Yeni bölüm geç geldi biliyorum ama 2484 kelime ile ve bölümdeki olaylar ile değdiğine inanıyorum.
Neyse bölüm sonunda tekrar yazacağım siz bolume geçebilirsiniz
İyi okumalar...
Hepinizi seviyorum...Zeynep Şadoğlu
Mirza'nın kolları belimi bulurken benim kollarım da onun boynunu buldu. Nefes alış verişlerimi düzene sokmaya çalışırken Mirza benden ayrılıp yüzümü avuçları arasına aldı. Konuşuyordu ama ben anlamıyordum.
Gözyaşlarım yanaklarımı ıslatırken bana endişeyle bakan Mirza'ya
"Ç-çok korktum!" diyince Mirza derin bir nefes alıp verdi ve beni göğsüne çekti. Yan taraftaki hareketlenme ile yan tarafa baktım. Zelal anne bana dolu gözlerle bakıyordu. Aşağıya bakınca da herkesin merdivenin başında durmuş bize baktıklarını gördüm. Yine sağ tarafa dönüp Mirza'nın kolları arasından çıkıp Zelal anneye sarıldım.
"Kusura bakma kızım, bilmez-"
"Olurmu öyle şey anne benim ayaklarım birbirine dolandı."
Zelal anne ayrılıp yüzüme baktı ve alnımı öpüp tekrar sarıldı.Mirza'ya baktığımda hâlâ gözlerinde endişe kırıntıları görünce Zelal annenin kolu arasından çıkıp Mirza'ya döndüm.
Zelal anne de aşağıdakilere bakıp "Hadi herkes kahvaltıya"dedi ve bize dönüp
"Oğul sen de karını götür bi elini yüzünü yıkasın."dedi ve aşağı indi. Aşağı da kimse kalmayınca Mirza'nın elini tutup odaya geçtim.
Mirza Şadoğlu
Zeynep elimi tutup odaya girince öylece yüzüne baktım. Bir nevi şoktaydım. Zeynep elini kaldırıp yüzüme dokununca gözünden bir damla düştü.
"M-Mirza?"
Hemen ellerini bırakıp korkudan titreyen bedenini sarmaladım ağzından çıkan hıçkırık ile ağladığını anladım ve benim de gözümden bir damla yaş düştü. Dün gece onu o kadar çok hissetmişken kaybetmek...
"Güzelim?"diye fısıldadım.
"Hı?"
"İyimisiniz?"
"Hı hı"
"Allahım çok şükür."Yüzünü avuçlarım arasına alıp alnımı alnına dayadım. Ve sol elimi karnına götürüp alnını öptüm.
"Çok korktum Mirza, öyle birden ayaklarım birbirine dolanınca düşeceğimi sandım ve
be-bebeğimizin-" ağzından kaçan hıçkırık ve gözünden düşen yaş karnına koyduğum elime damlayınca benim de gözlerimden süzülen damlalar ona eşlik etti.
"Şşhh tamam bak buradasınız, yanımdasınız, hadi ağlama bizi bekliyorlar." Zeynep kollarını çekip gözlerini sildi ve lavaboya girdi arkasından ben de gidip elimizi ve yüzümüzü yıkayıp tekrar aşağı indik. Herkes kahvaltısını yapıyordu biz de oturup kahvaltıya başladık.
Annemler Zeynep'in iyi olduğuna ikna olunca biz de hastaneye gitmek için masadan kalkıp kapıya doğru gittik.Babam, annem ve abim çıkınca ben de Zeynep'in yanağına minik bir buse kondurup arabaya bindim ve hastaneye doğru sürmeye başladım.
Hastaneye gelince hemen babaannemin yanına çıktım.
Herkes buradaydı, amcamlar kuzenlerim ve halamlar.
Dilber sultanın yanına gidip elini öpüp başıma koydum.
"Nasılsın sultanım?"
"İyi değilim oğul, kıstırdınız beni bi odaya nasıl iyi olam?Eve gidelim artık."
İçeriye giren selim abiye
"Doktorla konuştun mu?"diye sordum. Çünkü ben odaya girmeden önce o doktorla konuşuyordu.
"Konuştum hatta çıkış işlemlerini bile hallettim."Gülümseyip babaanneme döndüm.
"Gözün aydın sultanım," diye söylendim. Yaşlılığın getirisi olarak kulakları biraz ağır duyuyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL (Tamamlandı)
Fiction généraleTek bir gece, sadece bir gecede tüm hayatınızın değiştiği oldu mu? Ya da tüm hayallerinizin yıkılıp mutsuzluğa sürüklendiğiniz? Sabah olduğunda artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bildiğiniz oldu mu? O'nun oldu. Zeynep Hanoğlu. Farklı duygu...