BÖLÜM 1

161 16 3
                                    

Uyandığımda içimde iğrenç, karma bir duygu birikimi vardı. Saçma sapan bir güne yine bu saçma sapan odada başlamak beni artık şaşırtmıyordu. Önceleri gün ağardığında kalkıp hemen perdeleri açardım. Güneşin ilk ışıklarıyla odamı doldurmak için heyecanlı olurdum ama o eski heyecan neşe artık yoktu onu ne kadar aramış olsam da bulamamıştım. Şimdilerde asık suratlı soluk yüzlü alkolik biri olup çıkmıştım neyse ki başka da bir gayem yoktu. Hayattan beklentileri olan insanlar dan olamadım olamayacağımda .
Çekyattan kalkmak için ileriye doğru atıldığımda içim acımıştı, sanki bütün kemiklerim kırıktı ve ben bunu yeni öğreniyor gibiydim. Acımın dinmesi için beklerken gözümden bir iki damla yaş süzülmek zorunda kalmıştı. Kalbim mi kırıktı yoksa beynimde hasar mı vardı çözemiyordum. Kendimi artık ruh hastası gibi değerlendiriyordum.
Yaşadıklarım gerçek mi değil mi hiç bilemiyorum ama yine de sizlere bildiklerimi anlatacağım. Kimisi şizofreni vakası kimisi deli kimisi salak kimisi yalan kimileri de beni atıp tutan biri olarak görmüştür. Bu arada kendimi tanıtayım benim adım Elroc tuhaf bir isim olabilir ama ismimi seviyorum belki de sevdiğim tek şey ismimdi.
Çekyattan doğrulup sehpanın üzerindeki ucuz tütünümü ateşledim bir duman ve rahatlamıştım. Kendimi sigara ve alkolle tatmin etmeye o kadar alışmıştım ki uzak kalamıyorduk onlar beni üzmüyor bende onları seviyordum, belki de bu yüzden iyi anlaşıyorduk.
Ama o da ne !
Hiç biram kalmamıştı zaten ancak buna param yetiyordu ve oda tükenmişti. Bu ne kadar iğrenç bir histi. Tıpkı Sezen Aksu dinlerken ardından gelen o emo müzikleri gibi .
Çok bunalmıştım, çekyattan artık sıyrılmam gerekiyordu bir şeyler yapmalıydım ama bilmiyorum ne yapabilirim ki ?
Ev sahibiyle denk gelmekten bile bu kadar çekinirken bu aparttan nasıl çıkacağım.
Belki de bir iş bulmalıydım artık. Belki de insanlara hizmet eden basit bir garson olmalıydım Kaderim böyle belki de, ben ne ara bu kadar kötü olmuştum.

Odadaki pis kokuyu fark etmemle birlikte bir katil olduğumu hatırladım ve derin bir iç çektim. Sonra düşüncelerimi bastırmak için çabalayıp kendime karşı kendimi savunuyordum. Hayır ilk katil olan oydu o benim umutlarımı, hayallerimi, sevdiğim her şeyi öldürmüştü ben haklıydım yada öyle sanıyordum bilemiyorum.
Sigaramın izmaritini çektiğimi hissedince küllüğe yapıştırıp ezdim, tıpkı bir böcek gibi. Bu ölüm kokan yerden çıkmalıydım çürümüş ceset kokuyor gibiydi odamın içi.
                                                        
Perdeden süzülen birazcık ışık görmeme yetiyordu, yürümeyi yeni öğrenen veletler gibiydim. Sendeleyerek ağır ağır ilerliyordum. Ne kadar uzaklaşsam da kokuyu hissediyordum.
Üstümdeki kanı fark etmemle dona kalmıştım ne yapacağımı düşünemiyordum. Beynim istifa etmiş gibiydi bundan bir kaç sene önce kan görmeye dayanamazdım ama şimdi bu kanla yaşamak zorundaydım.

Her şey çok zor geliyordu, sadece ölsem mi diye sordum kendime gülerek. Yüzümde gülünç bir sırıtma vardı sonra siktir edip tekrar ilerledim. Bu pis kokulu odada bir tuvalet olmalıydı ama gözlerimi aralayıp bulmaya tenezzül etmiyordum. Biraz el yordamı birazcık bakınmak ve evet odadan da pis kokan bir yerdi burası evet burası kokunun geldiği yerdi.
Etrafımda hiç ceset görmüyordum ne yapmıştım ölenleri, kendim bile bilmiyorum.
Ben yirmi bir yaşındaki basit bir gece avcısıydım, benim dünyamda imkansız diye bir şey yoktu. Benim işim karnımdı, karnım doyduğu sürece zararsızdım hatta bazen uysal bile olabiliyordum.
Bu ne iğrenç bir hayattı böyle! Unutulmuş bir mahallede varlığı bile bilinmeyen bir fuhuş apartında kiracıydım. Kendimi çok gülünç hissediyordum ama midem gülmeme izin vermiyordu bile. Daha fazla tutamadım yüzüme su serpmeden önce bolca kusmuştum.
Sonunda doğa galip gelmişti insan ırkına ayak uydurmak beni zaten çok yoruyordu. Artık neysem o olmalıydım galiba. O şehvetli gücü en son tattığımdan beri zar zor kendime hakim oluyordum. Bedenimi ele geçirmeye çalışan kötü ve kana susamış bir ruhla beraber yaşamak oldukça zor.

Artık bir karar vermeliydim ya durup üzüm suyu içip insanlarla yaşayacaktım yada evet insanlarla beslenecektim. Kurt olmak varken neden kuzu olayım ki dedim kendi kendime. Ama bir yanım katil olmama rağmen hayla ısrar ediyordu, bencil olma bunca zaman böyle yaşadın şimdi birden değişecek misin ?

Aklımdaki sorulara cevap veremiyordum ahhh tanrım ne yapacağım ben !
Sonra derin bir nefes!
Ensemde bir soğukluk var, korkuyordum ama ölmekten daha çok öldürmekten korkuyordum !

DOYUMSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin