Gün 10: Birini öldürdüğün ortaya çıktığında cezan ne olurdu?

414 10 8
                                    

Spoiler vermeden, görmek ister misiniz? (İsimleri rastgele verdim ve polisiyede (yazmada) daha çok yeniyim yani pek iyi olmayacak.)

Haru'nun her zamanki gibi davanın sonunu getirme vakti gelmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Haru'nun her zamanki gibi davanın sonunu getirme vakti gelmişti. Zavallı Fuyu'nun ölümüne neden olan kişinin cezasını çekmesi gerekti. Ve oğlan konuşmaya başladı:

"Olayı çözdüm. Suçlunun Fuyu-san'ı yalnız yakalaması gerekiyordu. Ancak onunla özel buluşmak istemesi fazla dikkat çekerdi. Bu nedenden dolayı suç saati olarak serbest zamanı seçmesi gerekiyordu. Fuyu-san'ın her gün bahçe gezisine çıktığını herkes biliyordu ama bilinen sadece onunki değil. Serbest saatte herkesin ayrılıp kendi işlerini yaptığını ve bu işlerin ne olduğunu suçlu herkesten daha iyi biliyordu. Suçlu kimseye görünmeden bahçeye çıkabilmek için her odada bulunan pencereyi kullandı, çünkü ana kapıdan çıkarsa Maki-san'ın onu göreceğini biliyordu. Suçlu, Fuyu-san'ın yanına rahatlıkla gelebilirdi artık, çünkü kimsenin onları göremeyeceği bir noktadalardı. Onu öldürmek için bahçe malzemelerinin bulunduğu kulübeden aldığı bahçe makasını kullandı. Fuyu-san neyin geldiğini anlayamadan suçlu bahçe makasıyla onu öldürdü. Ardıdan cesedi çöp öğütücüsüne kadar sürükledi. Ardından cesedi öğütüp çıkan kanı, bahçe hortumunun yanında bulunan kanalizasyon boşluğuna boşalttı. Çimlere bulaşan kanı temizlemek için de hortumu kullanıp çimleri suladı. Çimlerin ıslak olmasının sebebi buydu. Artık geride kanıt bulunmayacak duruma gelinmişti. Suçlu tüm kanıtları yok etmişti. Yalnızca fark edemediği iki şey vardı. Birincisi, Fuyu-san'ın öğütücünün yanına düşen saç tokası; ikincisi ise kanalizasyon yanındaki temizlenmemiş kanlar. Ceset anonsu da ne yazık ki oradan yapıldı, çünkü ortada ceset falan yoktu. Suçlunun dikkat çekmeden geri dönmesi gerekti ama penceresi uzanamayacağı kadar yukarıda olduğundan ana kapıyı kullanması gerekiyordu. Serbest zamanın bitmesine az kaldığından bahçede biraz daha dolandı ve serbest zamanın bitmesiyle herkesin kafeteryaya toplanmasını bekledi. Odasının önünde kimsenin olmadığından emin olunca kalabalığa karışıp hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam etti. Değil mi, 1.1?"

"Bu doğru olamaz..."

"Yalan söylüyorsun! Böyle bir şey mümkün değil!"

"Seni lanet olası! Nasıl yaparsın!?"

"Lütfen bir şey söyleyin. Neden?" 1.1 tek kelime dahi etmeden dikiliyordu. Tek bir açıklama yapmadı. Sadece sona gelirken "Lütfen oylamaya geçin." dedi. Oylamadan sonra bile konuşmadı. Sonunda Haru ağzını açmayı başardı.

"Eğer bize değer verdiysen, bir kere bile olsa, o zaman bize açıkla. Neden?"

"Baksana Monokuma. İstediğin gibi birisi öldü. Ailelerimizi serbest bırakacak mısın?" Monokuma düşünüp taşındıktan sonra konuştu.

"Elbette. Hatta çoktan bıraktım bile. Bakın." Monopad'lere gelen mesaj sesiyle herkes kendininkini açtı. Aileleri serbest bırakılmıştı, kötü görünüyorlardı ama hepsi yaşıyordu.

"Yoksa bunu..." Haru'nun nutku tutulmuştu. Arkadaşı, kendisini aileleri uğruna feda etmişti.

"Lütfen benimkilere selam söyleyin."

Ceza Konusu: Çivi Yatağı

1.1, boş bir odanın içerisinde bulunan yatakta yatıyordu. Sonra Monokuma, Hint kıyafetleriyle, başucuna oturup ağlamaya başladı. Ağlaması fazla sürmedi ve altındaki yatağı itip boşluğa düşmesini sağladı. Düştüğü yerde devasa kazıklar vardı ve... Bedeni delik deşik olmuştu. Sanki uzanıyormuş gibi de dümdüzdü.

Ceza Bitti

Danganronpa 20 Günlük Meydan OkumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin