elinde çiçeklerle

18.3K 474 7
                                    

her şey alt üst olmuş gibiydi.

ayazdan uzak kalmaya çalıştıkça kendi yöntemleriyle hayatıma dahil oluyordu.

sanki hiç bir şey olmamış gibi evime girip dayayıp döşemişttirmişti.

gördüğüm rüğyanın etsinden ise hala kurtulamıyordum.

bir yanım ayazın bana yaptığı oyunu haykırsada diğer yanım inci adlı kadının ondan uzak kalmicağı konusunda
beni uyarıyordu.

esşyaları evden çıkarmayı kabul etmemişti ayaz.

daha da büyük sorun ev sahibim belma hanım onun harika biri oldğunu düşünüyordu.
 ve eşyaları çıkarırsam benide evden çıkaracağını söylüyordu.

depozito parası vs derken  paramın çoğu gitmişti. şimdi burda kalmaya mecburdum.

burak ayazla konuştuğunda bunu benden özür dilemek için yaptığını söylemişti.
pis yalancı aklı sıra bana kendini affettirecek.


her şey benim beynimde bir kanserli bir hücrenin bulunmasıyla başladı.
 doktorlar bunun ameliyatının çok riskli olduğunu
 kemo terapiyle de zor ama sonuç elde edebileceklerini düşünmesiyle başladı.

ailemle hastaneden çıkarken bir kızı tekerlekli sandelyede gördüm.
elinde bir bebek saçlarını tarıyordu.

benimde büyüyünce böyle saçlarım olacak mı anne? dediğini hala kulaklarımda duyar gibiyim.

yaşlıların arabassını iten görevliler ölürken çırpınıp hayata tutunmaya çalışan pis varlıklar gibi bakıyorlardı.

belkide kimse o hastalığı istemezdi. ama hastılık kimi seçerse ona gidebiliyor.

bir karı koca birbirlerine sevgiyle bakıyordu koridorda.
kadın adama iyi olacağına dair vaatlerde bulunuyordu.

sevgiyle söylenen yalan kulağa daha tatlı ve inandırıcı geliyor olmalı. çünkü adam karısına gülümsüyordu.


hekes hayata bir yerden tutunmaya çalışıyordu bense ailemin gözlerimin içine bakar bana yalan söylemelerini istemiyordum.

ölüdüğümü bilirken bana iyileşiyorsun demelerini istemiyordum.

tedavi olmaya çalışıp hayatımı mahvetmektense olduğu gibi kaldı kadarını mutlu olarak yaşamaya karar vermiştim.

ama ailem bunu kabul etmiş görünüp gizlice  ayazla anlaşmışlardı. hayatıma girip beni tedavi edcekti.
taki ben bu planı inci denen o yılan kadından öğrenene kadar.

nişanlanıcağımız gün ailelemizin bir arada olduğu ve yeni yıla nişanlanarak gireceğimiz gün
 ayaz her şeyi  kabul etmişti.

inanamamıştım.

babamın ona para teklif edip böyle bir oyuna çekmesine inanamıştım.
ayazın bana olan sevgisinin yalan olduğuna hiç bir şeyin gerçek olmadığına inanmıştım.

ayaz nekadar seni beğendiğim için böyle desede kalbim kırılmıştı.

yaşadığımız her şey gerçek desede göz yaşlarımız kalbimi yakmıştı. gecelerce uğradığım ihanete ağlamıştım.

şimdi ayaz karşıma geçip sabrımı deniyordu. ve bu hiç iyi değildi bunu anlamıyormuyudu.

ailemi affetmemin nedeni kalp hastası babama bir şey olmasına dayanamayacağım içindi.

ama ayazı affetmek daha zordu..

ve o bana zaman vermek yerine burnumun dibindeydi.

şimdi onun döşediği evde oturuyordum. bir yere gizili kamera falan yerleştirmiş mi diye çok baktım aradım ama
bulamadım hiç bir şey.

sokakta el ele gezen insanlar bana acı vermiyordu. çünkü  kalbimi hissetmiyordum.


bu gün işe başlamıştım. bir doktorun özel asistanlığını yapıyordum.

vericeği seminerlerden her şeye plan ve programlarını düzenleyip randevularını oluşturuyordum.
gerekirse onun yurt dişi seyehatlerine bile gidecektim.

ilk buşduğum iş bir resrotnta garsonluktu.

boğulan bir kadını kurtarınca doktor aras bana nerde öğrendiğimi sordu.
bende hastanede baş hekim sekreterliği yağtığımı ama bıraktığımı. hastanede çalışınca bilgi sahibi olduğumu
söylediğimde bana iş teklif etti.

bende hemen kabul ettim.

ayaz eşyaları bir eve koydurttuktan sonra ve burakla benim kızmamdan sonra sessizleşti.

ceylin abla arada arayıp nasıl oldğumu sorsada içimde büyüyen soğuk bir kütlesi var gibi.

ailem yeni işimden dolayı çok mutlu ama ayazla olan tatışmayı duyunca üzüldüler.

asya ve nehire göre ayaz bana gerçekten aşık ve her çabası bu yüzden. ama bana göre gerçekten sevdiğimi düşündüğüm bir adam
beni kandırdı ve sevgimle oynadı.
seven biri her şeyi anlatıp sabreder beklerdi. o ise her şeyi kabullenip susmuştu.


beni düşüncelerimden ayıran şey telefonumdu.

arayan aras beydi.

iyi akşamlar nazlı. dedi aras bey

iyi akşamlar aras bey.

bir saat içinde bir yemek var. sekreterime ihtiyacım olacak. bir hasstaneyle semirler üzerine anlaşma
yapmaya çalışacağız. umarım müsaitsindir dedi.

tabi hemen hazırlanıyorum aras bey dedim.

sözde bu gece toplantı yada yemek yoktu. ama hiç belli omuyor işte.

siyah dar ve diz hizasında bir elbise giyip saçlarımı açık bıraktım.

uzun kumlar sarı ve kumlar tonları arası saçlarım vardı ve güneş ışığıyla parıldamalarını seviyordum.

sıcak kahve rengi gözlerim vardı ama lens kullandığımıda itiraf edebilirim.
byum gayet iyi 1.70 düzgün bir fiziğim olmasını şu son bir haftaya borçluyum.

aras beyin programları benide kapsadığı için onunla beraber spra yemeğe ve toplantılara katılmak
zamanımın hepsini dolduruyordu
hazırlanıp dışarı çıktığımda kalbimi sıkıştıran bir  şey oldu.


ayaz elinde bir demet çiçekle bir kaç ev uzaktaydı. ve aras bey bana kapımı açmış bekliyordu.

hadi nazlı tüm gece seni bekleyemem dedi aras bey.

kusura bakmayın arass bey dedim ve araca bindim.

ayaz hala ordaydı. elinde ki çiçek ve bana bakan öfke dolu gözlerle orda öylece beklemeye devam ediyordu.


 

evlilik mi?  ben mi ¿♡¿Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin