TAEYANG ONE SHOTS

İlk Öpücük

Elindeki çantalarla onun işini bitirmesini bekliyordun. Grup arkadaşlarıyla yeni şarkının koreografisine çalışıyorlardı ve sen yemek getirince onları izleme şansına sahip olmuştun. Dong Young Bae, namı diğer Taeyang karşı komşundu. Üst kattaki yaşlı teyzenin bakkaldan aldıkları yanlış gelince ne yapacağı üzerine bahse girmiştiniz. Aslında şöyleydi, sen bastonu eline alır da siparişçi çocuğu kovalar demiştin. O ise peşinden terlik fırlatır demişti.

Yaşlı teyze terlik fırlatmayı seçmişti çünkü sonradan öğrendiğine göre bastonunu torunu o sırada kaçırmış. Yoksa bastonla kovalardı. Fırlattığı terliği geri almaya üşenirdi o.

Sende böylece iddiayı kaybetmiş bulundun ki çok da kaybedilmiş bir şey değildi.

Evet, şu an YG'nin binasında BIGBANG'in koreografisini izliyordun.

Ve senin hazırladığın yemekleri yiyeceklerdi.

Teyzenin torununu bulup şeker, çikolata bir şeyler vermeliydin. Hak etmişti çocuk.

"_______! Bitti, acıktık biz hadi yiyelim!"
Young Bae mutlu ve o kadar danstan sonra hala enerjik halde yanına gelirken gözlerini pörtlettin. Neden çünkü terlemişti ve üstündeki beyaz tişört altındaki kasları gösteriyordu. Böyle mi yiyecekti yemeği? Hayır hayır hayır... Sen de açtın. Yemek yemek istiyordun onu dikizlemek değil.

"Hyung! Bir üstümüzü değiştirelim. Karşında bir kız var. Böyle terli terli mi oturalım. O kadar beklet-"

"Tamam maknae!"

Young Bae kolunu küçük Seung Hyun'un boynundan dolayıp kendine çektiğinde onların bu hallerine güldün. Tekrar içinden geçiriyordun. O ufaklığa teşekkür etmeliydin.

Üyeler üstlerini değiştirmek için giderlerken sen de kafeteryaya doğru yöneldin. Şaşkın şaşkın etrafa bakıyordun tabii... Buradan mıydı? Yok ya buradan mıydı?

"Bakar mısın kafeterya nerede acaba?"diye yanından geçen birini durduğunda şaşkınca kimi durduğuna baktın. Şapkası yüzünden durdururken fark etmemiştin ama o Winner'dan Kang Seung Yoon'du. Kendi kendine söylenmeye başlamıştın. YG'de birini rastgele durduğunda ünlü olma olasılığı çok mu düşüktü arkadaşım? Neden önce kim olduğuna bakmıyordun?

Neyseki Seung Yoon oldukça nazik, kibar ve neşeli bir şekilde sana yolu anlatmıştı. Sen de onunla azıcık konuşmuş ve imza almış olabilirdin tabii ki... Fangirl duyguların tavan yapmıştı.

Mutlu mutlu kafeteryaya geldiğinde BIGBANG üyelerinin çoktan gelmiş olduğunu fark ettin. Young Bae'nin yanındaki sandalye senin için boş bırakılmıştı. Seni görünce hepsi nerede kaldığını, nasıl onlardan sonra gelmeyi başarabildiğini sordu. Duş bile almışlardı gerçekten ne konuşmuştun bu kadar? Yemekleri masaya yerleştirirken ballandıra ballandıra Seung Yoon ile olan karşılaşmanızı anlattın.

Üyeler dediklerine sakince kafa sallarken -pek takmayarak- yemeklere odaklanmışlardı. Young Bae ise gözleri kısılmış bir şekilde seni izliyordu.

"Kaç kişinin fanısın sen ya? Seni buraya getirmişim, sen bize ona olan fanlığını anlatıyorsun."

Young Bae kollarını birbirine dolayıp sinirli bir şekilde oturduğunda diğer üyeler hızlıca yemeklere gömülmüşlerdi.

"Sen de aç değil misin Bae? Yesene işte! Rahat bırak kızı."diye büyük Seung Hyun konuştuğunda ona gülümsedin. Senin gülümsediğini görünce parmaklarıyla kalp işareti yaptı ve klasik bir şekilde "You likeee?" ifadesini kullandı. Sen kahkaha atarken o da güldü ve yemeğinize döndünüz.