı bir kısmet bulursam evlenir dünya evine girerim" dediğimde hafifçe dişlerini sıktı bir anda sinirlenmesine anlam veremediğim için merak etmiştim ama o anda araba durunca etrafıma bakındım evime gelmiştik.
"Git ne alacaksan al beklemeyi sevmem oyalanma"
Kaya Duman.
Dünya evi ne arkadaş? Adamdan adam kızdan kız olmazdı benim dünyamda, adam güzel kızı aldatır kullanır atar kızda aynısını yapar ama bu kız elbette farklıydı daha on yedi yaşındaydı hiçbir erkeğin hain yatağa atma planlarını bilmiyordu veya onların bir kadında neyi istediğini... ben sadece orospularla ve sırf para için kendini köpek edecek kadınlarla ihtiyacımı görürdüm onun haricinde zorla çalıştırılan bir kızın günahına asla girmezdim evet katildim görevim öldürmek ama bir kadına zorla çalıştığı halde ona köpek muamelesi yapıp üzerine asla gitmezdim, bu ufak kız ise benden çok korkuyordu kocaman mavi gözleri korktuğunda veya ona bağırdığımda irkilip o mavi gözleri sulandığında ona bakma isteğime karşı engel olamıyordum korkması çocukça utanması daha çok çocukçaydı başını eğip ellerini önünde birleştirip suçlu çocuklar gibi azarlamamı dinlemesi beni daha çok sinir ediyordu onu öfkelendirip tepsini çok merak ettiğim için üstüne gidiyordum sabırlı mı değil mi hırçın mı sakin mi bilmek istiyordum ama diğer yandan kadınlara olan mesafem yüzünden onu uzak tutmaya çalışıyordum, evinden kıyafetini ve telefonunu alınca evime bıraktım tekrar mahçupça teşekkür edip gidince arkasından istemeden de olsa gidişini izledim, fiziği gerçekten her erkeği çıldırtacak kadar güzeldi yüzü ise muhteşemdi hani olur ya 'Tanrı'nın kızı' gibi böyle insan üstü bir güzelliği olur? Buda onlardandı. İnsan üstü bir güzelliği vardı makyajı olmadığı halde, kim bilir makyaj sürse nede çok güzel olurdu bütün erkekler dönüp ona bakardı güzelliği öyle güzeldi ki eminim ki erkeğin bir kısmı ona tapardı, bir erkeğin ona bakması benim rahatsız olmama neden olmuştu bunu neden hissettiğimi bilmiyordum çıldırmak üzereydim. "Keşke çirkin olsaydın" dedim kendi kendime, çirkin olsaydı yine yardım ederdim ama kız çok güzeldi sebebini bilmediğim halde beni ona çeken birşey vardı güçlü birşeydi...bana o günüsü dikkatli olmamı söylediği için mi? Serkan'ın bize silah doğrultup korkudan bana sığındığı için mi? Suçlu çocuklar gibi yüzüme tatlı tatlı bakıp hafifçe gülümsediği için mi? Bilmiyordum. Kahretsin bilmiyordum. Onu uzaklaştırmak istiyordum gerçi benden uzak duruyordu bende ondan ama bugün kendime engel olamadım soru sorup durdum geçmişini merak ettim ve gerçekten üzülüyordum, oda benim gibi yetimdi ama benim gibi katil değildi...tam tersine melek gibiydi. Düşüncelerimi öfkeyle dağıtıp kendime kızdım. "Ne saçmalıyorsun Kaya sen? Saçma saçma şeyler düşünme" dedim sinirle kendime ve raporu elime alıp bugünkü görevime baktım.
Görev : Cem Ataman'ı öldür.
"Bittin oğlum sen" dediğim gibi telefonuma gelen mesajla adresi buldum ve evine ilerlemeye karar verdim. Evine geldiğimde arabadan indim ve bahçeye girdim karşıma koruma çıkınca dişlerimi sıktım.
"Kimsiniz?"
"Eben"
"Efendim?" diye sordu anlamayarak, belimden silahı çıkarıp göğsüne bir el ateş ettim ve evin kapısına yaklaştım bir el kapıya ateş edip içeri girdim ve etrafıma bakındım yukarıdan ayak sesleri gelince direk oraya yöneldim o anda konuşma seslerini duyunca durdum ve kulak kesildim.
"O Kaya denen orospu çocuğunu bulun bana hemen! Ve o kızı da...Sevda" dişlerimi sıktım nedense o kızın ağzına adını alınca içime nedensiz bir rahatsızlık oluştu bana küfür gibi gelmişti. "O kızı ben on bin liraya satın aldım onu bana getirin" dediğinde sinirle söylendi, öfkeyle odasına girdiğimde şaşkınca bana bakmıştı ardından masanın üzerinde duran silahını alınca korkusuzca ona baktım.
"Demek orospu çocuğu ve on bin lira öyle mi?"
"Buraya nasıl girdin?"
"Güvercinler bana yerini söyledi bende leyleklerini kurşunumla sıkarak" dedim alayla gülümseyerek, hemen ayağı kalkınca omzuna bir el ateş ettim bağırarak omzunu tutunca hızla ona yaklaşıp bacağına tekmeyi geçirdim ve silahını elinden aldım, sandalyeye oturunca acıyla yüzüme baktı ve yutkundu.
"Ne istiyorsun?"
"Kızdan uzak duracaksın"
"Şu Sevda denen kızdan mı?" bir anda öfkeyle kapılıp elimi boğazına götürdüm ve sıktım.
"Onun adını ağzına alma!"
"Çok güzel bir kız"
"Kes sesini!"
"Ve onu senden alacağım verdiğim on bin lira ile on bin kere üzerine abanacağım!" suratına silahımın arkasıyla vurup geri çekildim.
"Ona dokunmayacaksın"
"Neden?"
"Nedeni seni ilgilendirmez sadece ondan uzak dur"
"Durmazsam?"
"Ölürsün"
"Bak o kız için para verdim..."
"O kız reşit bile değil ve onu köpek yerine koyup satın alamazsın!"
"Ama aldım"
"Bende onu aldım sizin gibi heriflerden" dedim alayla gülümseyerek tekrar, başını iki yana salladı ve güldü.
"Unut bunu...o kız benim"
"Unut bunu...o kız senin değil" dediğim gibi alnının ortasına silahı dayadım ve sıktım, koluma sıçrayan kanı umursamayıp geri çekildim ve Fatih'e telefon açtım. "Alo Fatih"
"Buyur ağabey"
"Sana bir adres vereceğim mesajla oraya bir kaç adam yolla ceseti yok etsinler"
"Şu Cem denen herif mi?"
"Evet"
"Tamamdır"
Sevda Sancak.
Duşa girmek için son hazırlıkları yapıp sıcak suyu açtım ve güzelce temiz kıyafetlerimi çamaşır makinesinin üzerine koyup üstümdeki kıyafetleri çıkarmaya başladım saçlarımı tarayıp küvete girdim ve fıskiye ile yıkanmaya başladım şampuanla güzelce köpürtüp yıkamaya başladığımda kapı bir anda açılınca çığlık attım ve kollarımla her yerimi örtmeye çalıştım şaşkınca, utangaçça ve sinirle gelen kişiye baktım Kaya'nın ta kendisiydi başını bana çevirip bakınca öfkeyle yüzüme bakıyordu. "Bağırma karga gibi başım ağrıyor"
"Burada duş alıyorum insan bir kapıyı çalar"
"Uzatma hiçbir yerini görmedim"
"Lütfen dışarı çıkar mısın? Uygun değilim şuan"
"Bende meraklı sapık değilim korkma" dedi ve kapıyı gürültüyle kapatıp çıkınca arkasından hem şaşkınca hemde öfkeyle baktım, içeriye dalıp giren o trip atan yine oydu, ne biçim bir adaletti ama. Duştan çıkıp temiz kıyafetlerimi giymiş bir şekilde bana verilen odaya girdim ve yatağa uzandım, telefonumdaki mesajlara bakındım lise arkadaşım ve çok samimi olduğum kardeşim bana mesaj atmıştı.
Sevda okula hiç gelmedin birşey mi oldu bana söyle.
Sevda çok korkuyorum ara bir sesini duyayım.
Derin bir iç çekip ona mesaj attım.
Merak etme ben iyiyim şu aralar çok hastayım işe bile gidemiyorum kendimi toparladığımda geleceğim.
Anında cevap gelmişti.
Hele şükür be kızım! Öldün sandım.
Beni arayınca açıp konuştum.
"Alo Toprak"
"Oh be kızım sesini duydum ya öyle çok rahat ettim ki anlatamam"
"İyiyim merak etme korkma"
"Sevda delirtme adamı ne korkmaması ya? Neredeyse kayıp ilanı verecektim"
"Şu aralar hastayım..." dememle kapım bir anda açılınca irkildim, Kaya sertçe yüzüme bakarak içeri girince kaşlarımı çattım. "İşte hastayım ben düzeldiğimde okula geleceğim"
"Emin misin? Birşeye ihtiyacın var mı söyle?"
"Yok birşeye ihtiyacım teşekkür ederim...şuan uyumam gerek seni tekrar arasam olur mu?"
"Tamam güzelim" deyip kapatınca telefonumu komodinin üzerine koydum ve yerimde doğrulup bana sertçe bakan robota baktım. "Birşey mi olmuştu?"
"Olması mı lazımdı?"
"Siz öyle birden girince korktum birşey oldu sandım o yüzden sordum"
"Kiminle konuştun?"
"Okul arkadaşım aynı zamanda öz kardeşim gibi...Toprak'tı"
"Nerede olduğunu sakın söyleme polise ve gitmemen için de seni bu evde tutuyorum" deyince yüzüne embesil gibi baktım, bana öfkeyle bakıp kapıya yaklaşınca hemen dururdum.
"Ben burada kalmak istemiyorum zaten yeterince yük oldum size ayrıca polise falan gitmem yemin ederim"
"Sana güvenmiyorum"
"Valla bende size güvenmiyorum ama mecburum? Söylemem kimseye"
"Uzatma burada kalacaksın"
"Biraz insanlık gösterin lütfen...size söylemem diyorum neden beni esir gibi tutuyorsunuz burada?" diye sordum ama cevap gürültüyle kapanan kapı olmuştu, harika! Bir esir alınmadığım eksikti zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
⚜ Seni Sevmek İstemedim ⚜
Romance"Gel buraya kaçma!" diye bağırdı çetedeki başka bir adam, hem ağlayarak hemde bacaklarımdaki kesik yüzünden onlardan kaçmaya çalışırken bir ara sokağa girdim ve sırtımı duvara yaslayıp derin derin solumaya başladım, çetelerin beni satması ve köpek g...