《8. Bölüm》

906 53 7
                                    

Saçları kuruyan Baekhyun kendi masasına ilerleyip gereken kitaplarını alarak derslerinin başına oturdu. Normalde ders yapmayı sevmeyen biriydi.

Birkaç saatlik çalışmanın ardından oturduğu sandalyede gerinerek yatağın üstünde duran telefonuna uzandı. Yurtta kalmalarının en güzel yönü sınırsız internet vardı. Şifreyi girdikten sonra gelen mesaj ve bildirimlere tek tek bakmak yerine sadece aradan önemsedikleriyle ilgilendi.

Kakao Talk'a girdikten sonra gelen mesajlara cevap verirken eski okulumdan bir kızdan gelen mesaj dikkatimi çekti. Uzun zamandır bir kızla konuşmadığım için tuhaf gelmişti.

"Gönderen: Min Sun

Mesaj: Uzun zaman oldu Baek. Kai ile sevgiliymişsin? Sanırım bundan sonra başın belada ;)"

Baekhyun gelen mesaj ile ürkmüştü. Kai'ye söylemeliydi biliyordu. Min Sun, Kai'yi nereden tanıyordu? Eski okullarında Kai'yi görmediğinden emindi. Belki de küçükken tanışmış olabilirlerdi.

Baekhyun söyleyip söylememek arasında kararını veremiyorken tedirgin bir şekilde odanın diğer ucundaki masada ders çalışan sevgilisine baktı.

Numaraya tıklayıp resmine baktığında hiçbir şey olmadığını fark edip hüsrana uğrasa da sorun etmemeye çalıştı. Sonuçta Kai ile sevgiliydiler ve ayrılmayı düşünmüyorlardı.

"Kai?" Baekhyun fazla yüksek olmayacak şekilde sevgilisine seslendi. Morali aşırı derecede bozulmuştu ve bozulmaya devam ediyordu.

"Efendim Baek?" Kai oturduğu sandalyeyi arkaya döndürürken sordu. Uzun süredir konuşmadığı için sesi çatallı çıkmıştı. "Ne zaman yatacağız? Benim uykum geldi." Oturduğu yerden gerinerek kalktı Baekhyun.

***

*Baekhyun'un Ağzından*

Sınıfta boş boş oturuyordum. Yine her zamanki gibi sınıftakiler kendi haline konuşuyordu. Dünden beri aklıma takılan tek şey gelen mesajdı. Aklımdan çıkmak bilmiyordu. Kim olabileceğini bilmiyordum. Ve aklıma hiçbir kimse gelmiyordu. Zor olan konu ise Kai'ye hala söyleyememiştim. Elimdeki kalemi hırla döndürmeye başladığımda karşımda beliren Kai ile oturduğum yerde sıçradım.

"Nasılsın sevgilim?" dirseklerini masaya koyduktan sonra çenesinin altında sabitleyip gözlerimin derinliklerine bakmaya başladı. "İyiyim ama değilim de." mırıldanarak cevap verdim. Söyleme zamanımın geldiğini hissederken bir süre Kai'yi inceledim.

"Dün gece bir mesaj geldi bana. Seninle sevgili olduğum için başımın belada olduğunu söylüyordu mesajı yollayan kişi." Mesaj aklıma geldiği gibi tüylerim diken diken olmasına rağmen devam ettim. "Kimin gönderiği belli mi? İsim falan yazıyor muydu?" Kai merakla sorduğunda sesi kalınlaşmış ve sinirden dolayı gözü seğirmeye başlamıştı.

"Min Sun diye hatırlıyorum. Telefonumu karıştırırken görürsün diye mesajı sildim. Emin değilim." Kai dediğim isimden sonra kaşlarını çatıp derin soluk aldı. İlk defa onu böyle görüyordum. "İyi misin Kai? Tanıyor musun onu?" merakla sorup parlayan gözlerimi ona diktim. Tanıdığı kesindi ama nereden veya nasıl tanıdığı hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.

"Orta okuldayken beni seviyordu. Onu kabul etmediğim için bana takmıştı. Benim hakkımda her şeyi biliyordu ve odama kamera yerleştirmişti. O zamanlar yaptığım her şeyi izliyormuş. Onun sapık olduğuna karar verdiğimde ailesiyle konuşup tedavi almasını önerdim. Fakat yine bulmuş beni." Kai kısaca anlattığında şaşkınlıktan ne yapmam gerektiğini bilemedim.

PromiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin