~11. BÖLÜM~

434 45 3
                                    

Koridorlar gibi beyaz olan duvarların üzerine, sanki gerçekmiş gibi duran yıldızlar serpiştirilmişti. O yıldızların takip ettiği nokta ise, tavana açılmış kubbeydi. Oda geniş, öylesine genişti ki, ucu bucağı yok gibiydi. Ahşap masanın bir ucunda oturan geniş omuzlu gövde, ayaklandı. Dudaklarının ucunda bir gülümsemeyle yanımıza geldi, bakışlarını Hayal Gölge'me dikti.

"Çıkabilirsin."

Hayal Gölge'm, geniş omuzlu genç adamın önünde eğilip selam verdikten sonra odadan büyük bir sessizlik beraberinde ayrıldı. Kapıyı, çıt dahi çıkarmadan kapattı. Karşımdaki adamın parmaklarının bileğimde gezindiğini hisseder hissetmez yüzümü ona çevirdim. Çok geçmeden, parmaklarını avcuma kaydırdı. Elimi sıktı.

"Hoş geldin, ben Omay."

"Hoş bulduk." dedim sert kabuğumu sırtıma geçirerek. Yüce Omay deyince zihninizde ak sakallı bir amca belirirken realitenin bundan bir hayli uzak oluşuna şaşırmıştım.

"Şaşkın gözüküyorsun." dedi, karizmatik bir gülümseme eşliğinde.

Elini elimden çekti ve masasının önündeki iki sandalyeden birine oturdu, bana da karşısındaki sandalyeye oturmam için yol gösterdi. Oturdum. Genç adamın, benim yüzümü incelemesini bekledim. Uzun uzun baktı. Dakikaların ardından bir bacağını bir diğer bacağının üzerine attı.

"Benim hakkımda ne biliyorsun?"

Afalladım. Böyle bir soru kesinlikle beklemiyordum.

"Başkan olduğunuzu."

"Neyin başkanı olduğumu da biliyor musun?"

"Öz Koruyucular'ın."

Gözlerinin rengi kahverenginin kırmıza çalar tonuydu. Böyle bir ton var mıydı bilmiyorum fakat ne kırmızı, ne de tamamen kahverengiydi. Ortamızdaki sehpaya eğilip, sehpanın üzerinde duran çikolatalardan bir tane aldı ve ağzına attı. Çiğnerken çene kemikleri belirginleşiyor, kayboluyordu.

"Yemez misin?"

"Teşekkürler." dedim soğukkanlılığımı koruyarak.

"Bu kadar soğuk bir kız olduğuna, seni görmesem inanmazdım Lamiya."

Omuzlarımı silktim.

"Sizin beni buraya neden çağırdığınızı öğrenmek istiyorum."

Sırtını koltuktan kaldırdı ve dirseklerini bacaklarına yaslayarak bana eğildi.

"Omay." dedi. "Adım Omay. Bana siz demene gerek görmüyorum."

Hayal Gölge'min, 'Yüce Omay' diyerek beni sinirlenerek uyarması aklıma geldi. Ben, 'Yüce' kelimesini gereksiz bulduğum an, Yüce Omay demem için beni zorlamıştı. Şimdiyse Omay, ya da Yüce Omay, dediği bu şey ile beni rahatlatmıştı.

"Aslında sana Yüce Omay demem gerektiği söylendi."

"Doğrusu o, fakat sen Omay diyebilirsin. Aramızda kalır."

Bu adam bana asılıyor mu?

Saçmalama Lamiya. Belli ki seninle samimi olmak istiyor, aralarına yeni katıldığın için...

"Beni niye buraya çağırdın?"

"Güzel soru. Seni buraya çağırdım, çünkü aramıza katılmaya aday ölümlüyle tanışmak istedim."

"Bunu herkese yapar mısın?"

"Hayır."

Gülümsedi tekrar. Yanaklarını bezeyen kirli sakalları, ona yaşını büyüten bir hava verse de en fazla yirmi olabilirdi.

LAMİYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin