Biraz para biriktirip sana bir altın kolye alayım istedim. Paranın yarısını biriktirdiğim gece evime hırsız girdi. Yarım ay vardı o gece, çok efkarlıydım. Şişenin dibini göreyim dedim, yarısında sızıp kaldım. Küllükte yarım kalan sigaramla, gece yarısında. Ertesi sabah kahvaltı için ekmek aldım, kahvaltıda iki ekmek yiyen ben, yarım ekmekten sonra tıkandım. Kalan ekmeği yarım kalan çayımın yanına koydum.
Bir şarkı söylemeye başladım. Adım gibi bildiğim şarkının en güzel yerini, nakaratını unuttum. Sonra bir kitap yazmaya başladım, seni anlattığım bir kitap, kitabım yarım kaldı. Üstelik çokta iyi gidiyordum. Sonra üniversiteyi yarıda bıraktım. Ziraat mühendisi olmak ile lise mezunu olmanın farkının olmadığını düşünerek. Ben bıraktıktan sonraki on yıl boyunca her iki yılda bir üç bin ziraat mühendisi alımı yaptı devlet.
Aradan çok zaman geçti, herşeyin yarım olduğu zamanlardı. Otuzbeş yaşıma girdiğimde "yolun yarısı" dedim, bir kaç ay sonra kanser olduğumu öğrendim. Şimdi hayatım da yarım kalacak.
Bütün bunların tesadüf olmasını, senin gitmenle bir ilgisinin olmamasını umuyorum. Çünkü sen gittikten sonra herşeyim yarım kaldı. Ben, yarım kaldım...
