⚜ 8. Bölüm ⚜

18.3K 547 16
                                    

Kaya Duman.
  Gözlerimi açtığımda kızın yanında yatıp uykuya daldığımı fark ettim ve bir an sinirle yataktan kalkıp ona baktım, mışıl mışıl uyurken aklıma dün gece ki hali gelince sinirim geçmişti doğru ya korktuğu için yanıma gelmişti bende izin vermiştim neden bu merhameti gösterdim bilmiyordum o an çok korktuğu için düşünemedim kabul etmiştim bu kız geldiğinden beri kendimi değişmeye başlamış gibi hissediyordum ama ben değişmek istemiyorum, ceketimi alıp odamdan çıktım ve aşağı indim hizmetçi yine yoktu okkalı bir küfür savurup başımı merdivenlere çevirdim, aslında itiraf ediyorum tamam...kız hoşuma gitmişti ona bağlanmayayım diye yollamaya çalışsam da gitmesini istemiyordum bu düşünceler aklıma gelince duygularımın o an ne olduğunu ne anlama geldiğini öğrenmiştim...ben onu önemsemeye başlamıştım, başımı iki yana sallayıp sinirle soludum hayır ona bağlı değilim gözümde bir değeri yok desem de yalan olmuş olurdu ve şimdi karnım açtı yukarıya çıkıp onu uyandırmak ve dünkü gibi güzel bir kahvaltı hazırlamasını istiyordum ama nedense yapamadım, uyusun diye evden çıkıp arabama yöneldim ve kafeye gitmeye başladım o anda telefonum çalınca hemen açıp konuştum. "Evet"
   "Kaya benim Gönül"
   "Dinliyorum"
   "Bir görev var"
   "Dinliyorum"
   "Berk Yücel...eroin ve silah kaçakçılığı için mafyalarla anlaşma yapmış aynı zaman da kadın satıyormuş"
   "Yine aynı şeyler"
   "Ama bu daha riskli Kaya...bu akşam bir kutlama olacakmış adresi sana atacağım ama oraya bir kızla gitmek zorundasın evli yada sevgililer için düzenlenmiş"
   "Tamam...saati ve yeri mesaj at"
   "Anlaşıldı" dediğinde telefonu kapattım ve sıkıntıyla nefesimi verdim, bıktım artık şu eroin veya silah kaçakçılıkla ilgilenmekten üstüne bir de kızla gitmek zorundaydım o kutlamaya bir bu eksikti hayatım çok güzeldi üstüne bir de kutlamaya gidiyorum ne güzel memleket! Aklıma evimde olan kız geldi başka bir kadını götürmektense onu götürmeyi düşündüm ama iş tehlikeli raddeye gelirse bu sefer onu korumam gerekiyordu ama yine de hiç tanımadığım ve güvenmediğim bir kadınla gitmektense onunla giderim daha iyiydi bu yüzden direk arabayı mağazaların olduğu yere kırdım, içeri girer girmez beyaz uzun düz bir elbise ve altına siyah topuklu ayakkabılar aldım ve kasaya yöneldim. Eve vardığımda aldığım paketleri yukarı çıkardım ve odama girdim o anda onu odada göremeyince yan odaya yöneldim ama orada da yoktu sinirle nefesimi boşaltıp paketleri odama fırlatarak attım ve hızla aşağı inip tuvalete baktım yoktu kesin kaçmıştı gitmişti ve polise herşeyi anlatmıştı, ayrı yeten eğer bir düşmanım onu yakalayıp koz olarak kullanması da vardı bu düşünceyle nefesimi öfkeyle boşaltıp bahçeye çıktım korumalardan birine yöneldim bana dönüp ellerini önünde birleştirdi.
   "Buyur ağabey"
   "Kızı gördün mü?"
   "Hangi kızı ağabey?"
   "Ulan kaç tane kız var bu evde gerizekalı! Buraya getirdiğim kız!"
   "Valla görmedim ağabey biz hep nöbet tuttuk ama kızı görmedik" dediğinde öfkeyle elimi yumruk yapıp küfür ettim ve bahçenin arkasına yöneldim içimdeki nedensiz korku benim ilk defa kalbimi hızlandırmıştı ve buna çok sinirlensemde onu havuzun kenarında duran çiçeklerle ilgilenirken görünce sinirim gitmişti içime tuhaf bir rahatlık çökmüştü, dizlerini çime dayamış elinde saksı ile gülümseyerek çiçekleri suluyordu bir an kala kaldım onu böyle görünce ne yani evimin bahçesiyle mi ilgileniyordu? Ayağı kalkıp karşıdaki çiçeklere yönelince bir anda kendisine doğru yürüdüm.
   "Ne yapıyorsun sen?" diye sertçe sorunca çığlık attı ve arkasını dönüp baktı üzerine yürüdüğümde korkuyla geri çekildi ama o anda havuza düşünce durdum ve şaşkınca ona baktım, keşke üstüne gitmeseydim diye düşünürken başını sudan çıkarıp bana öfkeyle baktı.
   "Gizli gizli gelmek zorunda mısın? Ödümü patlattın"
   "Kusura bakmayınız kraliçem!"
   "Allah'ım ne sorunlusun" dediğini duyduğumda öfkeyle kaşlarımı çatıp ona baktım oda yüzerek havuzdan çıkınca saçlarını sıktı ve suları boşalttı benim ona baktığımı fark edince oda bana dönüp kaşlarını çatarak yüzüme baktı. "Neden öyle bakıyorsun?"
   "Sen az önce ne dedin?"
   "Ne sorunlu bir insansın"
   "Ha bir de yani utanmadan korkmadan söylüyorsun"
   "Ben kıvırmam dürüst bir insanım neyse onu söylerim" dediğimde sinirle onu kucağıma aldım şaşkınlıkla yüzüme bakıp beni ittirmeye çalışsa da izin vermedim ve onu havuza fırlattığım gibi kollarımı göğsümde bağlayıp istem dışı gülümseyerek izledim o anda başını sudan çıkarınca hemen soğuk ifademe büründüm bana şaşkınlıkla ve öfkeyle bakıp ellerini suya sertçe vurdu. "Bu yaptığın çok kötü hasta olabilirim senin yüzünden"
   "Çok konuşma...odamda iki paket var elbise ve ayakkabı onları bu akşam giyeceksin ve benimle bir kutlamaya geleceksin" dediğimde yüzüme tatlı çocuklar gibi şaşkınlıkla bakmıştı, yüzerek havuzdan çıktı ve yüzüme bakmaya başladı.
   "Anlamadım?"
   "Odam da elbise ve ayakkabı var onları giy akşam seni kutlamaya götüreceğim ama ümitlenme hemen seni gezdirmek için değil veya canın sıkılmasın diye...görev için gidiyoruz sen salonda beni beklerken bende birisiyle işimi görüp hemen gideceğiz" dediğimde onu şaşkınlığıyla baş başa bırakıp evden çıktım.
Sevda Sancak.
Elbiseyi ve ayakkabıları giymiş aynada kendime şöyle bir bakmıştım gitmek istemiyorum dediğimde bana öfkeli bir şekilde bakıp gelmemi isteyince uzatmadım, koyu kahve saçlarımı sağ omzuma aldım ama boğaz kısmım çok boş kalmıştı o sırada kapı bir anda açılınca irkildim, Kaya beni baştan aşağı süzmüştü gözlerinde tuhaf bir duygu vardı ama daha çözmeme fırsat kalmadan yanıma gelmiş ve aynadan bana bakmıştı. "Boğaz kısmın boş kaldı" dediğinde şaşkına girdim içimi mi okumuştu? "Bekle biraz" dedi ve yanımdan ayrılıp gitti aynadan onu izlediğimde çekmecesinden siyah kurdele gibi birşey çıkardı ve yanıma gelip arkamda durunca şaşkınca ve tedirginlikle ona bakıyordum neydi şimdi bu tavrı? Yüzümü bile görmek istemiyordu bunu gözlerimin içine bakarak söylemişti ama şimdi kendisi yakınıma geliyordu. "Saçlarını kaldır" dediğini yapıp saçlarımı kaldırdım oda kurdeleyi boynuma takıp arkadan düğüm atınca saçlarımı arkaya attım ve aynada kendime baktım şimdi çok daha iyi görünüyordu ama sonra bir anda bana böyle iyimser davranmasının sebebi yüzünden dönüp onun yüzüne baktım gözleri tuhaf bakıyordu...içimi okumak ister gibiydi.
   "Bunu...bunu yapmayın" dediğimde kaşlarını çattı.
   "Neyi?"
   "Bana iyi adam numarası yapmayın daha düne kadar benim yüzümü görmek istemediğinizi söylemiştiniz ama şimdi ise yakın davranıyorsunuz"
   "Geç kalacağız ve işimde gecikmek istemem o yüzden yürü"
   "Soruma yanıt alamadım ben" dediğimde dişlerini sıktı ve kolumu sertçe tutup önüme çevirince bir anda alnımı aynanın köşene vurdum ve inledim elimi alnıma koyup öfkeyle başımı ona çevirdim gözleri ifadesiz bir şekilde bana bakıyordu. "Kaba davranmanıza gerek yoktu"
   "Birşey oldu mu?" diye sordu soğuk bir sesle alnıma bakarak, şaşkına girmiştim benim durumum onu ne zaman ilgilendirir olmuştu? Ölecektim galiba hayat benim çilemi görünce son bir kez mutlu olayım diye herhalde üç yüz altmış derece dönmüş olmalıydı.
   "Bir de soruyorsunuz"
   "Uzatma alt tarafı kafanı vurdun ne kıymetli canın var"
   "Kıymetli çünkü ben canımı yol kenarlarında bulmadım" dediğimde derin bir iç çekip kolumu tutarak sertçe çekti ve elini alnıma bastırınca inledim öfkeyle. "Biraz yavaş olabilir misin? İnsanın yarasına bakıyorsun deneme mankenin üzerinde değil"
   "Sus" dediğinde kaşlarını çatarak alnıma yaklaştı o anda göğüslerimiz birbirine değince yutkundum öyle sıcaktı ki vücudu...gözlerimi kapattım ve göğsüne bakmayı kestim. "Birşey yok alt tarafı kızarıklık var şimdi hemen gidelim" dediğinde beni odanın kapısına ittirdi.
    Saray gibi bir mekana geldiğimizde arabadan indik hemen benim yanıma gelip dibime girdi ve fısıldadı. "Sakın dediğim şeylerden çıkma laflarıma karşı gelme 'Sizli bizli' konuşma unutma sen benim nişanlımsın ve ona göre davran" dediğinde kolunu uzatıp etrafa sahte çapraz gülümsemeyle baktı bende mecbur olarak koluna girdim, birlikte merdivenlerden çıkarken tedirgin ve utangaç duygularım çoğalmıştı başımı tedirgin bir şekilde ona çevirdiğimde dişlerini hafifçe sıkıp bıraktı o anda ayağımı merdiven basamağına koyacakken boşluğa koyunca öne doğru yalpaladım ama hemen belimle kolumu tutup beni kendisine çekince kalbim hızla çarpmaya başlamış ve elimi göğsüme dayamıştım, eteklerimi kaldırıp adımlarımı dikkatli atarken kulağıma eğildi. "İyi misin?"
   "İyi denmez ilk defa böyle bir yere geldiğim için tedirgin ve biraz çekindim"
   "İşimiz bir saatten fazla sürmez" deyip önümüzdeki onca kişileri aşmak için aralarından geçmeye başladık. İçeri girdiğimizde tonlarca insan vardı kimi dans ediyor kimi içki içiyordu, beni sarı uzun bir masaya yönlendirip beklemeye başladığımızda tedirgince başımı çevirip ona baktım.
   "Burada böyle embesil gibi dikilecek miyiz?" diye sorduğumda başını bana çevirip bakınca utandım ve gözlerimi eline çevirdim.
   "Bir adam konuşmaya çıkacak kutlama için teşekkür edince kürsüden çıkınca takip edeceğim ve işini bitireceğim"
   "O adam ne yaptı ki?" diye sorup başımı kaldırdım, bakışlarını önüne çevirip garsona el işareti yaptı ve bana döndü.
   "Bilmediğin konulara burnunu sokup soru sorma" dediğinde garson ikimizede birer şampanya vermişti, ben direk bardağı elime alıp içmeye başladığımda tadı hoşuma gitmişti bardağı bitirdiğimde bir an başım hafifçe dönse de Kaya'nın tehditkar sesini duydum. "Hayatında hiç alkol almadıysan içme çarpar falan bir de seninle uğraşamam ayrı yeten" dediğinde başımı salladım, müzik daha gümbürtülü bir şekilde çalınca herkes alkışlamaya başladı bende herkesin dönüp baktığı yere baktığımda oldukça yakışıklı bir erkek gördüm, saçları siyah dalgalı uzun boylu ve yapılıydı gözleri açık tondu ama uzak olduğu için göremiyordum, garson yanımıza gelince bir şampanya daha aldım Kaya bana öfkeyle bakınca gülümsedim.
   "Bir tane daha sadece" dediğimde dişlerini sıkıp başını o adama çevirdi bende oraya baktığımda adamla bir an göz göze geldik, kürsüye çıkıp herkese gülümseyerek baktı ve kalın sesiyle konuşmaya başladı.
   "Tema vakfı için yardım ettiğim de inanın kendimi dünyanın en iyi insanı zannettim ve bunun için bencil olmuş olabilirim ama dünyada böyle insanlar kalmadı..."
   "Evet mesela yanımda duran kişi" dediğimde Kaya dişlerini sıkıp bana bakınca şampanyamdan bir yudum aldım ve onu izlemeye başladım.
   "Bu insanların var olduğunu göstermek için böyle bir yardımda bulundum ve siz değerli dostlarım bir kutlama yapmak için yardım sever insanlar için bu konuşmayı yapmaya karar verdim" dediğinde herkes alkışlamaya başlayınca bende gaza gelip alkışladım Kaya dönüp bana öfkeyle bakınca bende ona baktım hala alkışlıyordum ama o an bana sertçe bakınca tüylerim ürperdi ve ellerimi indirip içkimi içmeye başladım. Kaya ve o adam gidince garsondan bir şampanya daha aldım ve içkimi yudumlarken etrafıma bakındım, bir kaç genç kız bana baksa da tekrar önlerine dönmüşlerdi bende bardağımı bitirip etrafa bulanık gözlerle bakarken bir erkek bana doğru gülümseyerek gelmeye başlamıştı, tam olarak bulanık gördüğüm için yüzünü göremiyordum ama yapılı ve uzun boylu olduğu belliydi.
"Eşlik etmeme izin var mı?"
"Neden olmasın?" dediğimde garsona bir el işareti yapıp tekrar bana döndü.
"Tanışalım..." elini uzattı. "Ben Mert" dediğinde içtenlikle elini sıktım bende.
"Bende Sevda"
"Tanıştığıma çok memnun oldum"
"Bende öyle" dediğimde ikimize de şampanya gelmişti gülümseyerek elime alıp içmeye başladığımda Mert bana şaşkınca bakmıştı.
"Biraz yavaş prenses yoksa çarpılacaksın"
"Aman boşver bana birşey olmaz" dedim gülerek ve içmeye devam ettim, Mert elini uzatınca hafifçe kaşlarımı çattım.
"Dans etmek ister misin?"
"Olur" dedim ve elimi uzattım oda beni piste çıkarınca gözlerim yavaş yavaş kapanmaya ve sarhoş olmaya başlamıştım, birlikte dans ederken kulağıma müzik buğulu gelmeye başlamıştı gözlerimi kapatıp gülerek Mert'in göğsüne başımı yasladım gülünce kaşlarımı çattım.
"Ben sana yavaş iç demiştim"
"Boşver" dediğimde tekrar gülünce gözlerim ağırlaştı o anda üstüme çöken ağırlıkla kendimi serbest bıraktım.
Kaya Duman.
Adamın işini halledip onu pencereden aşağı attım denize ceseti girince siyah eldivenlerimi çıkarıp odadan çıktım ve salona yöneldim, o anda pistin ortasında biraz kalabalık olduğunu görünce gözlerimi etrafta gezdirdim o kız yoktu bir anda endişeyle kalabalığın oraya baktım ve hızla oraya doğru ilerledim, neden endişe etmiştim hiç bilmiyordum ama umursamadım ve kalabalığı yarıp ulaştığımda bir erkek onu kucağına almış yanağına vuruyordu o kız ise gözleri kapalı bir şekilde başı aşağı sarkık durunca bir anda öfkeyle o adama baktım. "Ne yaptın lan ona!" diye gürlediğimde yanımdaki kalabalık korkudan uzaklaşmaya başlamıştı, adam kafasını kaldırıp yüzüme baktı.
"Ben birşey yapmadım çok alkol aldı onunla dans ederken bir anda üzerime yığıldı...siz kimsiniz?"
"Ben onun nişanlısıyım"
"Üzgünüm bilmiyordum"
"Sorabilirdin kendisine ama" diye konuştum dişlerimin arasından, öfkeyle kızın kolunu tutup kendime çektim ve onu kucağıma alıp salondan çıkmak için kapıya yürüdüm. Arabaya bindiğimizde öfkeyle baygın olan kıza baktım ve küfür ettim, bir görev yapayım dedim oda bu kız yüzünden hiçbir bir bok anlamamıştım. Eve geldiğimizde onu tekrar kucağıma alıp yukarı çıktım ve odasına götürdüm o anda kaşlarını çatıp gözlerini açınca öfkeyle yüzüne baktım.
Sevda Sancak.
Kaya bana öfkeyle bakınca onun bu hali çok komiğime gitmiş ve gülmeye başlamıştım yerimde doğrulup ayağı kalktım ama alkolün etkisiyle sağ sola yalpaladım sonra tekrar gülmeye başladığımda sinirle söylendi. "Çok içtim ve senin bana öyle bakman öyle komiğime gidiyor ki" dedim ve onun ceket yakasını tutup dengede durmaya çalışırken tekrar kahkaha atmaya başlamıştım sonra gülerek ona sarıldım ve tekrar gülmeye başladım, yaptıklarımın farkındaydım bilincindeydim ama sarhoş olduğum için dengede durmak çok zordu.
"Sana içme dedim!" diye sertçe konuşunca yutkundum ve başımı daha çok göğsüne bastırıp iç çektim.
"Uzatma lütfen alt tarafı dört - beş yada bilmiyorum kaç bardaksa işte içtim...o kadar"
"Bir bardak mı? Fıçıyı satın alsaydın o beş bardak az gelmiştir!"
"Bağırıp durma sesini gezegene mi göndermeye çalışıyorsun?"
"Bak benimle düzgün konuş"
"Konuşmazsam ne olur?"
"Sen şimdi görürsün" dediğinde benim kolumu tuttuğu gibi sürüklemeye başladı sarhoş olduğum için kendimi taşıyamayıp dizlerimin üzerine düştüm ve birden gülmeye başladım küfür edip bu sefer beni kucağına alınca başımı omzuna koyup iç çektim.
"Sen neden böyle sertsin çok mu acı çektin yazık değil mi...kendine yazık olduğunu düşünüyorsun ama insanların hiçbir suçu yok insanlardan öfkeni çıkarma veya onlara kaba davranma yaşadıklarının hiçbirini kimse sana yaşatmadı onlar kendi işinin peşindeydi ama sen ne yapıyorsun biliyor musun? Herkesi sorumlu tutuyorsun" dedim ve ona baktım hiçbir şey demeden beni tuvalete getirdi ve bir anda küvete bırakınca dengemi kaybettim ve popo üstü yere düştüm oda eline fıskiyeyi alınca yerimde doğrulup sırtımı mermere dayadım o anda üzerime gelen soğuk suyla bir çığlık attım ve ellerimle suyu durdurmaya çalıştım ama bu sefer oda küvete girip tepemden suyu boşaltmaya başlayınca hafifçe ayılmış bir şekilde tepemdeki fıskiyeyi tutmaya çalıştım ama daha yukarı kaldırınca boyum yetmedi oda tekrar beni baştan aşağı soğuk suyla yıkayınca bir çığlık daha attım. "Sen hayatımda gördüğüm en pislik insansın insanlara böyle işkence yapıp vicdanını nasıl susturacaksın!" diye çığlık attığımda öfkeyle küfür etti ve bu sefer kovaya su doldurup bekledi bende ona öfkeyle baktım, kova dolunca beni dizlerimin üzerine oturttu ve başımı tutup kovadaki suya başımı daldırdı çığlık atsam da suda anca baloncuk oluşuyordu beni geri çekince çığlık attım oda tekrar kafamı kovanın için koyunca bağırdım ve elimi elinin üzerine koyup çekmeye çalıştım beni geri çekince hemen onu hafifçe itip ayağı kalktım ve yüzüne ağlamaya başlayarak baktım. "Sana pislik dediğim için miydi bu ceza? Oysa sen beni köpek gibi kovmaktan bahsederken ben yine sustum korkumdan değildi ama...sırf insan olduğum için ve senin seviyene inmemek için sustum anladın mı?"
"Benimle düzgün konuşacaktın?"
"Sen benimle düzgün konuşmadığın halde ben susuyorum ama...sen bana acımasız ve kaba davrandığında ben yine susuyorum onun evine geldim bana yardım etti diye düşünüp sabır gösterip susuyorum yine!" dedim bağırarak ve ağlamaya devam ettiğimde dizlerimin üzerine çöküp bu sefer haykırarak ağladım. "Yetim bir insanım ben insan biraz acır bana! Ama sende o yok...kendine yaşatılanın aynısını suçsuz insanlara yaşatmaya çalışıyorsun ve bu kişi de ilk olarak benim!" dedim bağırarak ve ağlamaya devam ettim, derin bir iç çekip kolumu tutunca hırsla çektim. "Bırak kolumu dokunma bana istemiyorum! Hani sen diyorsun ya 'Yüzüme bakma, odama girme, tahammülüm bile yok' diyorsun ya hani! Benim de sana tahammülüm yok!" diye bağırdım ve ağlamaya devam ettim ama bu sefer kolumu sertçe çekip gövdesini bana yaslayınca ona vurmaya başladım göğsüne ama işlemiyordu. "Uzak dur demiştim!" dediğimde aldırış etmeden beni küvetten çıkardı sonra kendisi de çıkıp üzerime bir bornoz fırlatınca üşüdüğüm için hemen giyindim, odasına gitti ardından tekrar gelince elinde iç çamaşırlarım ve temiz kıyafetlerim vardı onları makinenin üzerine koydu.
"Duş alıp uyu" dedi ve gitti.

⚜ Seni Sevmek İstemedim ⚜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin