18.bölüm

179 33 75
                                    

"Ablaaa"

"Efendim Savaş.

"Okula geç kalmak istemiyorsan bir an önce kalkmalısın.

"Kalkıyorum

"Kahvaltı hazır

"Tamam dedim Savaş geliyorum.

Hemen yataktan kalktım. Gözlerim kucağımda ki monta kayarken yine aptal gülümsemem yayılmıştı. Okulun kapanmasına son 1 hafta kalmıştı. Duyduğum kadarıyla bir gezi vardı. Gitmek istediğimden pek emin değildim ama kızların ısrarıyla gitmek zorunda kalacaktım.

"Günaydın" dedim kahvaltı masasın da oturan güzel aileme (!)

"Günaydın" dedi annem gülümseyerek.

"Okul gezisi var. Büyük bir ihtimalle gideceğim" o sırada Mete araya girdi;

"Kimden izin aldın?

"Sadece haberiniz olsun diye söyledim.

"İzin almıyorsun yani

"Aynen öyle.

"O zaman gidemiyorsun

Daha fazla dinlemeyerek çantamı alıp kapıyı çarparak çıktım. En son duyduğum şey Mete'nin 'Idil' diye bağırmasıydı.

Buluşma yerine geldiğimizde herkes toplanmıştı.

"Günaydın

"Günaydın

"Geziye gidiyoruz dimi? " dedi Sera heyecanlı bir şekilde.

"Evet gidiyoruz.

"Mete şerefsizi bir şey dedi mi?" dedi Sarp.

"Tabi ki evet. Ama onu dinlemeyeceğim.

"Senin de bu huyunu seviyorum.

"Nasıl?

"Başına buyruk ve asi." dedi ve gülmeye başladık.

"Bu arada elinde ki mont..." dedi Rüya

"Aras'ın" kimsenin duyamayacağı şekilde konuşuyorduk ama tabi ki de benim keskin kulaklı arkadaşım ; Sera duymuştu.

"Ne dedin sen?

"Sonra anlatırım

"Okul sonrası toplanıyoruz o zaman.

"Tamam. O zaman anlatırım. Bu arada gezinin nereye olduğunu biliyor musunuz?

"Hayır canım bir bilgimiz yok. Okula gidince afişe bakar haber veririm.

"Taman canım.

  Okula geldiğimizde gözlerim Aras'ı arıyordu. Ama görünürde yoktu. Bugün mutlu olduğum için okulun havası daha bir farklıydı ve kimsenin beni üzmesine izin vermeyecektim-Mete'nin bile-

"Günaydın prenses

"Günaydın Uygar.

"O elindeki mont Aras'a mı ait.

"Ha...hayır canım. Ne alakası var. Hem Aras'ın montunun bende ne işi var.

"Sevgilim

"Efendim" dedim masum bir dille.

"Yeme beni.

"Hayır ya doğru söylüyorum.

"İyi öyle olsun. Ama bil istiyorum kötü bir yalancısın. Hatta berbatsın.

Yüzüm aşağıya eğilirken kızardığımı hissettim. Ya ben gerçekten berbat bir yalancıydım ya da o iyi bir gözlemci. Tamam kabul ediyorum. İlk seçenek. Berbat bir yalancıyım.

ELDE VAR AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin