8.BEYAZ KRİZANTEM

73 19 5
                                    

Beren gözlerini açmaya çalışırken bir yandan da rüyasında gördüğü anılarından kopmamak için kendisini rüyalarına esir etmeye çalışıyordu. Son birkaç gündür Çağan ile yaşadıkları ona çok ağır gelmiş, onu yıpratmıştı. Bu yüzden anılarını hatırladıkça onları sanki kaydı başa alırcasına tekrar tekrar gözlerinin önünde oynatıyordu.

Bu sabah uyandığında rüyasıyla ile ilgili aklında kalan son şey Çağan'ın onu ilk öpüşü olmuştu.

Tam üç sene önce o gün... Beren o zamanlar üniversitenin ilk günlerinde Çağan'dan etkilendiğini asla belli etmezdi. Aksine kendisini bile ondan ölesiye nefret ettiğine inandırmak için baya bir çaba sarf etmişti.

O gece onun arabasından indiği zaman nasıl olduğunu bile anlamadan Çağan onu dudaklarına hapsetmişti. O zamanlar tiksindiği, görmeye bile tahammül edemediği adam üç yıl sonra Beren için vazgeçilmez bir varlığa dönüşmüştü. Şimdi ona muhtaç hissediyordu kendisini.

Gece rüyasında Çağan ile ilk öpüştüğü zamanı, o geceyi görmesini son zamanlarda onunla uzunca bir süre ayrı kalmalarına, ona olan özlemine yormuştu.

Kendisine geldiğinde arkasından onun belini kavramış olarak uyuyan Çağan'ın sıcak tenini hissetti. Vücudunu onun yüzünün hizasına getirebilmek için çevirdi. Onu, varlığını daha fazla hissetmek istercesine gözlerini uzunca bir süre onda kenetledi.

Dün hatırladığı son şey çalışma masasında çizim yaptığıydı. Sonrasında bir sıcaklık, ardından da başının bir omuza uzandığını hissetmişti. Yorgunluktan bitkin düşmüş vücudu göz kapaklarının açılmasına dahi izin vermemişti. Yalnızca hissettiği sıcaklığın güven dolu kollarına kendini teslim ettiği olmuştu. Bedeni sert bir zemine dokunduğunda gözlerini kirpiklerinin altında yarım açmış ve Çağan'ın uzaklaşan bedenini görmüştü. Onu kolundan tuttuğunu hatırlıyordu ama işte o kadar. Bir de 3 yıl önceki Çağan vardı işte rüyasından hatırladığı.

Bu düşüncelerinden sıyrılarak şimdi, şuan da yanında bulunduğu Çağan'a uzunca hasret dolu bakışlarla bakıyordu. Çağan gözlerini yavaş yavaş açarken Beren'in yemyeşil sıcacık bakan gözleriyle karşılaştı. O an bu gözlerden nefrete dair hiçbir duygunun kalmadığını gördüğündeyse oldukça rahatladı. O da kendi kahverengiliklerini ona çevirdi, biraz mahcubiyetle. Yaşanan her şeye rağmen, yapılan bütün hatalara rağmen daha büyük bir istekle gözlerini gözlerinden hiçbir şekilde ayırmadı, kirpiklerinin aralarında duvar olmasını bile istemediğinden gözlerini kırpmadı bile.

Beren onun hayatının vazgeçilmez bir parçası olmuştu. Belki sevildiği kadar sevmiyordu ama o da çabalıyordu.

Çağan hayatında tek bir kadını çok sevmişti. Annesini. Onu kaybettiğinde sevgisini de onunla birlikte gömmüştü. Şimdi gerçekten çabalıyordu, gömdüğü sevgisini arayıp bulmaya çalışıyordu en derinlerinde.

Aralarındaki sessizliği Beren'den Çağan'ın yanağına konan ufak bir öpücük bozdu.

-Dün gece çok bekledim seni.

Geri çekildiğinde ise dudaklarından bu sözcükler döküldü.

-Senin gelmeyeceğini sanıyordum, sensizlik beni çok yormuştu. Kafamı dağıtmam gerekiyordu.

Dedi ve dün gece yaşadıklarından sonra kendini biraz pişman hissederek gözlerini Beren'in gözlerinden uzaklaştırdı.

-Bundan sonra ayrı kalmayalım, ne olursa olsun. Sen benim EN'lerimsin. En yakın arkadaşım, dostum, sırdaşım; sen benim bu hayatta en sevdiğimsin.

Dedi ve Çağan'ın ona bakmayan gözlerini kendisine çevirdi. Dudağına kalbinin en derininden gelen hisleriyle bir öpücük kondurdu. Çağan'da ona karşılık verdiğinde başta ufacık, masum olan öpücük arzunun sıcaklığıyla daha da büyüyerek çoğaldı. Çağan öpüşmenin son bulması niteliğinde olan uzun ve baskılı olan öpücüğü Beren'in dudaklarına yöneltip geri çekildi.

BENİ BANA FISILDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin