Promise

《2. Bölüm》

--- Bir Önceki Bölümden Hatırlatma---

"Ne sözü?" Bay Oh merakla sorduğunda Baekhyun duraksadı ve yutkundu. Birkaç saniye bekleyip hemen ardından "Tam olarak üç yıl sonra benim istediğim olacak. Yani ben bu okuldan mezun olduktan sonra rahatlıkla ilişkiye girebileceğiz. Bana söz vermenizi istiyorum." Baekhyun, Bay Oh'un itiraz edeceğini biliyordu.

Bunu bile bile böyle bir teklif sunması da fazlasıyla saçmaydı ama yapabileceği ve elinden gelen başka bir şey yoktu. "Tamam söz veriyorum." Baekhyun duyduklarıyla şok olmuştu. Bunu gerçekten beklemiyordu.

---Bir Önceki Bölümden Hatırlatmanın Sonu---

----

Baekhyun fazlasıyla dalgın bir şekilde okuldan çıktıktan sonra direk fazla uzak olmayan kuaföre gitmişti. Saçlarını siyaha boyatmak zorunda olduğunu belirterek koltuğa oturdu ve kuaförün saçlarını boyaması için biraz bekledi. Bir yandan telefonla ilgileniyor bir yandan da boya için bekliyordu.

"Geçen sefer geldiğinde üzgündün şimdi de dalgınsın ne oldu anlatmak ister misin?" Kuaför, Baekhyun'un saçlarına parça parça siyah boyayı sürerken sordu. "Sevdiğim kişi sınıf öğretmenimiz. Normalde hislerimle dalga geçip beni sürekli herkesin önünde küçük düşürmeye çalışıyordu ama bana bugün ben okuldan mezun olduktan sonra benimle sevgili olacağına söz verdi." Baekhyun hala dalgın dalgın bakarken kısaca açıkladı.

"Anladım. Kaçıncı sınıfsın?" Kuaför son kısma da boyayı sürdükten sonra "Onuncu sınıfım." Baekhyun olduğunca kısa cevaplar veriyordu. Biran önce işinin bitmesini ve gitmek istiyordu.

"Daha çok uzun zaman var okulu bitirmene o zamana kadar ona olan hislerinin yok olacağından ve sadece eski komik bir anıdan ibaret olacak." Kuaför saçlarını boyamayı bitirdiği Baekhyun'u orada yalnız bırakarak boya malzemelerini arkadaki odaya götürdü.

Baekhyun kafasındaki boyayı beklerken telefonuna gelen mesajlara cevap veriyordu.

"Minari: Neredesin? Ne zaman döneceksin yurda? "

Baekhyun, Min Hwan'dan gelen mesajla göz devirdi. Babası gibi davranıyordu adeta. Cevap vermek yerine köşedeki telefon simgesine basarak telefonu kulağına götürdü. "Neredesin?" Baekhyun telefon açıldığı gibi direk soru soran Min Hwan'a sinirlense de sakin durup "Kuafördeyim. Gel istersen." sakince cevapladı. "Yok gelmeyeceğim. Sen işini bitirdiğin gibi gel direk." Min Hwan tembihleyip telefonu kapadı.

***

"Baekhyun yine saçlarını boyatmış. Sebebi de Bay Oh'un onu azarlamasındanmış. Çıkışta odasına çağırmış. Kesin ceza verecekti. Baekhyun denen çocuk da saçlarını boyamayı bu yüzden kabul etmiş. Acaba aralarında başka bir şey oldu mu?" Baekhyun'a bakan kızlar kinaye dolu bir sesle söyleyip aşırıya kaçan bir kahkaha attılar. Baekhyun onları umursamayıp kendi odasına döndü. Normalde yakın olduğu kişiler en ufak bir olayda arkasından konuşuyordu.

Baekhyun odaya gidip ardından kapıyı kapadığında Min Hwan'ın önüne damlaması bir olmuştu. "Ne var yine?"Baekhyun bezgin bir tavırla sordu. Min Hwan'ın her yerde karşısına çıkmasından sıkılmıştı. "Saçların yakışmış" Min Hwan, Baekhyun'un saçlarına dokunurken söyledi. Baekhyun göz devirip Min Hwan'ın yanından geçerek odaya girdi.

"Sanki daha önce hiç görmemişsin gibi davranmayı kes" Baekhyun kendini yatağa atarken söyledi. "Ne oldu moralin bozuk? Bay Oh neler dedi?" Min Hwan yatağa Baekhyun'un yanına oturdu. Baekhyun da oturur pozisyona geçti ve "Saçlarımla iligli bir şeyler söyler sandım ama benim ona karşı olan sevgim hakkında konuştuk. Liseden sonra sevgili olabiliriz anca dedi. Şimdi olursa eğer ya ben okuldan atılırmışım ya da o işinden atılırmış. Öyle dedi." konuşmalarını özetledi.