CAİSE
Kandorlar ve Manconlar kaçmaya başladı. Bende fırsattan istifade kaçmaya başladım.
Derek ; "kızı hemen yakala " Lestat onaylarcasına başını salladı. Ve ben ise deli gibi koşmaya başlamıştım. Bana göre çok hızlı Onlara göre ise gayet yavaş koşuyordum. Derek'in beni itmesinden dolayı duyduğum acıyı, alnımdan süzülen kanı yeni fark etmiştim. Ardından önümde lestat belirdi.
"gel buraya açık büfe" diyerek beni kucağına alarak koşmaya başladı. Bu ne şimdi. şişe kapağı gibi her yerden çıkıyorlar.
Öyle hızlı koşuyordu ki nefes almakta zorluk çekiyordum. Bir silah sesi duyuldu ve sarsıldık. Vurulan Lestatt'i beni yavaşça yere bıraktı ve hızla arkasını döndü.
Sinirle avcıya doğru giderken gözleri,Derek'in gözleri gibi siyaha dönüştü. Avcının ateş etmesine aldırmadan ona doğru yürümeye devam etti. Hızlı bir el hareketiyle kolunu kırdı ve boğazını ısırarak parçaladı. Ben dehşete düşmüştüm.
O, kurşunları tek tek çıkarırken ben korkudan donakalmış bir şekilde sadece onu izliyordum. Dehşetle, hızla yarasının iyileşmesini izlemeye devam ettim. Derek ve Kandorlar diğer avcılarla savaşırken yanımıza kadar gelmişlerdi.
Lestat te onlara yardım ediyordu. Kandorlardan biri avcıların elinden üstünde değişik bir sembol olan tahta bir kutu aldı. Üçünün de gözleri simsiyahtı.
O kadar korkmuştum ki başımı bacaklarımın ve kollarımın arasına alarak bütün bunların bir rüya olduğunu söylüyordum.
Kandor leon konuşmaya başladı "sizi bilmem ama ben gidiyorum."
Derek ;" kaçamayız kızı almak zorundayız."
Lestat ;" sayıları çok fazla Derek. Onu sonra alırız."
"Lestat haklı Derek. Hem ikinci önemli şey bende. Hadi burdan gidelim çabuk. "
silah sesleri durmuştu. Bir şey koluma dokundu. Bende panikleyerek çığlık atmaya başladım.
" lütfen bırak beni, lütfen öldürme. Yalvarırım, kimseye bir şey söylemem. Bana zarar verme."
Avcı Sam; "tamam, tamam. Sakin ol hepsi geçti, bitti artık." Yavaşça kafamı kaldırırken Sam'in şaşkın bakışlarıyla karşılaştım. Kendime çeki düzen vererek kalkarken dayanamayarak Sam'in kucağında ağlamaya başladım.
Sam esmer, gamzesi çok tatlı, uzunca düz saçlı yakışıklı bir gençti. Sam'in kuzeni Nick ise 25'li yaşlarda yeşil gözlü, buğday tenli, kolay sinirlenen bir insandı.
Avcı nick ; "onu almışlar. O şeyi almışlar. Lanet olsun" diyerek Ağaca vurdu.
Arkasından bir el omzunu tuttu. Bu yarı büyücü yarı ölümsüz avcısı olan selene'di. Selene uzun boylu,harika sarı dalgalı saçlı hafif belli olmayan çilli yüzüyle çok tatlı , 20'li yaşların sonunda bir kızdı.
" tamam sakinleş biraz. Onu geri alacağız."
"Sam kız iyi mi ? İyi misin tatlım " Sam'in omzundan sakince kafa mı kaldırarak " şey ben iyiy..." derken Sam'in kucağına bayıldım.
Gözlerimi yavaşça açmaya çalışıyor, ayılmak için uğraşıyordum.birden vücudumun ölesiye ağrımasından doğrulamıyordum. Başım, kolumdan daha çok arıyordu. Kafamda yara bandanası, incinmiş bileğimde de sargı vardı. Kendime gelmem çok sürmedi.
Bir an da fark ettim ki burası benim odam değildi. kiremit resimli duvar kağıtlarıyla dolu hiç penceresi olmayan bir odaydı. Panikleyerek yataktan kalktım. Başım biraz dönmeye başladığından hemen geri oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~YENİ YAŞAM~
VampireO hiçbir şeyden habersiz mutlu ve basit yaşayan bir kızdı. Ta ki kasabaya gelen yabancılarla tanışana kadar. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve gizemli bir maceraya atılarak kim olduğunu bulucak tı. Sadece sıradan bir kızın sıradan olmayan b...