Kapı çok sert bir şekilde vuruluyordu. Korkmuştum. Doruk elimi tutup; "korkma umudum ben senin yanındayım." Sözünü bitirdikten sonra anlıma bir öpücük kondurdu ben de huzuru bulup gözlerimi kapattım. Korkunun yerini huzur ve güven almıştı.
Doruk elimi bırakıp kapıya yöneldi...ve kapıyı açtı. Kim olduğunu görmediğimden Doruk'a kısık bir ses tonu ile seslendim. Neden kısık sesle konuştuğumu ben bile bilmiyorum.
"Kim miş?" Dememle Doruk'un gülmesi bir oldu.
Kapıyı tamamen açıp gelen kişiyi görmemi sağladı. Büyük bir pasta, pastanın başında ise Bahar ve Baran vardı. Aynı anda "iyi ki doğdun Kader" dediler.
Benim ise gözlerim yaşla doldu. Mutluluktan ağlıyordum...bir kez daha mutluluktan ağladım.
Bugün 4 Mayıs mı? Yani bugün benim doğum günüm ve bu benim aklımdan tamamen çıkmıştı. Uzun zaman sonra ilk defa kutlanıyordu doğum günüm.Bahar hemen yanıma gelip sarılıp öptü.
"İyi ki doğdun...iyi ki tanıdım seni benim en güzel ve en iyi arkadaşım hatta dostum. Seni çok seviyorum Kader iyi ki varsın."
Gülümsedim ve göz yaşımı sildikten sonra ona cevap verdim.
"Sende iyi ki varsın."
Bana uzattığı hediyeye bakarak ne gerek var dercesine baktım o ise "aç hadi aç" dedi.
Bende hemen dediği şeyi yapıp hediyeyi açtım. Çok güzel bir kolye idi. Küçük bir melekti . Hemen beğenimi dile getirdim.
"Çok güzel, çok teşekkür ederim." Gülümseyip tekrar sarıldım. "Rica ederim canım. Beğenmene çok sevindim."
"Tamam kızlar bende bir hediyemi versem hani çok güzel olurdu." Baran konuşması ile gülerek ayrıldık.
"Bahar gibi güzel sözlerim yok ne yazık ki. Öncelikle iyi ki doğdun başımın tatlı belası, kardeşimin de yaşam kaynağı. Benim vereceğim hediye senin değil...sizin için. Size almış olduğum hediyeyi umarım beğenirsiniz."
Hediyeyi aldım ve Doruk ile beraber açtık. Bize çiftler için kuplu bardak yapmıştı. Çok güzeldi hem resmimiz hemde ikimizinde birbirimize söylediği sözler yazıyordu. Elimde olan kuplu bardakta hem prensesim hemde umudum yazıyordu. Doruk'un elindeki kuplu bardakta ise hem prensim hemde umudum yazıyordu. Bu sözler kuplu bardakta çok güzel duruyordu.
"Çok teşekkür ederim Baran, çok beğendik." Dedim ve sarıldım.
"Rica ederim." Dedi bende bakışlarımı Doruk'a çevirdim. Herkes kutlamıştı bir o kaldı. Ona bakışlarımı görünce konuşmaya başladı.
"Umudum...prensesim...her şeyim iyi ki kavuştum sana , iyi ki bulabildim seni...seni tanıdığım anda çok korktum yine kaybederim diye, beni tanımanı istemedim...ama sen tanıdın. İyi ki tanıdın umudum...'Can' diye seslenişinden sonra çakılı kaldım olduğum yere...durdum sadece kalbimin atışını duyuyordum. Bana sarılmanla tekrar kuvvetlendi sana olan aşkım. Seninle beraber olduğum her an benim için bir mucizeydi, bulmuştum seni. Tekrardan baktım aşık olduğum gözlerine ve büyülendim bir kez daha. İyi ki hayatımdasın umudum. Seni çok seviyorum. Doğum günün kutlu olsun prensesim.Nice bizli yıllara umudum...Hediyen ise köşede...şu bezi kaldırman gerekiyor."
Dediklerini yapmadan önce ona sarıldım...kulağına fısıldadım ''iyi ki varsın hayatım...prensim...umudum. Bende seni çok seviyorum."
Bezi kaldırınca çok...çok mutlu olmuştum bin tane küçük resimlerimizden bir resim oluşmuştu, tablo çok güzeldi. O resimde benim umuduma umudumun da bana gülerek baktığı resimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR RÜYA GİBİ
Teen FictionAnnesi öldükten sonra üvey abisinden dayak yiyen bir genç kızın hikayesi. Abisinden kaçıyor ve ilk aşkını buluyor. Genç kızın hayatında ki tek umudu ilk aşkı. İlk aşkının da ondan pek bir farkı yok. İkiside birbirine fazlasıyla bağlı. Asla kopmayan...