Araf'la bir süre daha kafede kaldıktan sonra eve gelmiştim. Çantamdan anahtarımı çıkararak kapıyı açtım.Kapının klik sesi boş apartmanda yankılanırken eve girdim.
"Ben geldim annelerin en güzeli."
annem gülümseyerek yanıma geldi.
"Hoş geldin tatlım,günün nasıl geçti?"
"Eh işte idare eder."
ayakkabılarımı çıkardıktan sonra odama girdim. Pofuduk terliklerimi ayağıma geçirdikten sonra midemdeki garip seslerle aç olduğumu hissettim.Alt kattaki mutfağa ilerleyerek anneme sarıldım.
"Minik kızın çok aç anne ." dedim neşeyle kıkırdayarak.
"Sofrayı sen gelmeden önce hazırlamıştım canım ,geç bakalım."
iştahla sofraya oturdum.Özenle hazırlanmış sofradaki yemekler karnımın daha da acıktırıyordu.Yemeklerimizi yerken annemle sohbet ettik.
"Anne yarın Araf'la buluşacağım ,sinemaya gideceğiz."
annem şaşırmış gibi yaparak hayretle bana baktı.
"Ooo Ada Hanım ,dışarıya çıkar mıydın sen?"
"Abartma anne ,hep evde değilim ya."
annem gülerek anlayışla baktı.Yemeğimi bitirdikten sonra sofrayı toplamak için anneme yardım ettim.İşimi bitirdiğimde odama çıkarak camın önündeki geniş koltuğa yayıldım. Son okuduğum kitabı bitirmek için üzeri kitap dolu sehpaya uzandım. Kitabın sayfalarını çevirdikçe başka bir dünyaya ışınlanıyordum sanki.
Kitap okumaya kendimi öyle kaptırmışım ki havanın karardığını romanımı bitirince anladım.Bu romanında sonu kötü bitiyordu.Ne zaman böyle kötü sonla biten romanlar okusam ,son sayfasında boşluğa düşüyordum.Huzursuzca iç çektim ve buruk bir şekilde kapağını çevirdim.Doğrularak sehpaya koymuştum.kitabın son sözü zihnimde dolaşırken telefonumla uğraşmaya başladım. Yarını düşündükçe içim öfkeyle doluyordu.O uyuzun beni deli edeceğine neredeyse yemin edebilirim!
"Şimdiden sinirlenip kotanı doldurma Ada yarın bol bol sinirleneceksin ." diye kendime hatırlatmalarda bulundum.
Güney'le iki yıldır aynı okulda ,hatta aynı sınıfta olmamıza rağmen bir türlü iyi anlaşamıyorduk.Sürekli beni rezil etmek için uğraşıyordu.Pis gıcık!
Telefonumu koltuğa bırakarak duş alma kararı aldım.Banyoya yöneldim ve üzerimdeki giysilerden kurtuldum.Ilık su trenin rayda hareket ettiği gibi bedenimde yol çizerken ben çoktan suyun huzur verici kollarıma kendimi bırakmıştım.
Banyodan çıktığımda saat on ikiye geliyordu.Kurutma makinesiyle uzun saçlarımı kurutmaya çalışırsam annemi uyandırabilirim diye düşündüm ve uzun saçlarımı beyaz havluya sardım.Kendi kendine kurumasını beklerken yatağıma oturdum ve defterimi incelemeye başladım.Yazdığım yazıları teker teker okudum .Uykunun ağır yükü bedenimle buluştuğunda daha fazla direnmeyerek yatağımın içine girdim. Göz kapaklarım istemim dışında kapanırken ben çoktan huzur verici uykuya teslim olmuştum.
Uyandığımda güneşin keskin ışınları odamın büyük pencerisinden gözlerime acımasızca çarpıyordu.Yüzümü buruşturarak uyandım.Güneşi engellemek istercesine elimi cama tuttum.Perdeleri kapatmayı unutmanın cezasını fena halde çekiyordum.Araf'ın birbiri ardınca gelen mesajları uyanmama daha da yardımcı olmuştu.
Araf:Günaydıııı
Araf:Uyandın değil mi?
Araf : Almaya geliyorum seni ,hazırlan :) :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONbahar
ChickLitSonbahar papatyası belkide hayatının özetiydi. Dertlerini satırlara fısıldayan genç kızın hayatında artık içindeki beyaz elbiseli çocuğu papatyalarla büyüten bir adam vardı...