(Medya : Uraz)
***
Bazen yaptıklarınızdan pişman olmak ya da olmamak arasında kalırsınız ya, o ince çizgide. O çizgiden daha ağırdır yaptıklarınız. Taşımaz sizi, sonra ya pişman olursunuz ya da gurur duyarsınız. Ama beni o çizgi taşıyor sanki. Hala oradayım, bilmiyorum. Bazen ciğerlerime hava yerine Kanar'a annesinin Eliz olduğunu söyleme istediği doluyormuş gibi hissediyordum. Yapmam gerekeni biliyordum ailem yıllar önce bunu saklama kararı almıştı. Şimdi bunu bozamazdım. Peki neden bu kadar acıtıyordu?Odamın kapısı sertçe açıldığında gözlerim kapıya çevrildi, Kanar gelmişti ve her zamanki alaycı tavrını takınmamıştı. Gergin gözüküyordu. "Siz burada boş boş otururken ben kendi kendime beyin fırtınası yapıyorum. Nasıl çıkacağız buradan?" dedi biraz önce gergin olduğunu söylediğim büyücü. "Boşver, nasıl olsa bizim krallıktayız." deyince, bana kendisine evlenme teklifi etmişim gibi baktı. Öylesine şaşkın, öylesine düşünceli. Hayır cidden ne düşünüyordu bu? 'Bu teklife acaba evet mi desem yoksa hayır mı desem?' şeklinde düşüncelere kapıldıysa hayır demesi herkes için en iyisi olurdu. Ama dur bir saniye, ben evlenme teklifi etmedim ki. Yoksa ettim mi? Niye ettim ki? Ah,kafam karıştı. "Saçmalama kızım. Ömür boyu bu gıcık soylularla mı yaşayacağız? Gerçi Danla hep yanımda kalacaksa ben razıyım." dedi. Danla'nında burada olduğu aklına yeni gelmiş gibi gülümseyerek. "Heh, aynen işte. Kalalım böyle,miss." diyip ayağa kalktım ve Kanar'ın omuzunu sıvazlamaya başladım. Omzundaki elimi alıp tuttu ve yüzüne yaklaştırarak gülümsedi. "Biz hep böyle,hep birlikte yaşayalım. Ben Danla'mla sen İrem'inle..." dediğinde duygulandım ve gözyaşlarımı saldım. "Bencede."
Enseme sert bir şaplak yiyince ellerimi Kanar'ın ellerinden alıp gözyaşlarımı sildim. "Ne yapıyorsun ya bitterim?" İrem büyük bir 'off' çekti. İtiraf ediyorum bir an karşıki dağların yıkılmasından korktum. Aslında hepsinin Manas'ın üstüne yıkılması güzel olurdu ama... "Kendinize gelin,buradan çıkmamız lazım." Kanar'da kendine gelip gözyaşlarını silince İrem'e hak vermeyi tercih etti. Peki ya onca yaşananlar? Her şey buraya kadar mıydı Kanar? Sana inanmış, sana güvenmiştim. Ama hata bende... Düşüncelerimi karpuz böler gibi bölen sesin çıktığı kişiye döndüm. "Buradan çıkabilmek için yapabileceğimiz tek şey gizli arşivdeki büyü kitaplarından birinde yazıyor. Bu arşivi ise tüm kraliyetlerin ortak kararıyla seçilmiş ve tarafsız olan kraliyet bekçileri koruyor. Buraya girmemizin tek yolu bütün kraliyetleri ikna etmek. Ama bu kitaplarda o kadar önemli büyüler yer alıyor ki... Buraya girmemize asla izin vermezler. Üç krallık izin verse bile Toprak Krallığı karşı çıkar." Gözlerimi açmış onu dinlerken diğer sesin geldiği tarafa döndüm. "Neden karşı çıksınlar ki?" Kanar sütlü çikolatamın sorusuna alayla cevap verdi. "Sence? Bu arşivin içinde çok önemli büyüler olduğunu söylemiştim değil mi? Bir kraliyeti bir kaç saniyede yok edebilecek büyüler. Toprak Kraliyeti bizden nefret eder, bizde onlardan. Sence bize güvenirler mi?"
"Hayır!" dedi kesin bir tavırla çikolatam. "Peki ya Toprak Krallığından birini ikna edersek? O diğerlerini de ikna edebilir bence." diyerek 'aranızdaki en zeki insan benim dağılın bitchezlar' tiriplerine girdim. "Tek zeki sen değilsin Arya'cığım." diyerek tüm havamı söndürdü Kanar. "Bunu bende düşündüm ama Toprak Kraliyeti'nden bir dostumuz yok ki." Yeniden 'aranızdaki en zeki insan benim dağılın bitchezlar' triplerine girerek cevap verdim. "Dostumuz olmasına gerek yok. Özgürlüğe aşık bir insan olsun yeter." İkiside ayağa kalkıp alkış tuttuğunda mütevazi olarak ben de ayağa kalktım ve alkış seslerinin alkış seslerime karışmasını sağladım. Bende alkışladım yani. Çok süslü cümlelere ihtiyaç yok.Yerine oturup "Peki bu kişi kim?" diye soran İrem'e en güzel cevabı verdim. Evet ikisininde kolundan tutup dışarıya çekerek "Bana bırakın!" dedim ve bahçeye çıkan uzun merdivenlere doğru koşmaya başladım. Bahçeye indiğimde bizi çevreleyen duvarlara bıçakla ismini kazıyan Manas'ı gördüm. İrem bana baktı. "Bir insanla konuşacağımızı düşünüyordum." Cidden bu çocuk psikopattı. Bıçakla duvara ismini kazımak nedir arkadaş? İrem'i duymazdan gelerek yanına ilerledim. "Bende yazabilir miyim?" diyerek Manas'ın elindeki bıçağı çekiştirmeye başladım. Gözlerini devirerek bıçağı bana verdi ve duvarı izlemeye başladı. Onunla yakın arkadaşmış gibi davranarak onu ikna edecektim. Çünkü ben zekiydim. Aranızdaki en zeki insan benim dağılın bitchezlar.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 DAKİKA
FantasiMutlu sonla biten masallarımıza yeni bir son eklendi. İyi yürekli büyücü oyuna getirildi ve ona acı çektirildi. Kötüler kazandı.. Büyücü ise kalbini saklayarak intikam için savaştı. -Bu her şeyin sonu gibi görünse de aslında başlangıcı.- İntikam at...