Bölüm 4

12 2 0
                                    

gzdeakyz itafen...

Karaoke zamanı geldiğinde isteksiz olanlar çok çabuk göze batıyordu. İsteksizlerden biri sahneye çıkıp şarkı söylerken masadakilerin çoğu kulaklarını kapatarak eşlik ediyorlardı. Bir ara kızın başka yöne gittiğini fark ettim. Kalkıp onu takip etmek istedim ama bu uygunsuz bir davranış olurdu. Şarkı bittiğinde gözlerimi hala girişten çekmemiştim. Sezgin beni dürterek sahneye çıkmam gerektiğini söylediğinde ne kadar istemesem de ısrarcı tavırlara karşı yenilmiştim.

Müzik başladığında kalbimin hızlı bir şekilde defalarca çarptığını hissettim. Ağzımı mikrofona yaklaştırdım. Tam o esnada Aden içeri girdi ve başını kaldırıp gülümseyerek bana baktı.

"Seni gördüm göreli şaşırdım, dolaşırım bir başıma.

Seni bildim bileli kaçırdım şu aklı başımdan..."

Ona bakmadan duramıyor, gözlerimi kapamaya çalışsam da yapamıyordum. Beni pür dikkat izlediğini biliyordum.

"Elleri ellerime, gözleri gözlerime,

Saçları saçlarıma karışan bir sen olsan..."

Sahneden indiğimde Sezgin şaşkın bir bakışla bana bakıyordu. "E senin sesin güzelmiş kardeşim! Neden bu kadar naz yaptın?" Diğerleri beni tebrik ederken içki almak için bar kısmına doğru yürüdüm. Rahatsız sandalyelerden birine oturup "Votka lütfen" dedim. Barmen başını sallayıp içkiyi hazırlamaya koyuldu.

"Sesin güzelmiş" dedi arkamdan bir ses. Aden yanımda, sandalyede oturuyordu. "Teşekkürler" dedim tedirginlikle. Barmenin önüme bıraktığı votkadan bir yudum aldım. "Merih'ti değil mi?" dedi merakla. Başımı sessizce salladım. Sormak istediğim tüm o sorular aklımdan uçmuş gibiydi. O kadar gergindim ki sohbet bile açamıyordum.

Biraz sonra Aden gülerek bana baktı. "Sanırım burada senin de benim ismimi sorman gerekiyordu."

"Kusura bakma. Gerçekten..." dedim mahcup bir tavırla.

"Aden" dedi usulca. "Cennet bahçesi anlamlarına geliyor."

"Bu senin gerçek ismin mi yani?"

"Kimlik kontrolü yapmayacaksın değil mi?" dedi sırıtarak. Gülüşü o kadar güzeldi ki... Diğer insanlara sıradan gelebilecek birçok şeyi beni etkilemişti. Çok güzel değildi. Vücut yapısı mükemmel değildi. Ancak onda bir şeytan tüyü vardı. İnsanları çevresine kolayca toparlayabilen türden biriydi. Onu merak ediyordunuz.

"Burada mı doğdun?" dedim sohbeti genişletmeye çalışarak. Sorum hoşuna gitmiş gibiydi. "Evet. Ama ailem artık burada yaşamıyor. Ben üniversitedeyken İzmir'e taşındılar."

"Bir nedeni var mıydı peki?"

"Şehir sıkıntısı. Bir de babam işleri pek yolunda giden türden biri değildi. Şimdi orada ufak bir işletmesi var. Annemle çalışıyorlar." Merakla bana döndü. "Sen?"

Gülümsedim. "Aslen Antalya ama annem Mersinliydi. Bu yüzden hep yazlık yerlerde geçti çocukluğum. Yaz arkadaşlıkları, yaz komşulukları..."

İmalı bir şekilde sırıtarak "Yaz aşkları..." dedi. Kahkaha attım. Gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "Vay canına! Gülebiliyorsun. Devam et lütfen."

"Aslında pek anlatılacak bir şey yok. Annemi iki sene kadar önce kaybettim. Üniversiteyi bitirdiğim seneydi. Babamla sık sık görüşüyoruz tabi. Ama anne farklı."

KARANLIĞIN ELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin