This chapter for u, ma little darling,
Drakyla,Pekâlâ, sarf ettiği kelimeler cüretkardı. Ve lanet olsun, psikopatça bir hazla hoşuma gitmişti.
"Ne bekliyorsun?" Belki bunu dediğime sonradan pişman olacaktım; ama şu an, gözlerinin içine bakarken bunlar önemli değildi.
Bunu nasıl açıklayabilirdim bilmiyordum ama gözlerindeki haylaz pırıltılar yakışıklı yüzüne fena halde yakışmıştı. Bu kadar güzel olması haksızlıktı.
Bana öyle bir bakıyordu ki oracıkta eriyebilirdim. Eli enseme çıktı ve öyle bir hızda dudaklarımızı birleştirdi ki, dişlerimiz birbirine çarptı. Yumuşak dudakları benimkilere kapandığı anda ense kökümden aşağı bir elektrik akımı uzayıp gitti. Alt dudağımı yalayıp dişlerinin arasına esir aldığında çaresizce inledim. Öpüşünde romantiklik, yumuşak dokunuşlar yoktu. Saf bir vahşilik vardı. Dili damağıma sürtündü ve ürperdim.
Yerinde durmayan dili, dilimle dans etmeye başladığında bir elim saçlarına çıkarak yumuşak tutmalarını avucuna hapsetti. Onu şimdi, burada, içimde istiyordum.
Alt dudağımı öyle haşin bir sertlikle emip çekiştiriyordu ki, canımın acımasını umursamadığı ortadaydı. Beyaz gömleğinde gezen elim göğsüne çıkarak durdu. Gömleğinin ilk üç düğmesi açıktı, bu sayede hafif tüylü göğsünü, leziz dövmeleri görebiliyordum. Parmağım küçük göğüs ucunda gezindi, sulanmış ağzımı ucuna yakınlaştırdım.
"Benim küçük El'im neredeymiş?"
Merdivenlerden gelen ayak sesleri Tyler'in sesiyle bütünleştiğinde, olduğum yerde kaskatı kesildim. Panik damardan verildi, bedenimi ele geçirdi.
"Küçük El'i neredeymiş, ha?" Koyulaşmış gözlerini benimkilere dikerek, iki parmağını aniden içime itti ve gözlerim aldığım hazla yukarıya çıktı. "Söylesene nerede olduğunu, üzerimde ihtiyaçla nasıl kıvrandığını anlatsana."
Sesini nasıl kullanacağını, beni nerede mahvedeceğini çok iyi biliyordu. Üzerimde böyle güçlü bir etki bırakması, kesinlikle haksızlıktı. İşaret ve orta parmağı içimde hızla gidip gelirken, baş parmağı şişmiş klitorisimi ovuyordu. Tanrı aşkına, yakalanmamıza ramak kalmıştı, hemde en yakın arkadaşıma. Ama ben bencilce zevkime odaklanmıştım.
"Anlat ki, kimin olduğunu bilsin."
Ne?
"Tatlım, bağırsaklarını fena halde bozmuş olmalısın, bu kadar süre lavabo da kalmanın başka açıklaması olamaz."
Tyler'ın sesi daha yakından gelirken ben hâlâ Christopher'ın gözlerine bakıyordum. Az önce ne demişti o?
Sikeyim, Tyler. Olayın ciddiyetini anlayıp bulanık kafamı iki yana salladım. İrademin iplerini geri alarak, onun büyülü kıskacından zorlukla kendimi geri çektim. Bedenim hâlâ ihtiyaçla kıvransa da, kendimi dizginledikten sonra çaresizce elimle yüzümü sıvazladım. Ne bok yiyecektim şimdi?
Sikeyim. Aklını çalıştır Elizabeth, aklını çalıştır.
Her bir adım sesi beynimde bomba etkisi yaratırken kalbim, benim zavallı kalbim dört nala koşuyordu. Aklıma üşüşen fikirle zaman kaybetmeden Christopher'ı lavaboya ittim ve konuşmasına izin vermeden üzerine kapıyı kapattım. Aklıma başka bir bok gelmemişti!
Tyler'ın bulunduğum noktaya gelmesini izin vermeyerek hızla ona doğru yürümeye başladım. Koridorun ortasında buluştuğumuzda kaşlarını çattı. İçimden anlamaması için dualar ediyordum. Tanrım, lütfen.
"Bu saçta neyin nesi?"
Korku, iliklerime işleyerek paniğimi ateşledi.
"Ne varmış saçımda?" diye sordum tedirginlikle.
"Bebeğim saçın bağırıyor; az önce seks yaptım, diye."
"Ne? Saçmalama!"
Sikeyim, sikeyim ve yeniden sikeyim!
"Ne seksinden bahsediyorsun Tyler, babamla annem aşağıdayken. Gerçekten saçmalıyorsun."
Aslında söylediklerim dolaylı yoldan doğruydu. Mavi gözlüyle koridorda seks yapmamıştık. Sadece... Tanrım, yanacaktım.
"Sadece şakaydı güzelim. Sakin ol. Neden hemen savunmaya geçtin anlamadım?"
Mantıklı bir cevabım yoktu. Saçlarımı düzeltirken yüzümü buruşturdum.
"Aşağıya insek iyi olacak, haydi Ty."
Masaya geri döndüğümüzde babam bana baksa da onunla göz teması kurmayarak yerime oturdum. Biz gelene kadar tatlılar servis edilmişti. Her ne kadar önümde en sevdiğim tatlı olsa da içimden yemek gelmiyordu. Lanet olsun, kafam karmakarışıktı.
İçimde kıpır kıpır olan endişe gündemini devam ettiriyordu. Bir yandan Tyler ve bir yandan, ah, Christopher. Kendime itiraf edemesem de kafama taktığım şey Christopher'ın dediği kelimelerdi. Tam da bunları düşünürken o geldi ve tam karşıma, sandalyeye oturdu.
Kaltak Caitlin gülerek kulağına eğilip bir şeyler söyledi ve Christopher'da kafa salladı. İçimdeki fokurdayan histe neyin nesiydi? Galiba çıldıracaktım.
***
Tam tamına iki hafta, siktiğimin on dört günü. O yemeğin ardından koskoca iki hafta geçmişti, ortalıkta ne ses vardı ne soluk. Lanet olasıca mavi gözden bir şeyler beklediğim doğruydu ve yeniden lanet olsun, bunu kendime yediremiyordum.Bunlar olurken babam beni boş bırakmıyor, işlerle ağzıma sıçıyordu. Özel asistanlık görevini bana yıkmıştı ve öyle yorgun oluyordum ki, eve geldiğim gibi kafayı vurup yatıyordum.
Yatağa uzanmış yatıyordum ki telefonum titredi.
From: Unknown
Galiba bende bir şeyini unutmuşsun?
-pic-Uykulu gözlerle fazla parlak olan ekrana baktım ve gözlerimi kırpıştırdım. Dövmeli bir parmağın ucunda sallanan parçalanmış bir siyah külot vardı. Bir dakika, bir dakika, o benim iç çamaşırım mıydı? Daha yakından incelerken elimle yüzümü sıvazladım. Kahretsin ki o siyah kumaşı tanıyordum, hemde en sevdiğim seridendi.
Dövmelerle kaplı parmakların kime ait olduğunu da çok iyi biliyordum. Ve şu an numaramı nereden bulduğu hakkında fikirler üretmek yerine heyecanlanmam tam bir fiyaskoydu. Neden utandığımı anlamıyordum, sonuçta adam her yerimi görmüştü. Akla gelebilecek her yerimi. Yine de yanaklarım bana ihanet ederek kızarıyordu.
Aklıma üşüşen fikirden vazgeçmeden tişörtümü çekip çıkardım. Piç kurusunu alaşağı etmek için sabırsızlanıyordum. Sinsice gülümsedim ve vakit kaybetmeden iç çamaşırlı fotoğrafımı çektim.
To: Unknown
Sende kalabilir, onun geldiği yerde daha fazlası var.
-pic-Ve gönderdim. Cevap iki dakika sonra geldi.
From: Unknown
Siktir.05:38. Eğer siktiğimin bölümüne siktiğimin yorumları gelmezse, siktiğimin yeni bölümü de gelmeyecek. Bu arada Berat, canın cehenneme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOLİTA!
Fiksi RemajaBuram buram testosteron kokan bu mekanda ellerim, ucu sertleşmiş göğüslerimi sıkarken gözlerim yukarıya çıkmak için sabırsızlanıyordu. Arkamdaki tanımadığım sert bedene kıçımla güzel bir muamele çekerken pişman değildim. Kendimi şarkının ritmine kap...