VIII

498 43 9
                                    

Birkaç dakika daha iskelede oturduktan sonra geri dönmüştük. Herkes hareketlerimizden bir şeyler olduğunu sezmiş olmalıydı ama bir şey sormadılar. Biz de kimseye herhangi bir şey söylemedik ama hepsinin yüzünde neler olduğunu az çok tahmin ettiklerini belli eden yaramaz bir gülümseme vardı.

Felix'ten ayrılmayı hiç istememiştim ama ne yazık ki saat ilerlemişti ve eve gitmem gerekiyordu. Felix araba kullanacak durumda olmadığı için beni Ryan ve Alice bırakmıştı. Eve biraz geç varmıştım bu yüzden hazırlanıp hemen yatağa girdim.

Mutluluktan ölecektim.

Bu gece dışarı çıkmadan önce böyle bir şey olacağını tahmin bile edemezdim ama olmuştu işte. Bir hafta sonra Felix'le başbaşa bir randevuya çıkacaktık. Hâlâ inanamıyordum.

Uyumakta oldukça zorlandım çünkü gözlerimi her kapadığımda geceden parçalar zihnime süzülüyordu. O güzel ve samimi ortam, Felix'in iskelede bana söylediği tüm o güzel sözler, beni neredeyse öpecek olması... O kadar heyecanlanmış ve mutlu olmuştum ki hâlâ karnımda kelebekler uçuşuyordu.

Sonuç olarak uzun bir çaba sonrası uyudum ve sabah uyandığımda aynada morarmış gözaltlarımla yüzleşmek zorunda kaldım.

Kahvaltımı yaptım, derslerimle ilgilendim, biraz kitap okudum ama yaptığım hiçbir şeye tam olarak odaklanamıyordum. Felix sürekli zihnimi meşgul ediyordu. Yaşadıklarımı biriyle paylaşmak istiyordum ve kiminle konuşmam gerektiğini çok iyi biliyordum.

Annem iş için evden çıktıktan sonra hazırlandım. Uykusuzluk, nöbetleri tetikleyebileceğinden dolayı ilaçlarımı aldım ve randevum olmamasına rağmen hastaneye gittim. Bugün başka herhangi bir işim yoktu.

Asansöre binebilirdim ama merdivenleri kullanmayı tercih ettim. Hastane merdivenlerini çıkarken zihnimde Felix'le tanıştığım gün canlandı. Gittiğim her yerde bana onu hatırlatacak bir şeyler yakalıyordum. O dağınık sarı saçlı çocuk kısa sürede hayatımda oldukça büyük bir yer edinmişti.

Yüzümde aptal bir gülümsemeyle Doktor Midwinter'ın odasının önüne geldim. İçeride biri var gibi görünüyordu bu yüzden oturdum ve beklemeye başladım.

Tahmin edilebileceği üzere Doktor Midwinter bir nörologtu ama benim için bundan çok daha fazlasıydı. Bazen ilaçlarımı kullanmadığım için beni azarlayan doktorum, bazense her şeyimi anlattığım en yakın arkadaşımdı. Benim için çok özel biriydi.

İçerideki hastası çıkınca kapı aralığından başımı uzattım. Beni görünce yüzünü şaşkın bir ifade kapladı.

"Lea," dedi gülümseyerek. "Burada ne işin var?"

"Merhaba Doktor. İçeri girebilir miyim?"

"Evet, bir sonraki randevuma kadar sana ayırabilecek yarım saatim var."

Gülümseyerek masasının karşısındaki kırmızı sandalyeye oturdum.

"Seni görmeyi beklemiyordum," dedi gözlüklerini çıkarırken. "Bir sorun yok değil mi?"

"Hayır, her şey yolunda. Aslında... Her şey ilk kez yolunda gidiyor. Sana anlatmak istediğim şeyler var. Bu yüzden geldim."

Doktor yüzümdeki gülümsemeyi inceledi. "Çok mutlu görünüyorsun, seni böyle görmeyeli uzun zaman olmuştu. Son geldiğinden bu yana güzel şeyler olmuş anlaşılan."

"Evet, oldu." Derin bir nefes aldım ve hızlıca konuya girdim. "Doktor, ben bir çocukla tanıştım."

Doktor şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. "Gerçekten mi?" İlgiyle öne eğildi ve gülümsedi. "Nasıl biri bu çocuk?"

FelixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin