Genç bir kızın sesiydi bu kafamı aniden çevirmemle boynuma sarılıp;" Uzun süredir seni arıyorum şapşal." Daha yüzünü bile göremedim kim bu diye iç geçirirken "gerizekalı"diyerek çıkıştı ve beni bir anda fırlattı. Duvara yapışmamla sinirlenip boğazını yakalamam aynı anda oldu sanki. Sağ elimle onu havaya kaldırırken çırpınıyordu kimdi bu hatırlayamıyorum. Onu yavaşça yere bırakıp kendimi yere attım gözlerimden kızıl damlalar akıyordu.
Adını hatırlayamadığım genç kız; " Elroc benim Ala !"
“ Beni nasıl hatırlamazsın beni kurtardığın o geceyi bile mi hatırlamıyorsun ? Senin sayende hayattayım hatırlasana.”Bu sözler kafamı iyice karıştırdı ben katil miydim yoksa bir can kurtaran mı ?
Ben kimim ?
“ Yine uzun süre kan içmedin değil mi ?"
Bu soru bana çok saçma geliyordu ama yine de yavaş ve kısık bir sesle “ uzun süredir içmiyorum. Peki sen kimsin beni nereden tanıyorsun yoksa sendemi benim gibisin? Tabi ya seni evime geldiğinde bu yüzden fark edemedim sen de mi vampirsin ?"
"Cevap ver bana kahrolası !"
Bir dakikalık sessizlikten sonra Ala;" Evet bende sendenim" dedi derin bir iç çekerek nasıl karşılık vereceğimi bilmiyordum.
Kendimi biraz toparlayıp yaralı bir çocuk edasıyla "Bana biraz anlatır mısın" ?
Ala;" Kızma ama bu ay içinde sana ikinci kez anlatacağım Elroc ama bu son lütfen iyi dinle sen ve ben sevgiliyiz sen beni kiyanların elinden kurtarmıştın onları kağıt gibi bölmüştün dün gibi aklımda . Sonra beni de kendi soyundan olan ketekli mensubu bir vampire çevirdin. Benle olan hikayen şuan bu kadar, kısa ve öz işte bu kadar.”
Evet, hatırlamaya başladım gözlerimi kapatıp derin bir iç çektikten sonra sanki farklı bir hayata açmıştım gözlerimi artık her şey daha normal geliyordu.
Şaşırmıyordum ev sahibi para alkol artık umurumda bile değildi insan olmaya çok alışmıştım galiba.
Ben ketekliler soyundan geliyordum. Doğuştan güçlüydüm ama her zaman güç mutluluk getirmez, tıpkı benim hayatımda olduğu gibi. Bazen de bolca düşman , huzursuzluk ve tehlike demekti. Bu yüzden mi hep saklanmıştım, sevdiklerimi kaybetmekten korktuğum için mi off ne çok korku var be !
" Ala biz seninle ne kadardır sevgiliyiz demiştin ?"
" İki yıldır raki.”
" Raki ?”
" Ben sana hep Raki derdim hatırlasana.” " " Her neyse boşver. Ne yapmayı düşünüyorsun Raki söylesene.”
Biraz durup düşündüm yapılacak en doğru şey neydi ki şu durumda “ Belki buradan kaçmalıydık belki de doğru düzgün bir yerlere gitmeliydik hı Ala ?"
" Olur Raki sen nasıl istersen."
" O zaman hemen toparlanalım ve şu pis kokan yerden gidelim.”
" Peki ama eşyalar, insanlar, ev sahibi, onlar ne olacak ?"
" Boşversene bu amına koyduğumun yerinden gidelim yeter ki. Belki de gitmeden ev sahibinin tadına bakmalıyız ne dersin Ala ?"
" Raki sen böyle değildin. Ne oluyor sana? İnsan öldürmemek için yıllardır bu çöplükte saklanıyorsun zaten. Şimdi ne oldu da tam tersine bir davranış sergiliyorsun? "
" Bundan sonra böyle Ala ne dersem o. Ben keteklilerin varisiyim ailem ortada yok.
O orospu çocuğu Akha benim yokluğumdan istifade edip çoktan ketekli dostlarıma kendini kralları ilan etmiştir bile !"
" Peki Raki hadi gidelim o zaman.
Ama nereye gideceğimizi bile bilmiyoruz ki."
" Offfff Ala kes sesini artık çok umutsuz ve güçsüzsün hep böyle miydin." Belki de Raki doğru söylüyordu ben güçsüz, ezik, çirkin biriydim ve onu bana bakması için zorluyordum sanki. Kendimi ayak bağı gibi hissediyordum. Ama bende bir vampirdim sonuçta benimde yardımım oluyordur değil mi? Off kendimle çatışmalarım hiç bir zaman dinmeyecek galiba.
İki sene geçmesine rağmen bu kahrolası garip duruma alışamamıştım tuhaf yetenekler. kana susamışlık bunlar eskiden sadece filmlerde oluyordu ama şimdi ben de bu durumun içindeydim.
Raki “Hazır mısın” diye seslendi.
Sadece kafamı sallamakla yetindim apartın koridoruna çıktığımızda rutubet kokusundan burnumu kapatma gereği duymuştum . Bir kaç basamak merdiven , bir demir kapı ve sonunda dışarıdayız derin bir iç çektim ve yavaş yavaş bıraktım.
Raki durmuş pantolonun cebindeki sarma tütünü ağzına götürüyordu ve bana dönüp “Çakmağın var mı?” diyerek seslendi. " Tabi ki hayır Raki " dememle çoktan ceketinin cebindeki kibrit kutusunu çıkarmış ateşlemeye çalışıyordu . Havadan olsa gerek bir türlü tutuşmamıştı çok bekletmeden elimle sigaranın etrafını kapattım ve sigarasından çıkan o berbat kokudan nasibimi aldım.
" Eee Raki şimdi ne yapacağız ?"
" Bilmiyorum Ala bilmiyorum sadece sinir ve sıkıntı başka hiç bir şey bilmiyorum." Onun bu derinliği üzüntüsü hiç geçmeyecek gibi. Nasıl yardımcı olabilir bana dokunmuyor bile sanki
sevgilisi değil de bir yabancıymışım gibi davranıyordu. Aslında onun açısından baktığımda hak vermiştim nede olsa geçici hafıza kayıpları yaşıyordu.
" Ala hadisene neyi bekliyorsun ?"
" Tamam tamam geliyorum !" Raki’yi seviyordum onun mavi gözleri, kumral saçları, uzun boyu, güçlü yapısı sanki sevdiğim her şeyin vücut bulmuş haliydi. Yürürken sürekli gözleri çevredeydi birilerini arar gibi bakınıyordu derken kendimi yerdeki taşlarla bütünleştiğimi hissettim .
“Salak !”
" Daha yürümeyi bile beceremiyorsun lafta bide bana yardım edeceksin."
" Beceriksiz seni."
" Bitti mi ?"
" Bitti !"
" Raki sadece ayağım takıldı ve düştüm niye bu kadar kızıyorsun?"
“ Çünkü kanla beslenmene rağmen bu haldesin ya aç kaldığında ne olacak !”
" En azından senin gibi insanlara hizmet etmiyorum !"
" Ahaha bunu bana sonradan gelme biri söylüyor yapma Ala beni güldürüyorsun.”
" Gül sen daha çok gülersin aptal sen sadece bir aptalsın !"
" Beni kızdırmak istemezsin Ala !”
" Kızdırıyorum ne yapacaksın beni demi öldürürsün !”
" Evet Ala senide öldürürüm.”
" Öldür o zaman ne bekliyorsun !”
" Biraz daha zorlarsan.”
" Hadisene konuşma hadii !”
"Kes sesini !
Beni rahat bırak be git artık !"
" Ne oldu ? Sıkışınca gitmemi istedin öldüremeyecek misin yoksa."
Aslında bu benim için hala bir umut olduğunu ve beni sevdiğini gösteriyordu.
Onu üzmek istemiyordum ama o beni hep zorluyordu .
Her neyse ilerleyelim.
" Neden gece olmasını beklemedik Raki? Hem o zaman insanlar da çevrede olmuyor çok daha hızlı ilerlerdik."
" Doğru söylüyorsun Ala ama çok bunalmıştım o pis kokulu yerde en azından kafamı dağıttım."
Elini kafasının arkasına götürerek.
" Hem ne olmuş normal insanlar gibi yürüyoruz işte." Diyip gülümsedi. Onu böyle neşeli görmek beni de sevindirmişti ki bende gülmeye başladım.
Onu hep böyle görmek için nelerimi vermezdim .
" Ala az önceki tavrım için özür dilerim.
Bilirsin işte kafam biraz karışık ve …"
Sözünün bitmesini beklemeden, " Önemli değil Raki seni seviyorum.”
“ Sağol Ala.”
Hava neredeyse kararmıştı geceyi geçirmek için bir yer bulmamız gerekiyordu ki benim söylemem gerek kalmadan Raki söylemişti
Yanında para var mı diye sorduğumdaysa gerek olmadığını ve karnımızı da doyuracağımızı söyledi.
İlk başta bir kaç hayvan kanı ve kamp falan zannettim ama o bir evin önünde durmuş sağa sola bakınıyordu .
“Raki yoksa !”
" Evet Ala evet ben bir vampirim ve karnımı doyurmam gerekiyor. "
" Öylece girecek ve içerideki insanları öldürecek misin bu kadar cani olamazsın !"
“Ala bak yüz yıllardır atalarımız bu insanlar yüzünden saklanıyor ve yılda üç kere avlanıyor. Niye biliyor musun yine insanlar için, gerisi hep hayvan kanı hiç bir şeyi bilmiyorsan beni hatırla daha sabah ne haldeydim işte bunun sebebi de bu insanlar!"
" Saçmalama Raki her kafan estiğinde suçu başkalarına atamazsın. Bu insanların sizin varlığınızdan bile haberleri yok nasıl onların suçu olabilir ki ?"" Umurumda değil Ala ben bu eve girip karnımı doyuracağım."
" Peki Raki öyle olsun seni tutmayacağım.”
" İstersen dene !"
Kapıya bir tekme ve içerideydi ama dona kalmıştı neye bakıyordu öyle ?
İçeride bir kadın oturmuş yatakta uyuyan küçük kızına masal okuyordu.
Olamaz yoksa Raki vicdanına yenik mi düşüyordu ? Galiba bu beni az da olsa sevindirmişti. onun hala vicdanı olduğunu bilmekse güzeldi.
Her neyse Raki iyi değildi ve benim de ona yardım etmem gerekiyordu. Off salak bana hep güçsüz olduğumu söyler yüzüme vurur alay eder ve eziklerdi ama aslında o bir hurdadan başka bir şey değildi.
" Hey Raki hadi gidelim artık buradan."
Kadın korku dolu gözlerle telefon elinde bizi bekliyordu konuşmaya bile korkuyor gibiydi yada dili tutulmuştu onun gibi bir şey.
Raki ise çok mütevazi bir ses tonuyla " Tamam Ala " demekle yetinmişti. Ve o evden sonunda çıka bilmiştik.
Şimdi ne yapacağımızı, nereye gideceğimizi, ne yiyeceğimizi hiç bir bok bilmiyordum. Raki aptal gibi davranıyordu bense zaten sümsüğün tekiydim düşünmekten beynim yanmış olmalıydı ki karşımda Raki’nin birilerini ısırdığını görüyordum.
“ Gel Ala ” Bu sesi ilk duyduğumda kendimi korku filmimde gibi hissetmiştim. Gerçekten ilk kez bu kadar ürperten bir sesle konuşuyordu.
Ne yapacağı belirsiz vahşi bir hayvan gibiydi.
Tam ona tamam demek üzereyken "Ala sakın gitme" diye bağıran bir bağırış duydum çok derinlerden haykırıyordu. Ama bu ses ! Peki karşımdaki. Kimsin lan piç ! Öylece kala kalmıştım, aklımla ödüm sevişiyordu galiba.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOYUMSUZ
VampireRakinin ailesini arayışı, karşılarına çıkan engeller ve Âla'nın ilk gün ki taze aşkı. Fantastik bir dünyanın içindeki. Vampir romanı.