IX

444 43 0
                                    

"Roy, sen ne yaptığını sanıyorsun!" diye bağırdım istemsizce. Etraftaki birkaç göz bize çevrildi. Ses tonumu düşürdüm. "Bırak beni!"

Beni dinlemedi. Hızlı adımlarla okulun arka tarafındaki koruluğa doğru ilerlemeye başladı. Kolumdan tuttuğu için peşinden sürükleniyordum.

"Roy!" Kolumu çekiştirmeye ve ona engel olmaya çalıştım. Çabalarımın boşuna olduğunu biliyordum çünkü Roy fiziksel olarak gerçekten güçlü birisiydi. Yanında oldukça ufak kalıyordum. Elinden kurtulamayacağımı biliyordum, yine de karşı koymaya devam ettim.

"Sana beni bırak dedim!" Hâlâ okul sınırları içindeydik ve onun öğrencilerin içinde bunu yapması sinirlerimi bozmuştu. "Konuşacak hiçbir şeyimiz yok!"

"Var! Lea konuşmamız gereken bir sürü şey var!" En sonunda bana bakmış ve cevap vermişti. Bakışları ilginç bir şekilde samimi ve endişeliydi. Gözleri ona güvenebileceğimi söylüyordu ama bu duruma anlam veremiyordum.

Benden ayrılmıştı, benimle uzun zamandır konuşmamıştı ama beni başka biriyle gördükten sonra böyle garip davranmaya başlamıştı. Onu birçok kişiden daha iyi tanıyordum. Sonuçta sekiz aylık bir birlikteliğimiz olmuştu. Bu süre içinde onu tanıdığım kadarıyla Roy'un kıskançlıktan saçma şeyler yapacak biri olmadığını biliyordum. Hareketlerine anlam veremememin sebebi buydu.

Ona karşı koymayı bıraktım ve beni okulun arkasındaki koruluğa sürüklemesine izin verdim. Koruluğun iç taraflarına gittiğimizde kolumu bıraktı. Serbest kaldığım an iki adım geriledim.

"Ne söyleceksen çabuk söyle. Bu şey bir an önce bitsin istiyorum."

Roy sırtını arkasındaki ağaca yaslayarak kollarını bağladı. "Benden bu kadar mı nefret ediyorsun?"

Cevap vermedim. Ona karşı olan duygularıma nefret demek yanlış olurdu.

"Hatırlıyor musun?" diye mırıldandı. "Aynı bunun gibi bir korulukta kız arkadaşım olmanı istemiştim."

"Roy, saçmalıklarını dinleyecek vaktim yok."

"Değiştin Lea," dedi sessizce. "O çocuk sayesinde mi?"

"Ne değişiminden bahsediyorsun?" diye sordum.

"İyi bir değişimden bahsediyorum," dedi. "Eski zamanlardaki gibi mutlu görünüyorsun. Gözlerindeki ışıltı geri döndü." Bakışlarını yere indirdi. "Jeremy'nin doğumgününden beri ilk kez bu kadar iyi görünüyorsun. Geçtiğimiz iki ay senin için oldukça zor bir süreçti, değil mi?"

"Sayende," dedim öfkeyle. "Sen, Sasha, Arnold ve Jeremy sayesinde son iki ayımın pek güzel geçtiği söylenemez. "

"Emin ol, anlıyorum."

"Anlayamazsın, sen hiç benim durumuma düşmedin."

"Senin başına gelenler gerçekten korkunç şeyler, bunları anlayabiliyorum. Çünkü seni empati yapabilecek kadar iyi tanıyorum."

Böyle şeyler söyleyince ona kızamıyordum çünkü haklıydı. Birbirimizi gerçekten iyi tanıyorduk.

Yine de ona çok kızgındım ve ağzıma geleni söylemek konusunda kendime engel olamıyordum.

"Beni gerçekten bu kadar iyi tanıyor olsaydın beni yalnız bırakmazdın," dedim buruk bir sesle. "Çünkü eğer beni gerçekten tanıyor olsaydın, yalnız kaldığımda harabeye döneceğimi bilirdin."

Bana doğru yaklaşmaya başladı. "İşte benim seninle konuşmak istediğim konu da bu..."

"Hayır!" Bana yaklaştıkça geriye doğru adımlar atmaya başladım. "Benden sırf yanımda görünmekten utandığı için ayrılan eski sevgilimle bu konuyu konuşmayacağım!"

FelixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin